BİR ADIM ÖTE AŞK CEREN&SEYHAN (ADANA'DA AŞK BİR BAŞKADIR SERİ 1)

BİR ADIM ÖTE AŞK 25. BÖLÜM

Günaydın canlarım. Mucizevi bir pazar günü diliyorum. Her şey gönlünüzce olsun.

Bu bölümü sevgili okurum @nazmr67'ye ithaf ediyorum.

Keyifle Okumanızı Diliyor, Bölüme Geçiyorum. 💗

Bir Adım Öte Aşk Ceren Seyhan 25. Bölüm

Sabah erken saatte Zeynel'in ilk işi, Nehiroğlu çiftliğine yakın bir yere arabasını park etmek olmuştu. Fakat çiftliğin etrafında dolaşan anormal sayıdaki korumaları aşıp çiftlik evini izleme yollarını bulamamış, olduğu yerden kıpırdayamamıştı.

Bildiği kadarıyla Kadir Beyin kızı üniversitede okuyor, her gün erken saatte okula gitmek için çiftlikten ayrılıyordu. Bundan dolayı kızın birazdan çıkacağını düşünüp arabasında beklemeye koyulmuştu. Fakat düşündüğü gibi olmamış, neredeyse iki buçuk saat sonra kız çiftlik çıkışında görünmüştü.

Kızın okula gitmediğini ise, kasabanın çarşısına gittiklerinde anlamıştı. İşte o zaman kendini tuhaf olaylar silsilesinin içinde bulmuştu. Kızın peşinde başka birileri daha vardı. Fakat kim olduklarını tam görememişti. Kızın korumaları bir anda ortalıktan kaybolmuş, yerine iki iri, uzun boylu adam gelmişti. İşin kötü yanı; bütün bunlar olurken kızın ruhu bile duymamıştı.

Bu adamların niyetinin kötü olup olmadığını ise çözememişti. Bu durum fena halde ilgisini çektiği için daha da dikkatle kızı izlemeye koyulmuştu. Bu gördüklerini tek tek telefon kamerasına kaydederken bu işin sonunda neyle karşılaşacağını oldukça merak etmişti.+

Merkezde uğradıkları marketten sonra Çatalan'a doğru yol almışlar, en sonunda şimdiki bulundukları yere gelmişlerdi. Kıza fazla yaklaşamamıştı ama en nihayet onu takip edenlerin kim olduğunu öğrenebilmişti.

Şu an ise hiç tahmin bile edemeyeceği kişileri gördüğünde, şaşkınlıktan ağzı açık kaldı. Gözünü kırpmadan olanları izliyor, Mete ve Seyhan'ın bu kızı takip etmek için tek bir amacı olabileceğini düşünüyordu. Mahir Nehiroğlu! Bu önemli keşfini patronu Bahadır Denizer'e anlatmak için telefonunu eline aldı. Fakat arama yapamadı. Çünkü lanet olası şarjı bitmişti. Sevinci kursağında kalmış, öfkesi tepesine fırlamıştı. Kelime haznesindeki tüm küfürleri sıralarken telefonu yan koltuğa fırlattı.

Dikkatini tekrar genç kıza odakladığında, onun market poşetleriyle birlikte bir villaya girdiğini gördü. Villa, Mahir Nehiroğlu'na ait olmalıydı. Daha net gözlemlemek adına, arabasından inmeyi düşündü ama etraf polislerle kaynıyordu. Villa'nın çevresinde gördükleri her adamı polis minibüslerine alıyorlardı. Etraftaki kalabalık tamamen kaybolana kadar villayı dürbünle izledi. Polis arabaları ve minibüsleri de teker teker gitmişti. Sadece Levent'in birkaç adamı ve genç kızın iki koruması kalmıştı.

Arabadan indi. Adamların bulunduğu yerin zıt köşesine doğru sinsice süzüldü. Hedefine vardığında, boynunda asılı olan dürbünüyle içeriyi gizlice izlemeye başladı. Gördüklerinden memnun haince sırıtırken iyi iş başardığını düşünüyordu. Telefonunun şarjı bitmemiş olsaydı, kanıt olarak fotoğraf çekip patronuna direkt yollayabilirdi.

Levent'in adamlarının, onun bulunduğu köşeye doğru geldiğini fark edince hemen saklandı. Onlara yakalanırsa hiç iyi olmayacak, bütün uğraşları suya düşecekti. Nasıl olsa istediği bilgiyi almıştı. Tanıdığı bu adamlara görünmeden, uzakta bir köşeye park ettiği arabasına doğru hızlı fakat sessiz adımlarla yürüdü.

Arabasına varır varmaz şoför koltuğuna oturdu, kontağı çalıştırıp arabayı hızlıca kaldırdı. Şanslı günündeydi. Mahir Nehiroğlu'nun izini bulmuştu. Patronu bu habere çok memnun olacaktı. İlk fırsatta buraya en yakın benzinlikte durmalı, patronu Bahadır Denizer'e tüm olan biteni hemen anlatmalıydı.