Bölüm 11 - Bahtiyar Karagül

12 5 0
                                    

Telaşla yatağından kalktı ve Özlem ile olan randevusuna geç kaldığını anladı, gömleğini ve paltosunu üzerine hızlıca attı. Silahını da beline taktı ve hızlıca kapıya doğru koştu, elini tam kapının koluna attı ki;

-Ceyhun?

İrkildi ve arkasına hızlıca döndü.

+Özlem!?

Bir saattir odasında olan Özlemi fark edememişti.

-Silah mı taşıyorsun?

+Ş-şey... Evet.

-Gerçekten ne iş yapıyorsun Ceyhun?

+Senin ne işin var burda?

-Soruya soruyla cevap veriyoruz demek... Peki. Bana müsaade...

+Hayır tamam dur! Anlatıcam.

-Otur ve anlat, telaşlanmanı gerektirecek bir durum yok.

Sakince Özlemin yanına oturdu ve gözlerinin içine dikkatlice bakarak konuşmaya başladı;

+Ben kötü işler yapıyorum Özlem, ailemi korumak için yapmak zorunda olduğum işler yapıyorum. Bu durum seni rahatsız ediyorsa sorun değil, beni terk edebilirs-

Suratına yediği tokatla irkildi ve şaşkınlıktan sadece yere bakmakla yetindi.

-Kötü iş yapman hele ki ailen için yapman sorun değil Ceyhun. Bende şu "kötü iş" dediklerini biliyorum, babam bu işlerle çok ilgilenir.

+Baban kim?

-Bahtiyar Karagül.

+Tanımıyorum.

-Büyük bir iş adamıdır, zamanla tanırsın boşver. Ayrıca kötü işlerinin bizim ilişkimizi etkilemesini istemiyorum. Bunda dikkatli ol, babam nasıl işleriyle bizi etkilemiyorsa sende etkileme ve yansıtma. Yansıtırsan ve başaramazsan da... Canın sağ olsun sevgilim.. Ben senden hep razıyım, benden bir daha terk etmek gibi bir konudan bahsetme.

+Peki, özür dilerim...

-Hadi, randevumuza geç kaldık. Ben bir mekan ayarladım bile.

Özlem, hızlıca kalktı ve paltoyu Ceyhunun omzuna attı. Uzun boylu, elleri ellerine göre duvar kadar sert olan sevgilisinin elini tuttu ve kapıdan dışarı çıkarttı. Birlikte merdivenleri indiler..

Kapalı çarşıdaki lokantaya girdiler ve Özlemin ayarlamış olduğu masaya oturdular.

-Bak, gerçekten özür dilerim senden sakladığım için.

+Önemli değil, şuan tek düşündüğüm şey randevumuz. İllegal işlerini bi kenara bırak.

-Tamam.

+Çocuğun olsaydı eğer, kaç çocuk isterdin?

-Bilmem ki, çocuğum olacak kadar yaşayabileceğimi sanmıyorum.

+Neden?

-Bu işler yüzünden belkide erken ölebilirim, korkuyorum.

+Kendini düşünmüyorsan beni düşün. Ben, ne olursa olsun yaşamanı istiyorum tamam mı? Kim ölürse ölsün ya da ne yaşarsan yaşa hep hayatta kalıcaksın ve pes etmeyeceksin. Söz mü?

-Tamam, söz..

+Şimdi yemeğimizi yiyelim, seni eve götürmek istiyorum.

-Eve derken nasıl eve?!

+Babamla tanışmak istemez misin?

-İ-isterim tabi de... Erken değil mi?

+Peki sen bilirsin.

Ölümlülerin BaronuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin