The Next Step

28

Hunter

Sabah saat 11 gibi uyandım. Yataktan tamamen kalkıp lavaboya yürüdüm. Suyu elime doldurup yüzümü yıkadım sonra havluyla kuruladım. Bizimkiler yavaş yavaş uyanmaya başlamışlardı. Herkes sırayla elini yüzünü yıkadıktan sonra yavaş yavaş giyinmeye başladık. Ben kahverengi pantol ve yeşil gömleğimi giymiştim. El çantamdan gözlüğümü de aldıktan sonra kafama taktım. Dışarısı bayağı bir güneşliydi. Ve sıcak.

Diğerleride giyindikten sonra dışarı çıkmaya karar verdik. Dışarı çıktıktan sonra gidip kapıyı kitledim. Ne olur ne olmaz diye. Herkeste yedek anahtar vardı zaten. Topluca etrafı gezmeye karar verdik.

İlk önce buradaki sahile gittik. Çevreyi dolaşmaya başladık. Burası gerçekten cennet gibi bir yerdi. Tatilin yanında ayrıyetten sana mutluluk veriyordu sanki. Daha önce böyle bir yer hiç görmemiştim.

Yorulduğumuzu anladığımızda gezerken götdüğümüz kafeye gittik. Kafenin dışında oturduk. Neskafe almaya karar verdik hepimiz.

Gelince içmeye başladık ve normal erkek konuşmalarından yapmaya başladık. Konuya bayağı bir dalmışız ki kızların ve Bayan Kate ve Chris' in geldiğini duymamıştık.

Chris çocuklar diyince hepimiz kafalarımızı çevirip Chris'e baktık. Yemek yediniz mi diye sorunca hepimiz hayır demiştik. Öyleyse hep beraber yemeğe haydi dedi. Sonra durup kafeye baktı ve burda yemeye karar verdi. Bizde onayladık.

Hepimiz kahvaltı tabağı almıştık. Herkes kahvaltısınktan sonra masadan kalktık. Hesabı Bayan Kate ve Chris ödemişti.

Kulağımıza dalgaların sesi gelmeye başladı. Bayan Kate ve Chris yüzmeye ne dersiniz çocuklar diyince hepimiz coşkuyla evet diye bağırmaya başladık. Herkes odalarına gitmeye başladı çunkü plaj çantası hazırlamamız lazımdı.

Herkes odalarına varınca eşyalarını hazırlamaya başladı. İlk önce altıma yeşil renk şort tarzı eşofman ve üstüne mavi renk kazak giymiştim. Küçük siyah sırt çantama havlu, güneş gözlüğü, temiz eşofman koyduktan sonra hazırdım.

Diğerleride hazırlanınca hepberaber çıktık. Plaja gitmeye başladık. Varınca oradaki şezlonglara oturmaya başladık. Diğerleri de gelince tamamdık.

Erkeklerden bazıları denize girmişti bile. Kızlaeın hepside plaj elbisesi giymişti. Bende kazağımı çıkardıktan sonra ve tabi ki ayakkabılarımı da çıkardım. Denize girdim.

Suyun içine yamamen girdim ve heryerimin ıslanmasını sağladım. Kızlarda zaten denize girmişlerdi.

Emily kırmızı renk bikini giymişti. Saçları ıslandığindan dolayı ensesine yapışmıştı. Suyun altından yüzmeye başladım. Emily'nin yanına ulaştığımda önüne geçtim ve sudan çıktım.

Beni görünce çığlık attı ve elini kalbine götürüp bana kötü kötü baktı. Bende sırıtmaya başladım. Kendimi toplayabildiğimde konuştum.

"İyi misin Emily? "

"Sence? " diyip derin bir nefes aldı.

" Bence iyisin. " diyil gülmeye başladım. Sesini çıkartmayınca konuştum:

" Özür dilerim Em. Küstün mü? "

"Yoo. " diyip bana vurmaya başladı. Her vurduğunda tek yek kelimeleri söylüyordu.

"Hiç küser miyim? " diyip son kez daha vurduğunda derin bir nefes daha aldı ve konuştu:

"Böyle daha iyi. "

"Eee şimdi barışık mı? "

"Hiç küsmedik ki. "

"O zaman niye vurdun? "

"Sadece canım istedi. "

"Sadece canın istedi öyle mi? "

Sırıtarak " Evet, " dedi.

"Evet, " diye onu tekrarladım ve gıdıklamaya başladım. Benden kurtulmaya çalışıyordu ama şu durumda pekte mümkün deyildi.

"Lütfen dur artık. " gıdıklamayı durdurduğumda derin bir nefes aldı.

"Bunu sana ödeticem. " dediğinde daha ne olduğunu anlamadsn beni suya itti.

Arkasına geçtim ama sudan çıkmadım. Emily bu taraflara bakmadığı zamanlarda suyun üstüne çıkıp nefes alıyordum. Yaklaşık 5 dk beni bilamayınca oda suya atladı ve beni aramaya başladı.

Bulamayınca Hunter diye bağırmaya başladı. Sudan çıktım ve şimdo sıra bende dedim ve Emily'i suya düşürdüm. Sudan çıktığında ödeştik dedim.

"Yüzelim mi? " diye sordum. Tamam diyince ileriye doğru açılmaya başladık. Diğerleride kendi aralarında eğleniyordular.

Suyun altından ellerini tuttum. Utangaç gülümseme yolladı. Bende ona gülümsedim. Biraz daha yaklaştım. Aynı anda birbirimize sarıldık. Neden sarıldım bilmiyorum ama içimden o an öyle geldi. Emily'de aynı şeyi, aynı anda istemişti. Aynı şeyleri istiyo olmak çok güzeldi.

Biraz geri çekildim ve **meye başladım. İlk *******müzün burada olacağı nereden bilebilirdik ki?