Bölüm 8 - Oyun Başlıyor

12 3 0
                                    

Karadenizin hırçın sularında balık tutan bir astronot, Deli Fikret..

-Bu oltayı seviyorum Hamit. Herşeyi çekebiliyorum..

+Ne dersen odur patron.

-Hamit, beni anlayan tek kişi sensin galiba lan. Deli miyim oğlum ben?

+Yok patron estağfurullah ne delisi. Gayette akıllısın,zekisin.

-Oltayı çekmeme yardım etsene kolum yoruldu.

+Hemen patron.

Hamit oltayı eline aldı ve tüm gücüyle asıldı. Olta geldiğinde başında yaşlı uzun sakallı bir adamın kafası olduğu göründü.

-Patron yeterince temizlendi bence.

+Bak bakalım sakalları temizlenmiş mi?

Oltayı alıp çekti ve kopmuş başın sakallarını parmaklarıyla gezmeye başladı.

-Temiz patron.

+Tamam al gidelim hadi.

Hamitin sağ elinde olta sol elinde sakalından tuttuğu kelle vardı.

Fikret yavaş yavaş ellerini öne atarak sallana sallana yürüyordu, Hamitte hemen arkasında onu takip ediyordu.

-Var mı Nazımdan haber?

+P-patron..

-Söylesene oğlum noldu?

+Nazımı öldürmüşler patron.

-Ne?! Kim öldürmüş?

+Ceyhun diye bi çocuk.

-O çocuğu bulun bana getirin, kendi ellerimle işkencesini yapıcam... Kellesini denize sokup yıkayacam!! Benim oyuncağımı elimden almak neymiş görücek.

+İstanbula kaçtığını söylüyorlar Patron.

-Hassiktir ya! Oraya giriş iznimiz yok, baronumuzla konuşmam lazım. Hemen bir görüşme ayarla baronumuzla.

+Tamamdır patron.

Siyah limuzinlerinin kapıları yavaşça açıldı ve sertçe kapandı, taşlıklar belkide 1 hafta gitmeyecek izlerle kaldı.

Deponun kapısı açıldı, içeriden Karadağ çetesi çıktı. Ellerinde gri sprey boyalar, ceplerinde bıçaklar sırtlarında sopalarla dışarı çıktılar.

-Başlıyoruz çocuklar, burdan başlayarak mahallenin her bir yanını ismimizle boyayın. Rakiplere küfür serbest!!

Bütün çete dağıldı mahalleye, her bir yanı boyadılar. Bu durum mahalleyi izleyen Ketenlilerin dikkatini çekti. Bir yandan Ceyhun, Ketenlilerin adamlarını izliyordu. Bisikletle bir köşeye çekilmiş Ketenliler çetesinin casusunun oradan ayrılmasını bekledi.

(bir saat sonra)

Bütün mahalle gri "Karadağ Yükselecek" yazılarıyla donatıldı ve casus hepsini izledikten sonra artık Ketenlilere gidecekti. O yola çıktığında Ceyhunda hemen peşinden bisikletiyle takip etmeye başladı, on dakikalık yolun sonunda geniş ve tek girişli bir mahalleye girdiler. Değişik bir mahalleydi, herkes yeşil giyinmiş ve yolun ortasında bile uyuşturucu içiyorlardı. Devlette mi bu işin içindeydi ki polisler buraya karışmıyordu?

Her tarafı inceledikten sonra mahalleye geri döndü ve sonraki adımı beklemeye başladılar.

-Bu işlere nasıl girdin Sabri bey anlat bakalım.

+Baba mesleği bizimki Ceyhun, çırak olarak başladık biz bu işe. Sen söyle bakalım, sen neden girdin bu işe?

-Şerefsiz babamın kumarı yüzünden peşimize mafya takıldı, Nazım diye biri-

+Ne? Nazım mı!?

-Evet Nazım, noldu?

+O zaman Deli Fikreti de biliyosundur.

-Onu da biliyorum noluyor lan anlatsana!

+Uyuşturucu baronunun kartellerinden biriydi eskiden Fikret. Diğer kartellerden şikayet gelmiş Fikret milleti öldürüp diri diri toprağa gömüyor diye. Baronda bunu uzak diye Diyarbakıra göndermiş. Duyduklarım bunlar ama gördüklerim çok kötü.

-Ne gördün de bu kadar korkuyosun bu heriften?

+Cesetler Ceyhun cesetler... Bir oda dolusu hatta ev dolusu ceset! Adam cesetlerle besleniyor gibi, bu adam delilerin tillahı. Cesetleri torbalarla asmış pişirip parçalarını kıyma makinesine atıyor. Ceset fabrikası var bu adamın!

Ceyhunun içine çok büyük bir korku düştü ve Sabriyle bir süre bakıştıktan sonra sessizliği bozan Sabri oldu;

-Ne yaptın sen Nazıma?

+Adamlarıyla beraber hepsini öldürdüm...

-...

+Başıma belayı ben açtım ben temizlerim. Sizlik birşey yok.

-Başımızdaki tehlikenin farkında değil misin sen!? Koskoca uyuşturucu baronunun bile zaptedemediği adamı biz mi durdurucaz! Nazım, onun oyuncağı gibiydi. İstediği gibi döver ayak işçiliğini yapardı, sen onun oyuncağını aldın. O senin aileni alıcak...

+Ailem kalmadı lan ailem kalmadı! Bütün ailemi öldürdüler. Kardeşlerim kaldı. Onlara en ufak dokunurlarsa baronmuş kartelmiş dinlemem delisini de sağlıklısını da ezer geçerim!!

-Seni kendi haline bırakıyorum, olayın ciddiyetinin farkına varman gerek. Sonra görüşürüz...

Sabri oturduğu sandalyeden kalktı ve hızlı adımlarla depodan dışarı çıktı, Öfkeden deliye dönmüştü. Ceyhunda hızlıca yerinden kalkıp dışarı çıktı ve gitti.

Eminönünü gezmeye karar verdi, balık lokantaları, seyyar satıcılar, vapurlar ve...

Ölümlülerin BaronuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin