Aşk İkilemi -Aşk Serisi 1-

41. BÖLÜM

Selamlar efendim nasılsınız iyi misiniz? Ben biraz iyileşmiş olsam da hala her öksürükte ciğerleri ortalığa bırakıyorum ama halledeceğim sorun yok. Bu haftanın bölümünü şöyle elden ele uzatayım. Yorumlar yapmayı unutmayın Berrak ve Fatih'ten sıtkınız sıyrıldı biliyorum ama bunlar iki mal yapacak bir şey yok.

Bölüm Şarkıları
Sezen Aksu-Sarı Odalar
Şebnem Ferah- Hoşçakal

***

Tüm günü boğazın karşı yakasında Göksu nehrinin etrafındaki kafelerden birinde geçirmişti Berrak ve akşam geceye dönerken eve girdiğinde Gülşen'in ona hem bir şeyler sormak istediğini hem de üstüne gitmekten çekindiğini görüyordu. Son dokuz ay Gülşen'de de bazı değişikliklere neden olmuştu. Eskiden olsa bu kadar habersiz bırakıp bir de üstüne kışın ortasında geç kaldığı için azarı yerdi Berrak ama şimdi Gülşen önce arkadaşının nasıl olduğunu anlamaya çalışıyordu. Arkadaşının yanına oturup bir anda dizine uzandı. Gülşen onun sevgiye ve onaya ihtiyacı olduğunu anlamış ve saçlarını okşamaya başlamıştı.

"Azarlayacaksan azarla... Fatih'e sinirlendim kendimi bir anda dışarı attım baktım kafamı toplayamıyorum Göksu'ya gittim. Manzaraya karşı biraz düşündüm bazı kararlar aldım." Gülşen duyacaklarından biraz korkuyordu. Berrak her an her şeyi yapabilirdi ve kimse bir sonraki hamlesini tahmin edemiyordu. Kendi nikahından kaçması ve ortadan kaybolmasıyla başlayan süreçten beri mantık dışı hareketlerine kendi mantığını uydurmakla meşguldü.

"Ne kararı aldın kuzum?" Berrak gözlerini kapatıp tek seferde söyledi.

"Bunu sadece sen ve birkaç kişi bilecek annemler bile değil. Ben Amerika'ya gidiyorum." Gülşen zaten Berrak'ın işlerini toparlayıp kafa dinlemek için bir yerlere kaçabileceğini düşünmüştü. O tabi ülke içi veya en fazla Avrupa'da bir yerleri aklına getirmişti ancak sorun bu değildi. Sorun Berrak'ın bundan sonra söyleyecekleri olacaktı.

"Benim çocukluk arkadaşım var annemin arkadaşının kızı daha doğrusu kızları Amerika'da yaşıyorlar. Beril doktor Işık abla da diş hekimi. Bugün onlarla konuştum her şeyi anlattım sonra beni yanlarına çağırdılar. Mantıklı geldi Gülşen çantada keklik olmaktan, savaşmaktan bu mücadeleden yıldım. Amerika'ya kızların yanına gideceğim belki orada bir dil kursuna başlarım ya da başka bir eğitime bir süre burada olmam... Hatta belki orada bir işim olur ve kalırım dönmem belki." Gülşen konuşamamıştı o an. Berrak'ın uzaklaşmak istemesini çok iyi anlıyordu ama en yakın arkadaşının kendisinden saatlerce ve kilometrelerce uzakta bir okyanus ötesi mesafede olması istediği bir şey değildi.

"Yani Berrak şu an duyguların çok yukarıda ani kararlar verilecek bir zamanda değilsin. Sen sevdiklerine arkadaşlarına çok bağlısın hem Duygu doğacak gelecek ay onu görmeyecek misin? Kucağına almayacak mısın? Sonra ben nişanlanacağım, evleneceğim sana ihtiyacım olacak bizi bırakıp gidebilecek misin?" Berrak başını arkadaşının dizinden kaldırıp gözlerine baktı.
"Sizi bırakmak değil bu sadece iyi olmak için buradan uzaklaşmam gerek sanki bu şehir beni boğuyor. Mesafelerin dostluklara engel olmadığını biliyorum. Hem henüz kesin bir şey yok sizi bırakıp gitmiyorum sadece hayatımın yolunu nasıl çizeceğimi arıyorum. Gülşen ben bu kararı ani vermedim sadece verebilmek için çok bekledim. Nereye gideceğimi sadece sen ve gittiğim kişiler bileceksiniz. Geri kalan herkes iyi olduğumu bilmekle yetinecek. En azından boşanma davası görülene dek. Sonrasında ne yapacağıma karar veririm ama önce boşanmalıyım." Gülşen onun ne kadar kararlı olduğunu görmüştü.
"Özür dilerim bencillik ettim az önce. Sen kendini düşünmek zorundasın tabi ki madem bu sana iyi gelecek ben arkandayım. Ne zaman gideceksin?" Berrak telefonundan aldığı biletin tarihini gösterdi. 
"Perşembe öğleden sonra üçte. Çarşamba işleri Feyza'ya devrediyorum zaten ve o gün hazırlanırım artık. Gittiğimi Batuhan bile son gün öğrenecek. " Berrak arkadaşına baktığında Gülşen başını salladı. Berrak kafasındaki planları anlatırken içindeki korkak, kaçmaktan yorgun ve artık yıpranmış küçük kızı susturmuştu.