BİR ADIM ÖTE AŞK CEREN&SEYHAN (ADANA'DA AŞK BİR BAŞKADIR SERİ 1)

BİR ADIM ÖTE AŞK 27. BÖLÜM

Süprizzzz, Ben Geldim! 😍😍

Sevgililer Günü Hediyesi Olarak Sizin İçin Bölümü Erken Yayımlıyorum. Sevgililer Gününüz Kutlu Ve Mutlu Olsun.

Keyifle okumanızı dilerim 💞💕

BİR ADIM ÖTE AŞK 27. BÖLÜM

Ceren, beklemediği telefonla kahve falına ara verdi. Pelin yengesi ve Melek ablasının yardımıyla da korumalara çaktırmadan sessizce çiftlikten ayrıldı. Babası duyarsa kıyameti koparacaktı ama korumaların, attığı her adımı babasına rapor etmelerinden iyiydi. Özellikle, nezaketen gittiği bu buluşmanın bilinmesini istemiyordu.

Arabasını belirlenen mekâna sürerken Pelin yengesinin ona baktığı falı düşünüyordu. 'O nasıl faldı öyle! Acaba Pelin yengemle Melek ablam bir şeyler mi sezdiler. Seyhan'a olan hislerimi çok mu belli ediyorum acaba?' Diye hayretle düşündü. Sonra başını iki yana sallayarak mırıldandı, "Belki de kuruntu yapıyorumdur her şey tesadüften ibarettir."

Kafası çok karışmıştı. Tüm bunları düşünmeyi bir kenara bıraktı. Çünkü aklını bulandıran bir başka konu vardı.

Az sonra Berke'nin konum attığı yerdeydi. Tereddüt etse de, buraya kadar gelmişken geri dönmek istemedi. Kararını değiştirmeden hızlı adımlarla sahilde bekleyen genç adama doğru ilerledi.

Ceren'i gören Berke'nin gözleri ışıldamıştı. "Merhaba Ceren, hoş geldin."

"Merhaba Berke."

Ceren'in sarılı kolunu gören Berke, heyecanını unutup genç kızın elini endişeyle tuttu. "Koluna ne oldu?"

Berke'nin yakınlığından rahatsız olan Ceren,  "Önemli bir şey değil" diye kestirip attı. Bir an önce konuya girmesini istiyordu çünkü.

"Benimle ne konuşacaktın?"

"Öncesinde sahilde biraz yürüyelim mi?"

"Fazla vaktim yok. Evdeki yokluğum fark edilmeden gitmem lazım."

Beklediği yakınlığı Ceren'den göremeyen Berke, hayal kırıklığına uğradı. Ancak, kendini hızlıca toparlayıp konuya girdi. "O gece... Bir soru sormuştum, cevabı yarım kalmıştı. Bugün burada aynı soruyu tekrar sormak istiyorum" dedi ve sonra da cebinden bir kutu çıkardı.

Ceren daha önce gördüğü yüzük kutusunu hemen tanıdı ve Berke'nin yüzüğü kutusundan çıkarmasına engel oldu. Onu kırmadan bu evliliğin olmayacağını anlatmak ve bu konuyu hiç açılmamak üzere kapatmak istiyordu.

"Berke, bunu kabul edemem, ben seninle..."

Berke onun nahifçe söylediği sözlerini kesti. "Ailenden dolayıysa, onları ikna etmek için elimden geleni yapacağım."

"Hayır, ailemle ilgisi yok. Bu benim kendi kararım."

Bir an göz göze geldiler. Berke, ona biraz daha yaklaşıp onun diğer elini de avuçları arasına aldı.

"Beni hâlâ affedemediğini görüyorum. Eğer bana son bir şans verirsen tüm yaptığım hataları telafi edeceğim" dedi umutla.

Ceren, ellerini Berke'nin avuçlarından yavaşça çekti. "Bunun affetmemle alakası yok. Sana kırgınlığım geçmişte kaldı Berke. Evet, ilk zamanlar aşkımıza sahip çıkamadığını düşünüp sana kırgınlık duymuştum. Ama zamanla öyle olmadığını anladım. Ben sana çok değer veriyordum, hâlâ da değer veriyorum. Ama ben seni arkadaşım olarak çok sevdiğimi anladım. Senden ayrıldıktan sonra sana olan duygularımın aşk değil, sadece sevdiğim bir arkadaşıma hissettiğim değer olduğunu anladım. Benden bu kadar kolay vazgeçmene kırgındım. Ama bunun; sevdiğim bir arkadaşımı kaybetmiş olmanın verdiği bir kırgınlık olduğunu anladım."