Ceren içindeki hüznü almasını beklercesine o güzel yüzünü rüzgara vermiş, mavi gözlerini sıkıca kapamıştı.
Son zamanlarda huzur bulduğu tek yer burasıydı. Bebek sarısı gür saçlarının rüzgarda dağılmasına aldırmadan mis gibi havayı içine çekti.
Aklın...
SEVGİLİ ARKADAŞLAR MUCİZEVİ BİR HAFTA DİLERİM. UMARIM KEYİFLE OKURSUNUZ. 💗
18. BÖLÜM SEYRAN'IN MUTLU GÜNÜ
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ERTESİ GÜN (KINA GECESİ)
BİR ADIM ÖTE AŞK CEREN💞SEYHAN 18. BÖLÜM
18. BÖLÜM SEYRAN'IN MUTLU GÜNÜ
Geç bir saat olduğu için tenha olan yolda, Oğuz arabayı hızlı kullanıyordu. Aslı'nın Ceren'le konuşmasına ilk anda sinirlenmiş olsa da bu meselenin açığa çıkmış olmasıyla rahatladığını hissetmişti. Ancak şimdi daha büyük bir sorun onları bekliyordu. Aileleri, ayrılmalarını büyük bir memnuniyetsizlikle karşılayacaklardı ama yapacak bir şey yoktu. Hem bu noktada kendisi için önemli olan, Ceren'i en az sıkıntıyla bu durumdan kurtarmaktı. Çiftliğe varmalarına çok az mesafe kala arabayı yavaşlattı ve yanında oturan Ceren'e göz ucuyla baktı. Dalgınca dışarıyı izliyordu. Büyük ihtimalle aynı şeyleri düşünüyordu.
"Aramızdaki bu durumu ailelerimizle paylaşmamız gerekiyor. Ancak bunun zamanını sana bırakıyorum. Okulunun bitmesini beklemek istersen seni anlarım."
Ceren huzursuzca boş olan parmağına baktı. Babaannesi, yüzüğünün olmadığını hemen fark edecekti. Bu nişanın göstermelik olduğunu bilse de babaannesinin içten içe gerçek olmasını dilediğini biliyordu.
"Aslında ben de bunu düşünüyordum. Özellikle babaannem çok kızacak biliyorum ama ne kadar erken olursa o kadar iyi diye düşünüyorum."
"Haklısın. Elmas babaanne bu duruma çok öfkelenecek ama bunun için kendini kötü hissetmeni istemiyorum. Lütfen rahat ol ve bana bırak. İki gün daha buradayım. Ne zaman gelmemi istersin?"
Yavaş sürse de gözlerini yoldan ayırmayan Oğuz'a doğru döndü. "Aslında yarın sabah kahvaltıda herkes bir arada olacak. Bedri amcam ve Verda teyzem de müsaitse, siz de kahvaltıda bize katılın. Hepimiz bir aradayken söyleriz ne dersin?"
"Tamam olur. Annemlerle konuştuktan sonra mesaj atarım."
🌸
Ertesi sabah Kadir Ağa'nın çiftlik evinde, sabah kahvaltısı için masalar ön bahçede tüm aileyi alacak şekilde birleştirilmişti. Üstlerineyse güzel örtüler serilmiş, kahvaltılıklar özenle yerleştirilmişti. Her şey hazırdı. Misafirlerin gelmesi bekleniyordu.
Oğuz'un ailesiyse bu ani olan kahvaltı davetini sorgulamadan kabul etmişti. Fakat bu resmi davetin nedenini içten içe merak ediyorlardı. Çünkü aralarında resmi davete veya teklife gerek yoktu. Zaten evleri davet edildikleri konağın yan bahçesindeydi. Komşuluktan ziyade, aralarındaki akrabalıktan doğan samimiyetle çoğu zaman kahvaltıları, yemekleri ayrı olmuyordu.