Kuş bunca zaman ondan saklanan gerçekten habersiz yaşamış. Aslında bir kardeşi olduğunu bilmeden kaç bahar kaç kış geçirmiş kuş. Onu en çok da bu üzüyormuş. Ondan saklananın geçen dört mevsimi nasıl geçirdiği? Akıbetin bilinmezliği kuşun içini kemiren kurt misali yüreğinde geziniyormuş.
Kelebek ise kuşunu böyle görmeye dayanamıyormuş. Onu içinde bulunduğu çıkmazdan tutup çıkarmak istiyormuş. Bilinmezleri onun için bilinir, karanlıkları onun için aydınlık, dünyayı onun için yaşanılır kılmak istiyormuş kelebek. Nefes alma sebebine nefes olmak istiyormuş. Kuşuna bakmış. O bakmaya doyamadığı kar beyazı kuşuna...
"Seni böyle düşündüren şey nedir?" diye sormuş kelebek kuşuna. Kuş kelebeğe bakmış. Bunca zaman yegane yoldaşına anlatmış hislerini. İçinde beliren an be an yüreğini esir esen kasveti anlatmış kelebeğine. Hayatından uzaklaştırdığı kişinin ondan aslında sandığından çok daha fazla şey sakladığını bilmek ona ağır geliyormuş. Beyaz kuş bu ağırlığın altında eziliyormuş. Uçamıyormuş. Kanatlanıp acıları ardında bırakamıyormuş.
"Kanatlarım kırık," demiş kuş kelebeğe.
"Benim acılarımın ağırlığıyla kırıldılar. Artık istesemde uçamıyorum. Kanatlanmak istedikçe kemiklerim batıyor ciğerlerime. Nefes alamıyorum. Benden çok şey aldılar biliyor musun? En çok da sevdiklerimi aldılar benden," demiş kuş.
Kelebek de sevdiklerini kaybetmişti. Bir gece kuşundan ayrılmış o gecenin sabahı beş yıl boyunca olmamıştı. Doğmamıştı güneş. Sonsuz bir geceye mahkum olmuştu kelebek. Kuşu içindi her şey. Aşık olduğu beyaz kuş için...
"Hayat neyi alırsa elimizden insan en çok onu istermiş," demiş kelebek kuşa.
"Kaybettiklerimizi özlememizin sebebi de bu. Biz onları kaybettiğimiz için özlüyoruz. Özledikçe de düşlüyoruz. Kavuşmayı düşlüyoruz. Kaybolanı bulmayı düşlüyoruz. Bir nevi iyileşmeyi düşlüyoruz aslında. Çünkü en büyük yaralarımızı gidenler açtı."
Kuş kelebeğin gözlerine bakmış. Korku varmış kelebeğin gözlerinde. Beş yıl süren gecenin ardından doğan güneşin batmasından korkuyormuş kelebek. Sırların sonunun yeni bir ayrılığa çıkmasından korkuyormuş. Kozaya esir olmaktan değil kozanın karanlığından korkuyormuş. O hep korktuğu karanlığın kendisi olmaktan korkuyormuş. En çok da karanlığının kuşunu yutmasından korkuyormuş.
"Bulacağız," demiş kelebek kuşuna.
"Eksik yanını bulacağız ve bir yapbozu tamamlar gibi tamamlayacağız yüreğini."
"Ya yüreğim kabul etmezse? Ya o parça canımı daha çok yakarsa?" diye sormuş kuş korkuyla. Kelebek gülümsemiş.
"O zaman önce o parça olur sonra kalbin olurum. Olmaz mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebek Mezarlığı (Seri)
Ficción General✨WATTPAD ROMANCE TR OKUMA LİSTESİNDE✨ Kelebek kuşun acılarını gören yeryüzündeki tek canlıydı... Luna aşkın en can yakan kısmının aslında ayrıldığı gün değil de kavuştuğu gün olduğunu anladığında hayatı ellerinden kayıp gitmişti. Aşk onu ölümün kuca...