S3B5 - Uzak Savaş

2 1 0
                                    

-Simon Arthemovic...

+Hedefim kim?

-Sadrettin Karadağ.

(Gece yarısı)

Odasının balkonuna çıkmış masaya ayaklarını uzatıp türk kahvesi içiyordu. Halüsinasyonlardan kurtulmanın yolunu düşünüyordu sürekli, baronu en tepeden indirdikten sonra buna bir çare bulacaktı. Beyninde sürekli işi, Celali kaybetmenin acısı vardı. Uzun uzun manzarayı izlerken kendi kendine konuşuyordu.

-Şu manzarayı kardeşlerimle oturup izlemek vardı şimdi, biri morgda, biri içerde osura osura uyuyor. Ertuğdan bir ses çıkmadı hala, büyük bir şey olacak bu belli...

Aklına Özlemle geçirdiği güzel zamanlar geldi ve duygulandı.

-Belki hastalığımın sebebi sensindir.

Yavaş yavaş gün doğumu yaklaşmış, güneşin ilk ışıkları malikanenin çatısına vurmaktaydı. Bardağını alıp odasına geçti ve masaya yerleştirip yatağına uzandı. Üzeri bantlanmış olan fotoğrafa bakıp aklına Özlemi getirerek uykuya daldı.

-Ceyhun! Korkuyorum...

+Özlem! Hayır!

Yatalı bir saat olmamıştı ter içinde uyandı, ağlamaklı gözlerle camı izledi.

-Bana ihtiyacın varsa da gelemem, almam gereken bir intikam var.

(İtalya)

Yemek masasında Özlemle karşı karşıya geçmiş yemeklerini yiyorlardı. Özlemin ona attığı nefret dolu bakışlardan sıkılmış, onunda kendisini sevmesini bekliyordu.

-Beni ne zaman seveceksin Özlem?

+Senden ölene kadar nefret edicem. Benim ilk ve son aşkım Ceyhundur!

-Kalk masadan.

+Ne?

-Özlem hanımı odasına götürün, kapıyı da kilitleyin.

+Karına böyle mi davranacaksın şimdi he!?

-Karım olduğunu anladığın zaman bırakıcam seni.

+Ceyhun seni öldürecek!

-Ceyhun hiçbir şey yapamaz artık, kardeşini öldürdüm. Götünün üstüne oturup küçük mafyacılığını oynayacak. Sende benim olacaksın!

+Sen onu tanımamışsın.

(Türkiye)

-Sadrettin Karadağı nerede bulabilirim?

+Genelde malikanesinde bulunur ya da balıkçı teknesine atlayıp boğazı turlar. Onu teknede indirebilirsin.

-Orasına karışma Timur bey, ben işimi bilirim.

+Görücez.

Lokantanın kapısını açtı ve çıkarken son bir bakış atıp kapıyı kapattı. Spor arabasına binip boğazı iyice kontrol etti, keskin nişancı silahlarıyla arası iyi değildi. Yakın mesafeden işini bitirecekti.

(Karadağ Malikanesi)

-Sado! Hadi gelsene oğlum! Şirketi kontrole gidicez.

+Tamam bağırma lan! Geldik.

El çantasını alıp arabaya attı ve diğer korumalarla beraber konvoy halinde evden ayrıldılar.

-Korumaları çoğaltmışsın?

+Gerekliydi, az adamla bu işleri yapamayız.

-İyi bakalım. Şirketin içini falan hallettiler mi?

Ölümlülerin BaronuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin