BİR ADIM ÖTE AŞK CEREN&SEYHAN (ADANA'DA AŞK BİR BAŞKADIR SERİ 1)

BİR ADIM ÖTE AŞK CEREN💞SEYHAN 41. BÖLÜM

41 KERE MAŞALLAH DİYELİM CANLAR 💞🥰

OY VERMEYİ VE YORUM YAZMAYI UNUTMAYALIM. 😊🥰🌸

KEYİFLE OKUYUN 😍💖🌸

İstanbul'dan aldığı haberle acil işi çıkan Seyhan, hastanede Bahar'ı ziyaret ettikten sonra Adana'ya gitmek için yola çıkacaktı. Oradan da havaalanına geçip İstanbul'a uçacaktı.

Ceren de stajından geri kalmamak adına nişanlısı ile Adana'ya gitmek için hazırlandı. Bu da babaanneler tarafından ayarlanmıştı tabii.

Maaile hastaneye geçtiler. Bahar bugün çok daha iyi görünüyordu. Bu şekilde giderse doktoru iki gün sonra onu taburcu edebileceğini söylemişti. Fakat son söz olarak, evde dinlenmesini, kısa mesafe de olsa yolculuk yapmamasını da özellikle eklemişti. Böylelikle Alper ve Bahar, Adana'ya gidişlerini bir süre ertelemek zorunda kalmışlardı. Bu duruma da içten içe üzülmüşlerdi. Nermin Hanımın ve Aliye Hanımın, bu süre boyunca Mersin'de kalacak olmaları ise onları bir nebze rahatlatmıştı.

Aile büyükleri de birkaç gün daha kalmayı istemişlerdi. Alper'i Adana'ya yerleşme konusunda ikna edeceklerini düşünüyorlardı. Fakat bilmedikleri önemli bir detay vardı. Alper buna çoktan karar vermişti bile. Seyhan ile birlikte bu süreci, yakın zamanda, kanuni prosedürlerle başlatmışlardı.

Ceren ve Seyhan, önce Bahar ile sonra da aileyle vedalaştıktan sonra birlikte yola çıktılar. Yol boyunca evlerinin dekorasyonu ile ilgili konuştular.

Seyhan, Ceren'in heyecanla anlattıklarını dinliyor, kafasında not alıyordu. En çok da birlikte karar verdikleri detayların genç kızı heyecanlandırması hoşuna gidiyordu. Adana'ya ne ara vardıklarını, saatin ne çabuk geçtiğini ikisi de anlayamamıştı.

Havaalanına geldiklerinde yanına sadece bilgisayarının ve dosyalarının olduğu çantayı aldı. Sonra da arabanın anahtarını onu halihazırda bekleyen Levent'e verdi. Ceren'i çiftliğe Levent bırakacaktı. Genç kızı sıkı koruyabilecek en güvendiği kişi oydu çünkü.

Uçağı kalkmak üzereydi. İç hatlara giriş yapmadan önce nişanlısıyla vedalaştı. İkisinin de yüreği aynı duygusallıkla kaplanmıştı.

"İyi yolculuklar."

"Teşekkür ederim."

Genç kız ona sarılmıştı, onun çiçeksi kokusu burnuna dolduğunda, bu birkaç gün ona ve onunla ilgili her şeye çok alıştığını fark etti. Henüz ondan uzaklaşmadan onu ve bu güzelim çiçek kokusunu çok özleyeceğini anladı. Bu duygunun adını aslında bu sabah çok net anlamıştı ama emin olmak istiyordu. Çünkü daha önce deneyimlediklerine hiç benzemiyordu. Sonsuza kadar ona sarılmış vaziyette kalabilirdi fakat şu an hiç vakti yoktu. Her an uçağı kaçırabilirdi. Yavaşça ondan ayrıldı.

Buruk bir gülümsemeyle bakan genç kız, "Kendine dikkat et," dedi. "Vardığında bana yazarsan sevinirim."

"Olur yazarım. Sen de kendine dikkat et. Levent ve korumalar sürekli seninle olacak. Onlara güvenebilirsin."

Genç kız, tamam anlamında başını sallamıştı. Gözlerinde yine o derin bakışlar peyda olmuştu. Biraz daha onun güzel menekşe gözlerine takılı kalırsa hiç gidemeyecekti. Hemen arkasını dönüp iç hatlara hızlıca giriş yaptı. Bu kadar duygusal hissetmeye alışkın değildi çünkü.

Gözleri dolu dolu olan genç kız ise, onun arkasından el sallayarak nişanlısını uğurladı.

Levent, iki nişanlı arasındaki bu duygusal bağı şaşkınca izliyordu. Duygularını ilk defa bu kadar açığa çıkaran patronunun, bu kıza gönlünü kaptırdığını düşünüyordu.