29. BÖLÜM-PART 2-

632 57 39
                                    

İkinci part da ilk part kadar olaylı olacak ben yazarken eğleniyorum. Keyifli okumalar.

Gülşen- Nazar Değmesin
Jabbar- Cesaretsizce Olmuyor


***
Berrak alarmının sesiyle uyandığında günün kendisi için ne kadar zor geçeceğinin farkındaydı. Akif'le konuşmaları beklediği kadar kötü geçmemiş olsa da erkek kardeşinin sevgilisiyle yiyeceği erkek erkeğe konuşma düşüncesi hiç hoşuna gitmiyordu. Yine de bugün erkek kardeşinin 23. doğum günüydü ve onunla bugünü geçirip onu yumuşatmalıydı.

Kalkmadan önce kardeşine onu almaya geleceğini hazırlanmasını söyleyen bir mesaj attı. Haziranın ilk gününde önce kardeşiyle güzel bir kahvaltı ederlerdi sonra da gezerlerdi belki. 
Yataktan kalkıp dolabının önüne geçti bir sürü fotoğraf çektirmeyi düşündüğüne göre güzel olmalıydı. İki hafta sonraki üniversite sınavları düşünülürse önümüzdeki 2 haftayı günde en az sekiz on saat çalışarak geçirmesi gerekiyordu. Yorucu bir maraton öncesi son çıkıştı bu genç kadın için. 

Açık pembe çiçekli yazlık bir elbiseyi çıkardı dolaptan altına beyaz sandaletlerini giyecekti. Akşam da sırf düşünmemek için arkadaşı Rana'nın evine ziyarete gidecek ve sevgilisinden yemeğin güzel geçtiği mesajını bekleyecekti. Giyindikten sonra saçlarını yaparken beklediği cevabı almıştı. Kardeşi onu bekliyordu. Telefonunun çalmasıyla duraksadı ve saçlarını yarıda bıraktı.
"Günaydın sevgilim..." derken aşkı sesinden taşıyordu.
"Günaydın aşkım, akşam için bizim çocuklarla gittiğimiz bir yerde rezervasyon yaptırdım kardeşin de beğenir umarım. Balık sevmediğini söyleyince kebapçı ayarladım." Berrak onun kendini sevdirmek ve durumu idare etmek için elinden geleni yapacağına emindi. 
"Ben de birazdan evden çıkıp Akif'i alacağım arkadaşının evinden doğum günü çocuğunu kahvaltıya götüreceğim." Telefonu hoparlöre alıp saçını yapmaya devam etti. 
"Senin doğum gününe de iki aydan az kaldı. Bu sene beraber kutlayacağız uzun senelerden sonra yeniden beraber olacağız." Berrak gülümsemişti. 26 yaşına girecekti ve on seneden sonra 16 yaşına girdiği zamanki gibi tıpkı Fatih yanında olacaktı.

"Bilmiyorum ki doğum günümde ne yaparız? Tercih döneminde genelde çalışıyorum o yüzden belki İstanbul'da oluruz ama yaparız bir şeyler." Fatih'in bu yaz için Berrak'ın doğum günü ve sonrası için kızın henüz haberdar olmadığı planları vardı zaten.
"Seni çok mutlu edeceğim sevgilim sadece bunu biliyorum ve istiyorum. Bütün acı dolu yıllarını sana unutturacağım." Berrak derin bir iç çekti.

"Ben artık geçmişi konuşmak istemiyorum. Sadece bugünü yaşamak istiyorum, geçmiş veya gelecek değil içinde bulunduğum anın tadını çıkarmak istiyorum."

"Tamam hayatım bugünümüzün ve her günümüzün tadını beraber çıkartacağız ben kapatıyorum şimdi sen de hazırlan." Berrak telefonu kapattıktan sonra aynada kendine baktı. Güzel görünüyordu ve her şey de güzel olacaktı.

Evden çıkmadan önce bir not yazıp buzdolabının üstüne bıraktı. Gülşen eve geldiğinde merak etmesin istiyordu. Arabasına atladığında ilk işi telefonunu arabaya bağlamak ve müzik açmak olmuştu. Müzik sesi zihninin sesini bastırırdı en azından bir süre.

