18. Bölüm: Arafta

0 0 0
                                    

Beyaz kuşun en büyük hayali mutlu olmaktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Beyaz kuşun en büyük hayali mutlu olmaktı. Tüm acıların geçmesi, yaraların kabuk bağlaması onun bu hayattaki tek arzusuydu. Fakat kaderin onun hakkında başka planları vardı. Geçmişini kuşun karşısına yeniden çıkarmak gibi...

Kuş kelebeğiyle beraber yıldızlı gecenin altında yeni bir başlangıç dilemiş. Her şeyi arkada bıraktıkları çocuklarıyla mutlu bir hayat düşlemiş. Ama bu düş gerçek olamayacak kadar güzeldi ve hayat hiçbir zaman bu kadar güzel bir şeyi ona sunmamıştı.

Kelebek ise kuşuna bir söz vermişti. Kuşunun bu dileğini gerçekleştirecekti. Fakat ecel ondan önce davranmıştı. Önce karı delen o yabani çiçekle yüzleştirmiş sonra da onlara içi boş bir hayal sunmuş. Kardelen çiçeği soğuk buzların arasına geri döndüğünde kuş ile kelebek her şeyin güzel olacağına bu boş hayal ile inanmaya başlamış. Kırlangıçın onlar için hazırladığı unutulmaz bir düğün ile yeniden kalplerini birleştirecek olmanın heyecanını yaşıyorlarmış.

Kuşun çakıldığı uçurumun tepesinde yeni bir başlangıca evet diyeceklermiş. Her şey hazırmış. Tüm bunları kırlangıç onlar için hazırlamış. Çiçekler, söğüt ağaçlarının altında uçuşan kelebek onların bu anına şahitlik etmek için hazırmış.

Beyaz kuş yansımasına bakmış. İçinde bir kelebek misali kanatlanan kalbine söz geçiremiyormuş. Heyecanlıymış kuş. Yeniden kelebeğine ait olacağı için heyecanlıydı ki bu heyecanını bastıran şey ecelin soğuk nefesiydi.

Ecel ensesinde bitmiş kuşun. Ona artık sonun yaklaştığını fısıldamış. Kuş öylece ölümün gözlerine bakmış. Donuk ve bir o kadar da nefret doluymuş ecelin gözleri. Kuş sonun yaklaştığını anlamış. Ecelin ona keskin bıçağını saplayışını öylece seyretmiş.

Kuş artık beyaz değilmiş. Kuş kırmızıymış. Kuş kanıyormuş ve kelebek tüm bunlardan habersiz sevdiğini bekliyormuş. Kuş ölüme teslim olmadan önce son bir kez kelebeğini görmek istiyormuş. Gözü yaşlı kuş çırpınmaya başlamış. Kanadında derman kalmayana kadar çırpınmış. Sonra onu görmüş. Canından çok sevdiği beyaz kanatlı kelebeğini...

Kelebeğine doğru uçmuş beyaz kuş. Ölmeden önce son bir kez onun gözlerime bakmayı arzuluyormuş. Kelebeğin yanına vardığında artık ecelin onu güçsüz bırakmasına izin vermiş kuş. Bu hayatta en çok sevdiği kişinin kanatlarına yığılmış. Kanayan, acıyan bedenine aldırmadan son bir kez bakmış kelebeğine. Son bir kez....

_______

"Burayı hatırlıyor musun?" diye sordu annem. Artık onun yaşadığı dönemdeki küçük kız çocuğu değildim. Ben şu an tam da onun öldüğü yaşlardayım. Ona baktım. Hala genç ve güzeldi. Saçları, gözleri, yüz hatlarıyla öylesine güzeldi ki dünya üzerindeki hiçbir kadın annemle boy ölçüşemezdi. Beraber en son çocukken gittiğimiz denizin kenarında kumların üzerinde oturuyorduk. Denizin dalgaları ayak ucumuza kadar gelip geri gidiyordu.

Kelebek Mezarlığı (Seri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin