11. Bölüm: Romeo'nun Omzu

22 11 0
                                    

Beyaz kuş kelebeğin gözlerine baktığında kendi yansımasını görüyormuş

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Beyaz kuş kelebeğin gözlerine baktığında kendi yansımasını görüyormuş. Yansımasının yanında ise kelebeğini...

Ama yansımaya saklanan kelebek kendi kelebeğinin aksine kızıl alevlerin ortasında kalmış. Alevlerin üzerinden uçup kaçmak istedikçe alevlerin sıcaklığı artıyor kanatlarını yakmak istiyormuş sanki. Kuş dehşete kapılmış. Kelebeği alevlerin arasından almak onu kurtarmak istiyormuş.

Beyaz kanatlarını açmış kuş. Gökyüzüne yükselmiş. Alevlere yaklaşmış. Sıcak alevler kanatlarına dokunmak üzereyken kelebek kuşuna bakmış. "Sakın yaklaşma," demiş.

"Bu ateşin seni de yakmasını istemiyorum."

Kelebek çaresizmiş. Ama kuşuna bir zarar gelmesindense o ateşin kanatlarını yakmasını tercih edermiş. Fakat kelebeğin bilmediği bir şey varmış. O da kuşun yanmaktan korkmadığıymış.

Beyaz kuş alevlere yaklaşmış. Ateşin turunculuğu gözlerine yansımış. "Seni almadan hiçbir yere gitmiyorum," demiş kuş. Kelebek kuşun gözlerine yalvarırcasına bakmış. "Bu ateş seni yakar. Sen yanarsan bende yanarım," demiş. Kuş gülümsemiş.

"Eğer bu hoyrat ateş bizi ayırmaya niyet ederse bilsin ki ikimizi de yakmadığı müddetçe bizi ayıramaz. Seni yakarsa bu ateş bende gelirim yanına. Kül olacaksak birlikte oluruz. Yaşarsakta beraber yanarsak da beraber..."

Kuşun sözleri kelebeğin gözlerinden boncuk boncuk yaşların süzülmesine neden olmuş. Gönlü el vermiyormuş kuşun yandığını görmeye. Kapatmış gözlerini hüzünle. Yüreğine saplanan keskin ağrının geçmesini beklemiş. Ama geçmemiş. Kalbi acıyla kasılmaya devam etmiş.

Kuş bir an bile düşünmemiş. Alevlerin arasından geçerek kelebeğinin yanına gitmiş. "Ben geldim," demiş kuş kelebeğe. Kelebek gözlerini açtığında onları saran alevlerin yok olduğunu görmüş. Alevler nereye gitti diye sorduğunda kuş gözlerini gökyüzüne dikmiş. "Bak," demiş kelebeğe.

Kelebek gözlerini gökyüzüne diktiğinde üzerlerini kaplayan devasa bir bulut olduğunu görmüş.

"Senin yüreğinin yağmuru bizi alevlerin esaretinden kurtardı. Artık hiçbir ateş bizi yakamaz. Neden biliyor musun?"

"Çünkü korkunun cehennemi hiçbir zaman aşkın yağmuruna galip gelemez. Bu üzerimize yağan yağmur var ya benim sana olan aşkımın iflah olmaz gözyaşları. Şimdi söyle bana. Yanına gelmiş bu aciz kuşu kovacak mısın?"

Kelebek gülümsemiş.

"Ben o kuşu kovmayacağım. O kuşu yüreğime sokacağım. Onun için yüreğimde yaptığım cenneti sunacağım. Belki o cennet bahçesindeki söğüt ağacının altında birlikte dinleniriz. Olamaz mı?"

_______

"Nereye gittiğimizi söylemeyecek misin?" diye sordum gülerek. Griye çalan mavi gözleri ara ara evden çıkmadan önce son dakika koluna taktığı siyah kayışlı saate kayıyordu. Bir yere yetişmeye çalışıyorduk. Ama nereye olduğu tamamen sürpriz olacaktı.

Kelebek Mezarlığı (Seri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin