Keyifli Okumalar Canlar 💖
PART 8
Seyhan, kız isteme prosedüründe bu kadar çok detay olduğunu bilmiyordu. Alper'in kendince önemli bulduğu kısımları özetlediğini, geri kalanları da onun deneyimlemesi için bıraktığını yeni fark ediyordu. Öte yandan gelinin abisi olmasına rağmen Alper, gün içinde ara ara yanında olmuş, desteğini ondan hiç esirgememişti. Şimdi ise, onları iyi bir ev sahibi olarak karşılıyor, bakışları ve beden diliyle onun gerginliğini sakinleştirmeye çabalıyordu. Arkadaşının sürekli yön değiştiren bakışlarından aynı şeyi kız kardeşi Ceren için de yaptığını anladı. O çok iyi bir arkadaş ve abiydi. İçten içe onun varlığı için teşekkür etti.
Müstakbel nişanlısının parlak menekşe gözleriyle karşılaştığında gerginliği yerini tanımlayamadığı bir duyguya bıraktı. Ceren'in ışıl ışıl gülümseyip "Hoş geldin." diyerek onu karşılamasıyla değişik bir heyecan hissetti. Kelimeler boğazında hapsolmuş gibiydi o an, diline dökülemiyordu. Neyse ki tam zamanında küçük kuzeni Zeynep, çocukluğun verdiği heyecanla ikisinin arasına girdi. Küçük kız olması gerekenden yüksek sesle söylediği sözlerle tüm dikkatleri üstüne çekti.
"Aaa, benim barbi bebeğime ne kadar çok benziyorsun!"
Baştan aşağı nişanlısını süzen bakışları, şık takım elbisesinin ceketinin küçük kız tarafından çekiştirilmesiyle yön değiştirdi.
"O çok güzel değil mi?"
Kuzeni Zeynep'in sorusunun cevabı, Feyza yengesinin mahcupça yaptığı uyarıyla havada asılı kaldı.
"Zeynep, kızım! Yanıma gelir misin tatlım."
Esasen cevap vermesine de gerek yoktu. Müstakbel nişanlısının güzelliğinin her zaman farkındaydı. Bu akşam ise genç kızın güzelliği bir başka ışıltıdaydı, gözlerini alamayacak kadar hem de. Küçük kuzeni annesinin yanına giderken O da elindeki kocaman gül buketini ve göz alıcı gümüş gondolu Ceren'in kolları arasına bıraktı.
*_*
Misafirler bahçede belirlenen yerlere oturtulmuş, hâl hatır faslı hızla geçmişti. Ceren, kahve yapmak için mutfağa geçerken bugüne özel tutulan kamera çekim ekipleri onu takip etmişti.
Melek, Pelin, Ceyda üçlüsünden oluşan destek takımı, Canan Kâhya ile birlikte mutfakta onu bekliyorlardı. Hepsinin de heyecanı doruktaydı. Ceren, içeri geçer geçmez Melek sağlam olan koluyla onu tutup kibarca kendine doğru çekti. "Biz her şeyi hazırladık. Sadece kahvenin içine tuz atma faslı kaldı." diye kulağına fısıldadı.
"Tuz atmasak olmaz mı?"
"Saçmalama! Âdettendir." diye fısıltıyla çemkiren Melek, hemen ardından bir şey olamamış gibi onları uzaktan çeken kameralara dönerek gülümsedi. Sonra tekrar ona dönüp "Bari kahve kısmını çekmeselerdi." Diye yine fısıltıyla söylenerek gözlerini devirdi. Bunu duyan Pelin, dudaklarını kıpırdatmamaya özen göstererek "Rahatça gıybet bile yapamıyoruz." diye mırıldandı. Onların bu komik hâl ve tavırları Ceren'i güldürmüş, bir nebze de olsa yatıştırmıştı. İşini rahatça yapabilirdi artık. Canan Kahya'yı muhatap alarak, "Damat kahvesi nerde?" Diye sordu.
"Kızım âdettendir, gelinin elinden olur damat kahvesi. Bundan dolayı ona dokunmadık. Şimdi heyecanlıyım, yapamam dersen hemen hazırlayım."
"Yok Canan Teyze, çok sağ ol. Ben yaparım."
Kahve makinesinden ziyade kendi eliyle bakır cezvede pişirmek istiyordu kahveyi. Müstakbel gelin olarak misafirlere kahveleri nasıl alacaklarını tek tek sorsa da aklında sadece müstakbel nişanlısının cevabı kalmıştı. Nasıl olsa Bahar ve Pelin her şeyi önceden ayarlamıştı. Kendince belirlediği ölçüde kahveyi cezveye kattıktan sonra karıştırıp kısık ateşteki ocağa koydu. Kısık ateşte ve bakır cezvede pişen kahvenin tadı çok güzel olurdu. Lakin içine atılacak olan tuz sade olan kahvenin lezzetini bozacaktı ama kaçış yoktu. Sadece bunu en asgariye indirebilirdi. Çay kaşığının ucuyla aldığı tuz, Melek'in araya girip kaşığı hızla kapmasıyla olduğu gibi tezgaha döküldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR ADIM ÖTE AŞK CEREN&SEYHAN (ADANA'DA AŞK BİR BAŞKADIR SERİ 1)
RomanceCeren içindeki hüznü almasını beklercesine o güzel yüzünü rüzgara vermiş, mavi gözlerini sıkıca kapamıştı. Son zamanlarda huzur bulduğu tek yer burasıydı. Bebek sarısı gür saçlarının rüzgarda dağılmasına aldırmadan mis gibi havayı içine çekti. Aklın...