2. Bölüm

1.1K 60 9
                                    

Eldon

Dönüş yolunda Michelle benim yanıma oturmuşu. 4 saatlik bir yolculuk olacaktı. Oturur oturmaz elini tuttum. O da bir gülümse yollayarak bana döndü. Ben de buna karşılık olarak bir gülümseme yolladım. Yaklaştım ve yanağından öptüm. Michelle'de bana sarıldı, ben de ona sarıldım. Sonra ayrılmak zorunda kaldık; çünkü Emily bize üzgün ve öfkeli bakışlarını yolluyordu.

Emily

Eldon ve Michelle'i öyle birbirlerine sarılırken görünce bir burukluk hissetmiştim. Gözümden bir damla yaşın aktığını fark ettim ve hemen sildim. Stephanie'nin görmesini istemiyordum. Ama görmüştü.

Stephanie, "Hey, Em, neyin var?" diye sordu. Bir şey belli etmemeye çalışarak, "Yok bir şey, Steph," dedim. "Sadece biraz yorgunum." Bana inanmadığını gösteren bir bakış attı. "Kesin yorgunsundur, hatta yorgunluktan ağlama derecesine gelmişsindir, değil mi, Em?"

İnanmasını umduğum ses tonumu takınarak, "Gerçekten yok bir şey, Steph." dedim. Bu konuyu şu an konuşmak istemiyordum. Aklına bir şey gelmiş gibi hızla bana döndü ve çaprazımızı göstererek, "Hey, Eldon ve Michelle neden birlikte oturuyorlar, yanına oturmak istemediğimden değil tabi ki." dedi, ortamı yumuşatmaya çalışıyordu, bir sorun olduğunu anlamıştı.

"Ayrıldınız mı?" Bunu içten bir şekilde sormuştu. Cevap vermedim. Anlamıştı zaten. "Neden bunu bana daha önce söylemedin?" Tekrar cevap vermedim. "Neden ayrıldınız?"

Derin bir nefes aldım. "Şu an konuşacak durumda değilim, Steph. Lütfen sonra konuşalım."

"Pekâlâ. Sen de yanında olduğumu bil lütfen." Yanımdaki kıza sarıldım, kardeşim gibi bir şeydi. Ve hep öyle kalmasını istiyordum.


James

Riley ile oturduğum için şanslıdyım. İlk defa bu kadar uzun bir süre boyunca yan yana yolculuk edecektik. Müzik dinliyordu ve tamamen dünyadan soyutlanmış gibiydi. Yaklaştım ve yanağından öptüm. Şaşırmıştı, yanakları hafiften kızarmaya başlayınca, "James!" diye uyardı. Anlamamış gibi davranarak, "Efendim?" diye sordum. Bu halim Riley'i sinir ediyordu, yüzündeki ifade en büyük kanıtıydı. Kahkaha atmaya başladım ve Riley'i kendime çektim, başını omzuma koymuştu. Gözlerini de kapamıştı, sanırım uyuyacaktı.

Ben de başımı onun başının üzerine koydum ve gözlerimi kapattım. Uykuya dalacağım sırada Riley'in sesini duydum. "Kafan çok ağır."

The Next StepHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin