4.BÖLÜM

3.1K 195 160
                                    

Mutlu pazartesiler, keyifli pazartesiler. Bugün ne yapıyorsunuz? Ben yine sıkılıyorum. Bugün üstümde bir ağırlık var belki sizin oy ve yorumlarınız beni rahatlatır.

Çiçek gibi güzel bir bölümle geldim demek isterdim ancak gereksiz bir insanın yer aldığı bölümle geldim. Fatih'e olan hırsınız, öfkeniz hatta nefretiniz çok hoşuma gidiyor. Nedenini anlayanlar beğendi bile.

Bu bölüm için ben yazarken milyon tane şarkı olan bir liste kullandım. Listeyi düzenlersem ayrı bir link olarak paylaşırım ancak içinde geçen ya da hikayeye uygun şarkıları aşağıya bırakıyorum. Herkese keyifli okumalar.

Bölüm Şarkıları

Kolpa-Nasıl Öğrendin Unutmayı
Mabel-Don't Call Me Up
Lara-Adam Gibi Adam
Murat Boz-Özledim
Hepsi- Gitme
Yüksek Sadakat- Aşk Durdukça

***
Perşembe işten erken çıkıp taksiyle eve döndüğünde Berrak'ın aklı dünden beri peyderpey hazırladığı valizdeydi. Dört günlük seyahat için kocaman bir valizi doldurmuştu. Özellikle kına ve düğünde giyecekleri fazla yer kaplıyordu. Elbiseleri, ona uygun takıları ve ayakkabıları ile şık olacağına emindi. Kişisel eşyalarını, şarj aletini ve Gülşen'in zorlamaları ile dolu bir powerbankı da küçük bir sırt çantasına attı.

Batuhan, öğlene doğru mesaj atarak sekizde onu alacağını söylemişti. Genç kızın tahmini Kadıköy'e geçip oradan hep birlikte gidecekleri yönündeydi. İki gündür Fatih'ten ses seda çıkmamıştı. Gülşen, Batuhan'dan uzak dursa da Berrak onunla konuşmaya devam etmişti.

Gülşen işten sonra eve gelmeyeceğinden kendine akşam yemeği hazırlamak için mutfağa girdi genç kız. Dün akşam da yolda yerler diye birkaç hamur işi yapmıştı. Gülşen o akşam üniversiteden arkadaşları ile buluşacaktı ve ancak Berrak çıktıktan birkaç saat sonra gelirdi. Genç kızın biraz rahatlamaya, morale ihtiyacı vardı ve eski arkadaşlarıyla görüşmek ona iyi gelecekti. Odasına gidip yolculuk sırasında rahat edebileceği bir kombin yaptı. Rahat bir beyaz tişörtün altına dar bir kot pantolon giymişti. Dolaptan çıkardığı beyaz üstüne mavi desenleri olan uzun ceketi ve beyaz spor ayakkabıları ile yolculuğa hazırdı. ( Söylememe gerek var mı bilmiyorum kombin bölüm sonunda. )

Makarnayı haşlarken dolaptan sos çıkarıp makarnanın üstüne dökmek için hazırladı. Bir yandan da kendine bir kaselik salata yapmıştı.

Telefonu çaldığında masaya tabağını koyup içeri gitti. Arayan hafta sonu düğününe gittiği arkadaşı Sedaydı.

"Sedoş, naber?" dediğinde genç kızın derin nefesler alıp verdiğini fark etti.

"Kuzu bir sorun yok değil mi?" dediğinde Seda yanıt verdi.
"Yok yok aslında şey. Yarın okulda toplanacağınız ya Pelin de geliyormuş. Melek mesaj atmış ona da. O da gelmeye karar vermiş. Yani seni önceden haberdar etmek istedim." Berrak sinirinin bozulduğu belli olmasın diye küçük bir kahkaha attı. Etkilenmemiş gibi yapmak en kolayı olacaktı.

"Gelsin canım, bana ne! Sonuçta onun da okuluydu. Yarın Elif ile sen geliyorsun. Adnan da geliyor mu?" Konuyu kendisinden başka yöne çevirmeyi başarmıştı.

"Evet, lisedeki hocalarımızla tanıştırmak istiyorum. Bu arada öğleyin orada olun geç kalmayın. Çocuklara da söyle bunu. " Berrak, Seda'ya başka sorular da sorup ilk baştaki konunun üstünü örtmüş ve telefonu kapatmıştı. Mutfağa dönüp makarnasını derin ve geniş bir tabağa koydu. Sinirini yemekten çıkarıyormuşçasına birkaç dakika içinde makarnayı ve salatayı bitirmişti. Bunu fark ettiğinde kendine sakinleşmek için zaman verdi. Saatin yediyi geçtiğini ancak mutfak saatine baktığında fark etmişti.

Aşk İkilemi -Aşk Serisi 1-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin