NOT: Aslında bu bölüm yeni yazılmadı. Yayınlayıp sonra kaldırdım çünkü finalin büyüsünü bozduğunu düşünüyordum. Okuyucu olarak finalden sonra zihnimde devam ettirmeyi severim. Sanki bu bölüm bunu bozuyor gibi. Bu yüzden final sizin için, size ait bir yerde bittiyse bu özel bölümü okumanıza gerek yok. Ama eğer çok ilerde (2000 yılı) ne oldu acaba diye düşünen varsa ona ait küçük bir bölüm.
#wattpadeözgürlük
Bölümü yeniden yayıma koyuyorum. Wattpad'e ancak VPN ile giriş yapabiliyoruz. Bu çok can sıkıcı. Umarım bu durum en kısa sürede sona erer.
TEMMUZ, 2000
Bir ışık yandı, gözlerini acıtacak kadar parlak bir ışıktı bu. Gözleri kırışırken karşısındaki adamın sinirle ekibine döndüğünü gördü. "Düzgün yapın şu işi!" Ardından Leyla'ya döndü ve mahcup bir sesle ekledi. "Kusura bakmayın, Leyla Hanım, lütfen."
Leyla, önemsiz olduğunu belli edercesine başını sallarken ordan oraya koşuşturan insanları izlemeye devam etti. En son yanına yüzünü pudralamak için genç bir kız geldi. Sonra elinde kağıtlarla sunucu yaklaştı. Kırmızı koltuğuna otururken, "İyisiniz, değil mi?" diye sordu adam.
"İyiyim," diye fısıldadı Leyla. Derin bir nefes alırken önündeki masaya bir bardak su bırakıldı.
"Daha önceki çekimde olduğu gibi istediğiniz zaman duracağız, merak etmeyin." Adamın sözleriyle başını sallayıp gülümsedi Leyla. Suyuna uzanıp minik bir yudum aldı ve sol tarafında sırayla akmaya başlayan fotoğraflara, gazete kupürlerine baktı.
"Hazırsak başlıyoruz," diye seslendi arka taraftan bir adam. Başka bir kadının sunucunun yanına gelmesiyle tüm bakışlar ona dönmüştü bile. Ağır ağır başını sallarken içeriden yüksek sesle üçten geriye sayıldı.
"21 Ocak 1990. Müzik dünyası şokta!" Moderatörün ekrandaki gazete manşetini sesli okumasıyla Leyla'nın gözleri ekrana gitti. Yazıların altında Ali Kemal'in kırmızı arabası içini yine yeniden acıtacak kadar kötü haldeydi. Biraz daha altında ise Ali'nin eski bir fotoğrafı vardı. Bakarken içi acıdı, kalbi aynı yerden paramparça oldu. Bu kez daha az gürültülüydü, kimse duymadı.
"Bize o günden ve o günden sonra yaşananlardan bahsetmek ister misiniz?" diye sordu adam. Bakışlarını haber sayfasından çekmeyen Leyla için bir soru değildi bu.
"O gün... Evde onu bekliyordum. Annesinin evine gitmişti. Döneceğini telefonla haber verdi. Konuşacak şeyler vardı. Ama... ondan önce haberi geldi. Sonra bir sürü telefon, bir sürü ses vardı. Herkes oradaydı ama bir tek o yoktu. O gitti, beni de beraberinde götürdü." Leyla, hüzünlü bakışlarını resimden çekerken biraz nefeslenmek için durdu. En son moderatöre döndüğünde koyu kırmızı ruj sürdüğü dudaklarını sıkıca birbirine bastırıp tebessüm etti. "Geri dönmek çok zaman aldı."
"O dönem cenaze törenine katılmayışınız, ardından ortadan yok olmanızın haber olduğunu hatırlayanlardanım. Hakkınızda çok şey yazıldı çizildi. Bununla ilgili ne söylemek istersiniz?"
"Çok sonra gördüm," diye araya girdi Leyla. "Zaten reklam evliliğiydi, eşi ölünce yurtdışına gitti, orada tekrar evlendi diye yazanlar olmuştu. En gücüme giden de buydu. Çünkü ben... sadece akıl hastanesindeydim."
Moderatör, "Bize o günlerden bahseder misiniz?" dediğinde Leyla'nın yüzünde bir gölge geçti gitti. O günleri hatırlamak içinde bir yerlerde yeni sona ermiş yangını harlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇIKMAZ SOKAK | TAMAMLANDI
Mistério / Suspense1980'ler ve 1990'larda geçen geçmiş-şimdiki zaman sarmalındaki hikayede, küçüklüğünden beri duyduğu ve gördüğü şeyler herkesten farklı olan Leyla'nın yolu çıkmaz bir sokakta tanımadığı bir adamla kesişir. Adam, kadını o gece zor durumdan kurtarır ve...