Neyine güveniyor kalbim
Boyumdan büyük bu sevda
En zorunu buldum aşkın
Kendini bana sakla

Yaşamazsam bugünü
Hayat beni bağışlamaz
Yarını bilmem unut dünü
Sana zararım dokunmaz

Berrak bu şarkının nasıl denk geldiğini bilmiyordu ama tam olarak aynı fikirdeydi. Yarın belirsizdi, dünü unutmak istiyordu tek istediği hayatın ona verdiği bugünü yaşamaktı. 

Bozuyorum aşk orucumu
Yıllar sonra seninle
Âşığım, hayranım her bir zerrene
Bakmaya kıyamadım bir kez yüzüne
Nazar değmesin, eğilsin âlem dizine

Direksiyonu çevirirken şarkıya eşlik ediyordu evet aşk orucu bozulmuştu. Aşıktı, o aşkı herkese rağmen yaşayacak cesarete sahipti ve tek istediği mutlu olmaktı. Kardeşinin ona attığı adrese geldiğinde onu kendisini beklerken bulmuştu.
 Berrak yan tarafına oturan kardeşine alaycı bir bakış fırlattı.
"Sevgilin yanında değilken bu kadar havalı giyinmen hiç doğru değil seni Selin'e söyleyeceğim." Akif onun bu söylediğine küçümser bir bakış atmıştı.
"Ablacığım güneş balçıkla sıvanmaz. Ben ne giysem havalı ve yakışıklıyım." Berrak üfledi.
"23 yaşına girdin kazık kadar insan oldun hala şu kendini beğenmişliğinin bir çözümünü bulamadık annem seni çok şımarttı." Arabayı kullanırken kardeşine takılmayı ihmal etmemişti.
"Sen hala annemi benden mi kıskanıyorsun? Abla yaşıtlarının çocukları var sence kardeş kıskançlığı yaşın geçmedi mi?" Genç kadın derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştı.
"Bunun kardeş kıskançlığı olmadığını nasıl anlarsın bilmiyorum ama benim derdim annemin seni sevmesi değil beni yeterince sevmemesi. İkimiz aynı anda arasak veya mesaj atsak ilk kime döner? Düşüneyim, sana... Ankara'ya mı daha çok geliyor İstanbul'a mı? Ankara'ya. Beni birkaç günde bir arıyor senle günde en az 2 saat konuşuyor. Yani ablacığım benim derdim sana verilenler değil benden esirgenenlerdi." Akif kendini her konuda haklı ve kusursuz gören biriydi.
"Seni de seviyor sadece senle annem arasında benimle olduğu kadar ortak nokta yok sen babamla daha çok benziyorsun. Ancak sen bunu annemin seni sevmemesi olarak yorumluyorsun abla. Sana göre sevgi ne bilmiyorum artık. Fatih'in sevgisine inanıp da annemin sevgisine inanmıyorsun neden mesela?" Berrak düşündü hem geçmişi hem içlerinde oldukları zamanı.
"Annemin sevgisine inanıyorum ama daha fazlasını arıyorum. Fatih'in de beni sevdiğine başta inanmadım, inanamadım ama ihtimali bile kalbimi yeniden aşkla çarptırmaya yetti. Sonra peşimden koştu, ikna etti. Tüm cesaretiyle, kararlılığıyla benim tüm inkarlarıma rağmen önüne koyulan engellere rağmen vazgeçmedi. Onun beni sevmesini isterken bile bu kadarını hayal etmezdim. Önceden ben onu düşünürdüm ama o beni hiç düşünmezdi yani ilişkimiz için hep ben çaba harcardım ama şimdi o beni düşünüyor, ne severim diye düşünüyor hatta doğum günüme daha çok olmasına rağmen bunu bile düşünüyor. Sonunda biri benim için çaba harcıyor. Sence ben hak etmiyor muyum bunları? Mutlu olmayı, delice sevilmeyi, el üstünde tutulmayı, hayattaki en değerli şeyiymişim gibi bakan bir adamı ve o adamın beni düşünmesini hak edemez miyim?" Akif sessiz kaldı.
"Tabi ki hak ediyorsun ama ne bileyim akşam bir tartacağız bakalım seninki kaç okka." Berrak gözlerini devirip yeniden müzik açtı.

İstemek yetmiyor uçmak için
Kanat çırpmak lazım üstünden geçmişin

Aşk İkilemi -Aşk Serisi 1-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin