5. Bölüm

607 42 2
                                    

Michelle

Eldon'un mesajından sonra direk banyoya girdim ve hızlıca bir duş aldım. Çıktıktan sonra havluyla kurulandım ve iç çamaşırlarımı giydim. Beyaz renk pantolumu ve fosforlu turuncu olan gömleğimi giydim. Sarkıklarını bağladım ve saçlarımı kendi halinde bıraktım. Aynada son halime bakarken telefonumun mesaj sesiyle irkildim. "Hazırsan aşağıda bekliyorum."

"Tamam."

Beyaz converselerimi giydim. Telefonumu ve çantamı alıp evden çıktım. Merdivenlerden hızlıca aşağı indim, Eldon gülümsüyordu, ben de gülümsedim. Elini bana uzattı, uzattığı elini tuttup ellerimizi kenetledim. Eldon'un beni nereye götürdüğünü bilmiyordum, milyonlarca kez sorduğum halde söylememişti. "Michelle, bir dakika bekler misin? Birini aramam lazım da." Başımı olumlu anlamında salladım ve, "Tamam," dedim.

Eldon

Telefonumu çıkarıp James'i aradım. Birkaç çalıştan sonra telefonu açtı. Ben de açar açmaz Michelle'in yanından biraz uzaklaştıktan sonra, "Alo, James. Dediğim yerde bekliyorsun, değil mi?" diye hızlı bir şekilde konuştum.

"Evet, siz nerede kaldınız?"

"5 dakikaya oradayız. Her şey için sağ ol dostum."

"Önemli değil dostum."

"Unutmadın, değil mi?"

"Hayır ama birdaha sorarsan unutmuş olacağım. Bu kadar gergin olma."

"Elimde değil, ilk randevumuzun kusursuz olmasını istiyorum."

"Anlıyorum seni dostum, neyse, görüşürüz." dedikten sonra telefonu kapattı. Ben de Michelle'in yanına gittim. "Her şey yolunda mı?" diye sordu.

"Evet, neden sordun ki?"

"Hiç, öyle telefonda konuşunca; bir de yanımdan ayrılınca bir şey oldu sandım."

"Her şey yolunda, merak etme." dedim gülerek ve 5 dakika sonra parka vardık. James beni görünce hemen müziği başlatıp Michelle görmeden gitti.

Michelle

Eldon'un benim için yaptığı sürpriz harikaydı. Bir de romantik müzik... bu çocuk gerçekten romantik olabiliyormuş. Merak ederek, "Bunları ne zaman hazırladın?" diye sordum.

"Orası da bana kalsın," dedi ve dişlerini gösterecek şekilde gülümsedi.

Eldon

"Sandviç alır mıydınız, küçük hanım?"

"Tabii, beyefendi," dedi gülerek ve sandviçlerimizi yapmaya başladım. Karnımızı doyurduktan sonra Michelle'e haber verip yanından ayrıldım. Telefonumu çıkarıp James'i aradım. Açtıktan sonra yemeklerimizi bitirdiğimizi ve burayı halletmesini rica ettim. Tabi bize görünmeyecekti.

Arkama baktığımda çalılıkların arkasındaki James'i gördüm. Michelle'in elini tuttum ve oturduğu yerden kaldırdım. Parkta gezmeye başladık. Sessizliği bozan Michelle oldu. "Piknik için teşekkür ederim,"Önemli olmadığını söyledim ve lunaparka girdik.

Michelle

Lunaparka girince yüzümde bir gülümseme oluştu. Eldon yanımdan ayrıldı ve elinde birsürü bilet yığınıyla tekrar yanıma geldi. "Hangisine binmek istersiniz acaba hanım efendi?"

Çevreme bakındıktan sonra, "Dönme dolap olabilir, bayım," dedim. "Uygundur," diye cevapladıktan sonra dönme dolabın olduğu yere geldik. Sıra bize geldiğinde yerimize oturduk. Çalışmaya başladığında etrafıma bakındım. Makine en tepede durdu ve hafiften salıncak gibi olduğumuz yerde sallanmaya başladık. Gözlerimi kapadım ve rüzgârın saçlarımı dağıtmasına izin verdim. Ilık bir rüzgâdı, üşütmeyen cinsten.

Makine tekrar çalıştığında birkaç tur atmıştık. Tamamen durduğunda ise inmiştik. Biraz daha orada oyalandıktan hedef vurmaya gittik. Eldon eline iki top aldı ve deliğin içinden topu geçirdi. Diğer topu ise şişeleri devirmek için kullandı. Bana kocaman bir ayı hediye etti.

Sonra beni eve bıraktı, ben de üzerimdeki yorgunlukla beraber hızlıca üzerimi değişirip yattım. Kısa bir süre sonra uykuya daldığımı hissettim.

James

Eldon'un yaptığı şey çok güzel ve romantikti, diye düşünürken aklıma bir fikir geldi Riley'e meaj attm. "Yarın müsaitsen bir randevumuz olacak." Çok geçmeden telefonum titredi. "Randevu mu? Sen ciddi misin James?"

"Evet, neden ki?"

"Sadece şaşırdım."

"İyi, o zaman yarın seni iki de almaya gelirim." Yarın Riley'le randevumuz olacaktı.

The Next StepHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin