Kuşunu kartal ile gören kelebek kendini yalnızlığa mahkum etmiş. Ne kuşun yanına gelmesine izin vermiş ne de başka bir canlının. Bir başına yarasını iyileştirmenin yollarını düşünmeye başlamış. Ama bu yara o kadar derindeymiş ki kolay kolay kapanacağa benzemiyormuş.
Kelebek derin bir iç çekmiş. "Neden bu kadar çok yanıyor canım? Neden yüreğimin artık atmadığını hissediyorum," diye düşünmüş kendi kendine.
Tam ümidini yitirip yarasının kendine galip geldiğini hissettiği anda kalbinin kilitli kapıları aralanmış. İçeriye rengini aydan alan ak kanatlarıyla beyaz kuş girmiş. Kelebek ilk kez kuşuna bakmak istememiş. Çünkü kuşunun güzel gözlerine bakmak ilk kez ona acı geliyormuş.
"İçeriye nasıl girdin?" diye sormuş kuşa. Kuş ilk kez kelebeğin gözlerine mahcubiyetle bakmış.
"Sen kalbinin anahtarını yıllar öncesinde bana vermiştin. Unuttun mu?"
Kelebek gözlerini kaçırmış. "Ben unutmadım. Ama sen beni unuttun," demiş.
"Yüreğimin tek sahibi sensin. Oraya senden başka kimsenin girmesine izin vermem. Fakat görüyorum ki benim aksime senin kalbinde bir başkası varmış."
Kuşun gözleri dolmuş. Yüzünde tatlı bir tebessüm belirmiş. "Yanılıyorsun," demiş kelebeğe. Kanatlarıyla göğsünü yarıp içinde atan kalbini göstermiş. "Bak," demiş kelebeğe.
"Yüreğimin içindeki gökyüzünü görüyor musun? Bu gökyüzü bizim. Seninle benim. Ben ikimiz için bir dünya inşa ettim yüreğimin içine. Hatta bak! Şu gökyüzünde süzülen beyaz kanatları görüyor musun? Orada süzülen sensin. Sen ve beni benden eden güzel kanatların..."
Kelebek kuşun söylediklerine inanamamış. Onun kadar güzel bir canlının kendisini sevebileceğini daha önce hiç düşünmemiş. Çünkü kelebek sevmeye alışkınmış. Sevilmeye değil...
Beyaz kuş gülümsemiş. Kalbinin kapılarını kapatmış. Minik bir anahtarla kilitlemiş. Anahtarı da kelebeğinin kanatlarının arasına saklamış. Kanadını yüreğinin üzerine koymuş. "Burası senin," demiş. "Senin..."
Kelebeğin kanatlarından tutmuş beyaz kuş. Birlikte karanlıkta kanat çırpmaya başlamışlar. Gökyüzündeki parlak Ay onlara yoldaşlık etmiş. Kuşun gözleri kelebeğinin üzerindeyken bir anda yeryüzündeki küçük kelebeğe kaymış.
"Bak," demiş kuş kelebeğe. İkisi birlikte yeryüzündeki küçük kelebeğin yanına inmişler. Yeşil kanatlı küçük kelebeğin gözleri kuş ile beyaz kelebeği bulmuş. Küçük kanatları soğuktan buz tutmak üzereymiş. Bu durumu fark eden kuşla beyaz kelebek birbirlerine bakmış.
Küçük kelebeğin bu hali ikisini de çok üzmüş. Onun için bir şey yapmak istiyorlarmış. Onu bu dondurucu gecede ısıtabilmek için bir çare düşünmeye başlamışlar. En sonunda kelebeğin aklına bir çözüm yolu gelmiş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebek Mezarlığı (Seri)
General Fiction✨WATTPAD ROMANCE TR OKUMA LİSTESİNDE✨ Kelebek kuşun acılarını gören yeryüzündeki tek canlıydı... Luna aşkın en can yakan kısmının aslında ayrıldığı gün değil de kavuştuğu gün olduğunu anladığında hayatı ellerinden kayıp gitmişti. Aşk onu ölümün kuca...