Tiffany"Anne, baba. Ne demek buradan taşınıyoruz? Ben hiç bir yere gitmiyorum!" diye sinirle soludum. Sinirden ellerim titriyordu. Buradan gitmek istemiyordum, ama bunu anlamıyorlardı.
"İki gün sonra gidiyoruz, arkadaşlarınla vedalaş. Bayan Kate ile ben konuşurum." Bu saatten sonra babamı ikna edemeyeceğimi anladım. Yenilgiyle bir iç çekerek, "Ben konuşurum," dedim ve kapıyı sertçe kapayıp odama gittim. Yatağıma kıvrıldım ve düşüncelere dalarak uyudum.
Sabah olduğunda esneyerek uyandım. Yataktan kalktım ve lavaboya girip işimi hallettim. Hazırlandıktan sonra evden çıktım. İştahım yoktu, sinirimden acıkamıyordum bile.
Sütüdyonun kapısına vardığımda derin bir nefes aldım. Babam bırakmayı teklif etmişti ama kesin bir dille reddetmiştim. Üstelememişti de zaten.
Bayan Kate'nin odasına doğru gittim ve durumu anlattım, anlayışla karşıladı ama gözlerindeki üzüntüyü fark etmiştim. Herkesi A sütüdyosundaydı zaten; bu, işimi daha çabuk halletmemi sağlayacaktı. Yutkundum ve konuşmaya başladım, "Arkadaşlar," dedim. "Ailevi bir nedenden dolayı yarın buradan ayrılıyoruz. Bugün burada son günüm. Sizinle vedalaşmak için geldim. Yüz üstü bırakmak istemezdim. Üzgünüm."
Hepsi birden bana sarıldı. Tam gidecekken, "Güle güle Tiffany!" diye bağırdılar. Ben de o şekilde karşılık verdikten sonra sütüdyodan ayrıldım.
Eve vardığımda eşyalarımı hazırlamaktaydım. Aşağı yemek için indiğimde babam, "Tiffany, lütfen böyle yapma." dedi. Sinirle, "Ne yapmayayım baba?" diye bağırdım. "Hayatımı değiştiriyosun, üstelik bunda söz sahibi bile değilim, arkadaşlarımdan ayırıyorsun. Sana böyle davrandığım için ben mi suçlu oluyorum?" Sinirle odama çıktım ve uyumaya calıştım. Nasıl olsa yarın erkenden yola çıkacaktık.
Michelle
Gruba döndüm ve," Arkadaşlar, beni dinler misiniz?" dedim. Sessizleştiklerinde devam ettim. "Bence yarın Tiffany'i geçirmeye gidelim. Onun için de sürpriz olur."
Eldon, "Kaçta gideceğini bilen var mı?" diye sordu. Stephanie, "Ben de annesinin numarası var, öğrenebiliriz," dedi. Numarayı Bayan Kate'e verdi ve o konuştu. Gülümseyerek, "Saati öğrendim," dedi.
Akşam saat 10'a geldiğinde havaalanına varmıştık. Tiffany annesiyle konuşuyordu. "Tiffany!" diye hep bir ağızdan seslendik. Başını çevirdi ve bizi görünce şaşırdı. Yolcu ettik ve uçağa binişini izledik. Ve büyük bir gürültüyle kalktı, gözden kaybolması zaman aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Next Step
Художественная прозаBu TNS dizisinin - hayal ürünü olan- kitabıdır. Bazı olaylar ve karakterler diziden alıntıdır.