Ay helloo ben geldiim.
Sınır koyim mi hi?
Neyse kıyamadım bu bölüm deil bir daha ki bölüme sınır koycam.
Satır arası yorumlarınızı ve oylarınızı unutmayınn 💖💖💖
"Kızlar uyanın," teyzemin sesini duyduğumda esneyerek gözlerimi açtım.
Bernayla Açelyayı uyandırmaya çalışıyordu, bakışları beni bulduğunda "Kumsal kızım şunları bir uyandırı ver," dedi, onaylar anlamda başımı salladığımda odadan çıkmıştı.
Uzandığım yerde iki seksen esnedim ve hızlıca doğruldum, başımı ovalayarak kısık gözlerle etrafa bakındım.
Dün gece sürekli kabus görmekten uyuyamamıştım.
Kendime geldiğimde ayağı kalkarak kızları dürtmeye başladım "Kızlar hadi uyanın," ikiside huysuzca mırıldanarak uyumaya devam ettiklerinde omuzlarımı düşürerek bıkkınlıkla üstlerindeki pikeyi çektim, ikisininde aynı anda kaşları çatılmıştı Berna göz ucuyla bana baktı "Ne istiyorsun uyku düşmanı!"
"Teyzem uyandır dedi," dedim, ve kapıya doğru ilerledim "beş dakika içinde yataktan kalkmazssanız elimde bir şişe suyla gelirim."
Arkamdan söylendiklerini duysamda umursamadan lavaboya girdim, elimi yüzümü yıkadıktan sonra Berna'nın odasına baktım.
Odada yoklardı.
Oturma odasına geçtiğimde herkes yemek masasında kahvaltı yapıyordu.
Bende boş sandalyelerden birine oturarak kahvaltımı yapmaya başladım.
Kahvaltı, sohbet muhabbet derken hepimiz karnımızı doyurmuş ardından kızlarla birlikte annemlere yardım etmiştik.
"Kumsal kızım iki güne baban geliyormuş," telefondaki bakışlarımı ışık hızıyla kapının önündeki anneme çevirdim ve uzandığım yerden doğruldum "İş yerinden izin vermişler mi?"
Annem gülümsedi "Evet, hatta abinle seni İstanbula gönderdikten sonra biz bir süre daha babanla burada kalacağız o kadar uzun bir izin vermişler," mutlulukla gülümsedim. Babama genelde iş yerinden izin vermezlerdi, verseler bile en fazla iki veya üç gün veriyorlardı.
Bu hepimiz için çok güzel bir haberdi.
Annem mutfakta işi olduğunu söyleyerek oturma odasından çıkmıştı.
Bir süre sonra abim, Deniz ve Güneşte oturma odasına gelerek koltuklara oturdular ve onlarda bizim gibi telefonlarıyla oynamaya başladılar.
Kimse birbiriyle konuşmuyordu.
Bu teknoloji sanırım biraz kötü bir şeydi.
Sosyal medyada takılırken yanımda Tylor belirdiğinde bir anlık irkildim ardından hızlıca kendimi toparlayarak göz ucuyla Tylor'a baktım.
"Ne yapıyorsun?" Omuz silktim, "boş bir odaya geçsene rahat rahat konuşalım," yine omuz silktim ve ayağı kalktığımda hepsinin bakışları beni buldu "Nereye?"
"Berna'nın odasında oturacağım burası çok sıcak," dedim yalana başvurarak, hiçbir şey demeden telefonlarıyla ilgilenmeye devam ettiler.
Berna'nın odasına geçtiğimide Tylor peşimden gelerek odaya girmişti bende hemen ardından kapıyı kapatarak Berna'nın yatağına oturdum "Bir şey mi oldu?"
"Hayır," dedi, ardından aramızda mesafe kalacak şekilde yanıma oturdu.
Başımı çevirerek ona baktım "Sen dün gece geldin ya benim içimde kötü bir şey olmuş gibi bir his oluştu, dün gece kötü bir şey mi oldu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HASEL
FantasyŞuan tam on adım uzağımda elinin üstünde havada bir bıçak döndüren genç çocuk bana bakıyordu. Galiba bir hayaletti, ah tabii ki bir hayaletti hangi insan havada bıçak döndürebilirdi ki?! Sinsi bir şekilde gülümseyerek bana doğru yürümeye başladığınd...