Beyaz kuş ile kelebek için düşmanın gerçek yüzünü gösterecek oyunu oynamanın zamanı gelmiş. Onlara bu acıyı reva görenlerin maskelerini düşürmeye kararlılarmış. Yanlarında dostluğun simgesi kırlangıç ile birlikte kelebek mezarlığına gitmişler.
Güneş kanatlı kuşu toprağa vereceklermiş. Toprak ise onlara ihanetin gerçek yüzünü bir kez daha gösterecekmiş. Kuş derin bir iç çekmiş. Gözleri etrafını saran aslanlara kaymış. Yırtıcı aslanların arasında kara kartalı görmüş.
Kelebek kuşunu yanına almış. Birlikte kartalın yalancı gözyaşlarına bakmışlar. "Görüyor musun?" demiş kelebek kuşa.
"Onun gözlerindeki yaşlar pişmanlıktan veya üzüntüden değil. Şayet öyle olsaydı o gözyaşları ateşe batırılmış kızgın bir demir gibi yüreğini dağlardı. Şimdi söyle bana. Ona baktıkça acı çektiğini hissedebiliyor musun?"
Kuş kelebeğin bu sözleriyle kartala daha dikkatli bakmış. "Hayır hissetmiyorum," diye mırıldanmış.
"Ne onun gözlerinde acı var ne de yüreğinde. Öylece kuru bir ihanet bırakıyor gözleri. Bana yaptığı ihanet gözlerinden dökülen yalancı yaşlarda gizli. Bunu sadece biz mi görebiliyoruz?"
Kelebek başını olumlu anlamda sallamış. "Ne yazık ki bunu gören sadece biziz beyaz kuş. Ama günün birinde bu yalancı kartalın ipliği pazara çıkmış olacak," dediğinde kuşun gözleri uzaklara dalmış. Gördüğü şeyin gerçek olup olmadığını düşünmeye başlamış.
Ya bu gözlerde bana ihanet ediyorsa? Ya bu gördüklerim bana acılarımın karanlık bir oyunuysa diye düşünmeden edememiş. Kelebeğin ve kuşun yanına gelen kırlangıçta aynı şeyi görüyormuş. Üçüde akbabaya bakıyormuş.
Kelebek gözlerini dostu kırlangıca çevirmiş. "Kuşumu götür buradan," demiş. Beyaz kuş ilk başta gitmek istememiş. Fakat kelebeğin hatrı onun inadına galip gelmiş. Kırlangıç ile birlikte yuvaya geri dönmüş beyaz kuş.
Güneş kanatlı kuşu toprağa verdikten sonra kelebek beyaz kuşun yanına gelmiş. Gözü yaşlı kelebek kuşuna akbabanın aslında kim olduğunu söylemiş. Kuş duyduklarının doğruluğuna inanmak istememiş. Kelebeğin bedenini saran kanatlarından kaçmış.
Kendini yalnızlığa mahkum etmiş. Ne kelebeği almış yanına ne de kalbini. Öylece çocukluğunun kimsesiz sokaklarında kanat çırpmış beyaz kuş. Baktığı her yerde kaybettiklerini görüyormuş. Annesini görüyormuş. Akbabaya yem olan annesini...
Kelebek çaresizce dört bir yanda kuşunu aramaya başlamış. Beyaz kanatlarını var gücüyle çırpmış. Gözleri baktığı her yerde kuşunu arıyormuş. En sonunda yolu ıssız bir sokağa düşmüş. Kuş kelebeğini yanında görünce şaşırmış. "Beni nasıl buldun?" diye sormuş. Kelebek gülümsemiş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebek Mezarlığı (Seri)
Fiksi Umum✨WATTPAD ROMANCE TR OKUMA LİSTESİNDE✨ Kelebek kuşun acılarını gören yeryüzündeki tek canlıydı... Luna aşkın en can yakan kısmının aslında ayrıldığı gün değil de kavuştuğu gün olduğunu anladığında hayatı ellerinden kayıp gitmişti. Aşk onu ölümün kuca...