22.BÖLÜM -PART 2-

1.6K 101 77
                                    

Bölüm Şarkıları
Sezen Aksu-Kutlama

***
Lunaparka geldiklerinde ve rengarenk neşe vaat eden alanı gören Berrak ışıl ışıl gözlerle Fatih'e baktı.
"Yıllardır lunaparka gelmemiştim. En son seninle 16. doğum günümde gitmiştik Kayseri'de." Fatih de başını salladı.
"Ben de... Sonrasında hiç aklıma bile gelmedi. Biz ayrıldıktan sonra içimdeki gençlik ve yaşam sevinci ölmüştü, ta ki yeniden seninle karşılaşana bir araya gelene dek." Genç kız gülümseyerek başını öne eğdi. Her zaman seven olmaya alışmış bu kıza sevilmek yabancı bir duyguydu.

"Bir şey soracağım ilk karşılaştığımız gece yani yemekte yanıma gelip özür dilemenin nedeni neydi? Yani bunca yıl sonra beni görmezden gelmek yerine böyle davranman..." Fatih Berrak'ın sorusuyla gerilip huzursuzca kıpırdandı. O günü yani 2 ay önceyi hatırlıyordu ve o andaki amacından şu an çok uzaklardaydı. Elbette annesinin iyileşmesini ve ameliyat olmasını istiyordu ancak hepsinden önce Berrak'la mutlu olmak istiyordu. Belki çok uzatmadan evlenirlerdi ancak bu zorunluluk değil aşık oldukları için gerçekleşecek bir durumdu. Birbirlerini tanımak için uzun yıllar harcamalarına gerek olduğunu düşünmüyordu. Onlar zaten birbirini tanıyordu.
"Fatih?" Berrak koluna hafifçe dokundu. Fatih'in bu kadar derin düşüneceği bir soru sormamıştı ona kalsa.
"Efendim, hayatım o anı düşünüyordum da bir. Sanırım artık belli yaşı geçtikten sonra insan geçmişteki yarım kalmış işlerini, geride bıraktıklarını unutamıyor ve ben de seni hiç unutmadım. Biz yarım kalmıştık çünkü o anda orada vicdanım dile gelmiştir." Berrak başını salladı, onun da tahmini buydu zaten.
"O yarım kalmış işlerin ya da ilişkilerin hatırlanmasına zeigarnik etkisi deniyor. Ben de senden farksızdım."

Lunaparka girerken Fatih Berrak'ın elini tuttu ve aklına geçen seferki tecrübeleri ve balon macerası geldiğinde dalga geçmeden edemedi.
"Çocuk ünitelerine binmek istersen yanında olup elini tutarım. Yükseklik içeren makinelere binmeyeceksin malum."

Berrak boştaki eliyle Fatih'in eline vurdu. Yükseklik korkusuyla alay edilmesine dayanamıyor ancak korkusunu yenmek için bir adımda atmıyordu. Kendi söküğünü dikmemeye yeminli bir terzi gibiydi.

"Ne yapayım Talas yokuşlarında kazandım bu korkuyu yenemiyorum." Berrak aslında böyle diyor olsa da fobisinin şiddetinde azalma fark etmeye başlamıştı.

Su fobisinin birçok aşamasını da üniversitenin son senesi ve sonrasında yenmeyi başarmıştı.

"Beraber yeneriz. Biz birlikteyiz ya her korkuyu, her şüpheyi her engeli aşabiliriz. Ben bize inanıyorum." Fatih'in söyledikleriyle Berrak güldü.

"Valla benim yeneceğim ilk şey sen olacaksın. Önce şu jetonlu aletlerde bir ısınalım. Langırt mı Air fx mi? "

Fatih kızın gösterdiği tarafa baktı. İki oyunda da ortalama bir becerisi vardı ancak Berrak iddialı görünüyordu. Ancak diğer tarafta Berrak karşısında başarılı olma ihtimali yüzde yüz olan basketbol vardı.

"Bence basketbol." dediğinde Berrak gözlerini büyütüp dudaklarını büzdü.

"Ama bu haksızlık öyle değil mi?" Calimero sesiyle bunu söylediğinde sevgilisi tarafından burnunun sıkılmasıyla karşılık buldu.

"Ne oldu küçük hanım. Lisede tam 4 sene potadan top geçirmeye çalışmıştın doğrusu. Ancak merak etme buradaki potalar daha kolay."

Berrak içinden kahkahalar attı bu küçük oyununa. Balık oltaya çabucak gelmişti. Zavallı sevgilisi onun üniversitedeki en yakın arkadaşının upuzun bir kız olduğundan ve bu makinelerle sürekli basketbol oynadıklarından habersizdi.

Fatih kızın omzuna kolunu atıp onu makinelere doğru götürdü. Sonucun kendisi lehine olacağına yüzde yüz emindi.

Birkaç dakika sonra süre bittiğinde son gülen Berrak olmuştu. Fatih'in yüz ifadesine kahkahalar attı kız.

Aşk İkilemi -Aşk Serisi 1-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin