-Hey!
+...
-Heyy!!
+Aahh! Ne var?
-Neden bulamıyorsun beni?
+Seni neden bulayım ulan!?
-Ben seninim Ceyhun, sonsuza kadarda senle kalıcam. Bul beni..
+Nasıl?
-Daha önce tatmadığın bir duyguyu tattığında beni bulmuş olacaksın. Bul beni Ceyhun, seni bekliyorum..
+Ölen biri nasıl yaşayabilir? Ya da yaşayan biri nasıl ölebilir?
-Soy ismin ne Ceyhun?
+Karadağ..
-Cevabın soy isminde saklı. Soy ismine layık ol ve aradığın cevabı bul...
+H-hayır, cevabımı ver bana!
Bir sıçramayla kan ter içinde uyandı, etrafına bakındı ve hızlıca kalktı ayağa. Temiz pantolonunu, gömleğini ve ceketini giydi. Silahını beline, bıçağını çorabının arasına yerleştirdi ve kardeşlerini uyandırmamak için sessizce dışarı çıktı.
Aşağı indi ve sağ elini cebine sokup havalı havalı yürüyerek depoya doğru yol aldı. Yolda insanları seyretti, dükkanların işleyişini, kim nereye gidiyor? Sorusunu kendi kafasında cevaplamak istedi, ama bu imkansızdı. Bir yandan da beyninde çözmeye çalıştığı bir şifre vardı, Karadağ sadece basit bir soy isim gibi geliyordu ona, bunu bu kadar önemli yapan ne?
Deponun kapısına geldiğinde kapıyı yedi kez tıklattı. Bu çetenin şifresiydi.
Kapı açıldı ve selamlanarak içeri alındı, dağınık bir şekilde oturan herkes Ceyhunu görünce ayağa kalkıp selam verdi ve etrafına toplandılar.
-Masanın başına geçin geliyorum.
+Peki başkan.
+Tamamdır başkan.
+Eyvallah başkan.
Masadan ayrılırken arkasına doğru bir bakış attı ve Sabriye doğru elleri belinde sanki önemli bir planı varmış gibi yürüdü.
-Hayırdır, bişey mi oldu?
+Aslında bakarsan var, ama biraz riskli. Ketenlilerle savaşmak nasıl bi fikir?
-Aklından bile geçirme! Seni bize yardım et diye aramıza aldık, sen bizi öldürmek istiyosun ulan!!
Ceyhun büyük bir kahkaha patlatıp gülerek anlatmaya başladı;
+Merak etme Ketenlilerle savaşmak gibi bi amacım yok, var ama şuan değil. Bizim amacımız güçlenip rakiplerimizi bir bir elemek. İlk önce kısıtlamanıza karşı koyalım, sprey boyaların üstünü boyayalım kendi yazılarımızı yazalım. Kartel bizimle uğraşmaz büyük ihtimal Ketenlileri gönderir ama bunu fark edip Ketenlileri işin içine sokana kadar biz silahlanırız, Ketenlilerin silahı var mı?
-Hiçbir çetenin silahı yok. Silahımız olduğunu anlarlarsa bizzat kartel gelir.
+Buralara yakın bi sokakta kalabalık bi grup görmüştüm, mavi giyiyolardı. Tanıyor musun?
-Hobos çetesi, güçlüler ve kalabalıklar, zaten güçleri kalabalık olmalarından geliyor.
+Tamamdır aynı anda iki çeteyi de bitiricez.
-Nasıl olacakmış o iş, çok mu zeki sanıyorsun kendini.
+En azından sizden zekiyim, şimdi sus ve beni dinle. Hobosların mekanı bizim mekanımızın yedi sekiz bilemedin dokuz sokak üstünde ve her yerinde sprey boyayla yazılmış yazılar var. Bizim rengimiz gri olucak, kendi sokağımızdaki yeşil boyaları silicez ve ilk adımımızı atıcaz. Kartelin bunu öğrenmesi üç dört gün ya da bir haftasını alır, Ketenlilere haber vermesi de bir iki günü alıcak dersek ve rakip çetelerin hiç birinde silah yoksa işimiz çok basit olucak demektir. Ketenliler mekanlarından buraya gelene kadar sokakların ilerisini adamlarımızla tutucaz, dört takıma ayrılıcaz ve her takımda birer tabancamız olucak.
-Tabancamız olduğunu kartel öğrenir. Ne yapıcaz?
+Mavi bez bağlicaz ağzımıza ve sokağımızdan biraz daha uzak yerleri tuttuğumuz için şüphe çekmicez. Kartel doğruca Hoboslara yönelicek ve Ketenlilerle Hoboslar savaş ilan edicek ama kartel Hoboslarda silah olduğunu bildiği için Ketenlilerin tarafını tutucak ve savaşı Ketenliler kazanıcak. Bizde, onlar bu işle ilgilenirken iki tarafında mekanına sızıp soyucaz. Para pul uyuşturucu ne varsa çalıp benim evimde toplicaz.
-Gayet zekice bi plan ama takıldığım bişey var. Neden senin evin?
+Kartel senin mekanını aramicak mı? Aricak. Eğer bulursa hepimiz ölürüz. Şimdi sen masaya geç ben planları anlatmaya geliyorum şimdi.
-Tamamdır başkan.
Sabrinin arkasından bakıp düşünceli gözlerle etrafa bakan Ceyhun, hala tedirgindi. Planları işe yaramazsa bütün çete ölecekti, kendini toparlayıp emin adımlarla masanın başına doğru yürüdü. İki elini masaya sertçe vurdu ve bağımlıları uyandırdı.
-Beyler artık büyüyün, uyuşturucu çekip yatmanın ölümü beklemenin bir anlamı yok! Şimdi hepiniz benim izimden geliyorsunuz.
Biraz düşünür.
-Adımızı değiştiriyorum. Biz ezik Tozcular çetesi değiliz. Uyuşturucuyu bırakmanız gerekiyorsa bıraktırıcam ama en sonunda aklınız başınıza gelecek ve çete değil mafya hatta kartel olmaya kadar gidicez. Adımız Karadağ!!
Kalabalık grup kendi aralarında konuşmaya başlarlar. İsim değişikliğinden ziyade uyuşturucuyu bırakma konusunda korkuyorlardı. Gözler Sabriye döndü, Ceyhun Sabriye onaylar gibi bir bakış attı.
-Ceyhun başkan ne diyorsa o. Bitti! Uyuşturucu bırakılacaksa bırakılacak!!
+Bırakmak istemeyen varsa bir daha buraya uğramasın silahımla açarım kapıyı. Karadağ çetesi değil Karadağ ailesi olucaz beyler boru değil. Benimle misiniz!?
-Senleyiz Ceyhun Başkan!!
Ellerini masadan kaldırdı ve depo kapısına doğru yavaş yavaş yürümeye başladı. Arkasına baktığında bütün çeteninde ona eşlik ettiğini gördü.
-Karadağ şimdi yükselicek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümlülerin Baronu
AcciónSonunda başardım mı? Kavuşabilicek miyim sevdiklerime? Yeniden doğmak istemiyorum...