Sadrettin, hızlı adımlarla eğitim alanına doğru yürüdü ve eğitmenlerle bir bir konuşmaya başladı.
-İlk hangisini yapıyorum?
+Efendim, sırasıyla parkur, stratejik bölüm, silahlı parkur, taekwondo, kick boks, ekipman kuşanımı, poligon ve bire bir dövüş idmanlarına katılacaksınız. Şimdiden söylemeliyim ki işiniz çok zor.
-Ceyhun da böyle şeyler mi yaptı?
+Ceyhun bey... O biraz daha fazlasını yaptı.
(2 gün önce)
-Ulan bitmiyor bitmiyor! Ne eğitimmiş be!
+Devam koş!
-Az sık az!
Tepesinden mermiler yağan Ceyhun, sürüne sürüne karşı alana geçmeyi başardı ve rakiplerini gördü.
-Hani zayıf adamlar hani!? İkidir kandırıyorsunuz beni be! Öldük burda.
+Çoklu dövüş eğitimi, başla!
Rakiplerinin arasına daldı ve önüne gelen ilk kişinin hızla arkasına geçip boyun kilidine aldı, kilit bozulmaya yakınken adamın boynuna iyice sarılıp bacak arasına kadar eğildi ve takla attırdı.
Diğer adamları da yarı güreşip yarı dövüşerek indiren Ceyhun, yorgunluktan neredeyse bayılacaktı.
Arkasında yerde sürünen adamlara baktıktan sonra duvara tutunarak yavaşça bir sonraki eğitim noktasına ilerlerken bir ses duydu.
-Bonus rakip gelsin!
+Ne?!
Elinde demir sopasıyla ağır ağır gelen iri yarı bir adam, karanlığın arasından belirdi. Ceyhun, hayatında bu kadar yorulduğunu hatırlamıyordu ve pes etmek istiyordu.
Tam pes etmek için elini kaldıracaktu ki;
-Ceyhun!
+Ö-özlem..
-Hadi yapabilirsin, sonra yemek yiyelim birlikte hadi canım yaparsın!
+Peki sevgilim...
Kendini toparlayıp şişman adamın üzerine doğru koştu.
Sopasını kafasına doğru hizalayıp savuran şişman adam, Ceyhunun refleksleri yüzünden bir türlü vuruşunu tutturamadı. O da biliyordu ki tek bir vuruşuyla Ceyhunu yere çakabilirdi.
Ceyhun, hızlı hamleleriyle, akciğer bölgesine, bacak eklemlerine ve boynuna verdiği darbelerle şişman adama diz çöktürdü.
-Vurma, nolur vurma tamam!
+Hep ben mi acı çekicem..
Yüzüne vurduğu tekmeyle korumayı yere serdi ve bitiş noktasına sürünerek ulaştı.
-Ceyhun neden benden fazla eğitimden geçti peki?
+Çünkü Bahtiyar bey, abinizde bir potansiyel gördü. Umarız ki sizde de aynı potansiyel vardır efendim.
-Neyse boşver, ilk parkur mu?
+Evet parkur...
Beyaz, altın kollu kapı nazikçe çalındı.
-Gir.
Kapı aralandı ve Özlem içeri baktı.
+Müsait misin?
-Evet evet, müsaitim canım gel.
Nazikçe kapıyı kapadı ve hemen bir sandalye kapıp Ceyhunun yatağının yanına koydu, oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümlülerin Baronu
AcciónSonunda başardım mı? Kavuşabilicek miyim sevdiklerime? Yeniden doğmak istemiyorum...