Bölüm 1

29.1K 996 356
                                    

Merhabalar

✨️🌙

Nasılsınız?

💛🌼🌻🏵

Keyifli okumalar

Baha'dan
《《《《》》》

Dışarda top oynayan çocukların sesi o kadar güzeldi ki, bir an bende onlarla oynamak istedim. Böyle camdan izlemekte güzel ama  keşke onların arasında olsaydım. Nasıl hissederdim acaba. Ben onları izlerken içerden babamın sesini duydum.

"Lan nerdesin?"

Her zaman olduğu gibi yine bağırarak çağırıyordu beni.
Şu an da ona cevap vermek istemiyordum  ama cevap vermezsem kendim için iyi şeyler olmayacaktı. Tam ona cevap verecekken odamın kapısı sert bir şekilde açıldı.

"Orospu çocuğu sana söylüyorum Neden cevap vermiyorsun?" Tam ona dönüyordum ki, hızlı adımlarla yanıma geldi. Omzumdan tutup kendine çevirdi. Duygusuz bakışlarla, öfkeli gözlerine baktım. Sesim çıkmadığı için yine bağırdı. "Şerefsiz seninleyim ben sana bir şey dediğimde cevap vereceksin demedim mi?" Yine sustum.

Onunla konuşsam da  dayak yiyordum, susmasam da. "Demek sözümü artık dinlemiyorsun öyle mi?" Dedikten sonra yüzümde bir yanma hissettim. Yalnız bu tokatla olmayacağını biliyordum gözümün üzerine yediğim yumrukla gözlerim istemdışı kapanmıştı. Beni kollarımdan tutup oturduğum sandelyeden yere fırlattı. Bağıra çağıra karnıma, sırtıma tekme atmaya başladı. Tekmeyle olmayacağını anladığında belindeki kemerini çıkartıp sırtıma bacaklarıma vurdu. Yüzümü korumak için kollarımla yüzümü kapatıyordum.

Sesim çıkmasın, ağlamalarımı, çığlıklarımı hiçkimse duymasın diye dişlerimi kazağımın koluna geçirmiş sıkıyordum. Eğer olur da ben dayak yerken babam sesimi duyarsa bundan iki kat daha fazla dayak yerdim.

Sessizce ağlarken babam ise hiç susmadan küfür ederek, acımadan vuruyordu bana. Ağlamaktan ve dayaktan artık gücüm kalmamıştı. Gözlerimi kapatıp bu günün çabuk bitmesini diledim.

Uzun bir süreden sonra galiba yorulduğu için bana vurmayı bırakıp gitmişti. Kendime gelene kadar yerde haraket etmeden öylece uzandım. Kendime geldiğimde zar zor kalkmaya çalıştım. Kafamı cama doğru çevirdiğim de tekerlekli sandalyem yere devrilmişti. Kollarımla sürüne sürüne sandelyeme doğru gittim, Canım o kadar acıyordu ki bağırmamak için dişlerimi sıkıyordum. Sandelyeme ulaştığımda önce biraz dinlendim. Çok uzakta değildi ama benim için öyle değildi. Vücumdakı ağrılarla bu çokta kolay olmadı. Ayaklarım zaten tutmuyor, yürüyemiyorum bir de babamdan dayak yediğim de benim için her şey çok zor oluyordu.

Sandalyemi düzeltip kollarımdan güç alarak kendimi bir şekilde sandelyeye bıraktım. Oturduğumda sırtıma öyle bir ağrı girmişti ki, nefesim kesildi, gözümden yaş gelirken bir süre acının geçmesi için haraket etmeden bekledim.

Canım çok acıyordu. Yaralarımdan çok kalbim çok ağrıyordu. Babamın annem öldükten sonra böyle canavara dönüşmesi beni çok mahv ediyordu.
Annemin ölümüne ben sebep olmuşum gibi konuşurdu. Annem ölmezden önce o kadar güzel bir aileydi ki. Babam beni çok seviyordu. Küçükken ben de büyüdüğümde hep babam gibi birisi olacağım diyordum. Salaktım ya! nereden bileyim kendisinin yaptığı kazadan sonra bu kadar değişeceğini.

Ailecek dışarda akşam yemeği yedikten sonra arabayla eve dönerken, sarhoş şekilde süren bir adam yüzünden kaza yapmıştık. Annem kaza anında ölmüştü. Benim ayaklarım arabanın kapılarının altında kalmıştı. Babamın durumu bizimkinden iyiydi. Hastahanede gözlerimi açtığımda doktorlar bir daha yürüyemeceğimi söylemiştiler. Beni yürümemden çok annemin ölüm haberi mahvetmişti. Babam başlarda bana iyi davranırdı ama zamanla çok değişti. Gözümün önünde gitgide canavara dönüştü.
Gitgide hayatımı daha da zorlaştırdı. O da yetmedi canımı yaktı ve hâlâ da yakmaya davam ediyor.

Akşam ağrılarım yüzünden gözüme uyku girmemişti. Yaralarıma bir şekilde  krem falan sürmüştüm. Ancak sırtıma elim yetmediği için sürememiştim. En çok sırtım ağrıyordu ya.

Sabah yatağımdan uykusuzca kalktığımda ev çok sessizdi. Allah biliyor şimdi nerelerde ne yapıyordu. Sandelyeme oturup banyoya doğru gittim. Banyoda işlerimi halledip çıktım. Dünden beri hiçbir şey yemediğim için karnımdan garip sesler geliyordu. Tekerlekli sandelyemin tekerlerini çevirerek karnımı doyurmak için mutfağa gittim.

Mutfak yine dağınık her şey bir taraftaydı. Dağınıklığı boş verip dolaba doğru gittim buzdolabını açtığım da içinde çokta bir şey yokdu. Peynir iki tane de dometes vardı. Ekmek var mı diye kafamı çevirip tezgahın üzerine baktım. Dolabdan peynir kabını çıkartıp bacaklarımın üzerine koydum. Tezgahın üzerindeki ekmekleri almak için oraya doğru gittim. Birkaç dilim ekmek vardı. Elime aldığımda bayatlamışlardı ve tezgahın üzerinde oldukları içinde kurumuşlardı.

Kendime bir bardak su döküp yemeğimi yemeğe başladım. Yapabileceğim bir şey yoktu ekmekten yerken suyumdan da içiyordum ki ekmeğin kuruluğu gitsin.

Ben yemeğimi yerken dış kapının açılma sesi geldi. Derin bir nefes alıp suyumdan bir yudum içtim. Babam mutfağa giridiğinde her zaman sinirli baktığı gibi bakıp "Eşyalarını topla taşınıyoruz." sert ve sinirli bir sesle söyleyip çıkmıştı.

Her yıl bu sözleri duyduğum için artık sorgulamıyordum. Ya evin kirasını ödemediğimiz için kovuluyorduk ya da bu evden ucuz bir yer bulup oraya taşınıyorduk.

Gerçi benim için fark etmiyordu. Zaten bir yerlere gidemiyordum. Arkadaşlarım yoktu ve sürekli evde oluyordum. Başka bir eve, başka bir mahalleye taşınmak demek değil ki hayatımda değişecek. Aynı ben, aynı hayatım ve aynı babam hiçbir şey değişmeyecek. Bu 4 yıldır böyledi ve böyle de devam ediyordu.

Okuyan herkese şimdiden çok teşekkür ediyorum

Gelecek bölümde görüşürüzz

Güzel kalbinizden öpüyorum

💛🌼

24.05.23

Hàmuş {BxB}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin