~ 8.Bölüm ~

3.4K 193 49
                                    

Satır arası yorumlarınızı unutmayınnn 💗💗

Beynimde sürekli aynı cümle dönüyordu 'O geri döndü' Rüzgar geri dönmüştü, gözlerim buğulanmaya başladığında yeni bir mesaj daha geldi.

Esilam:
- Kumsal seni sordu çok 'pişmanım ondan özür dilemek istiyorum' falan dedi

Bir yeni mesaj daha

- Köyde olduğunu söyledik 'olsun ben onu beklerim yeter ki beni affetsin' dediğinde gerçekten pişman gibiydi.

Ve son mesaj,

- Kumsal...

- Onu affetmeyeceksin değil mi? Sana tekrar aynı şeyleri yaşatacak, sakın böyle bir hataya düşme. Kumsal; yeni toparlamışken seni tekrardan kaybedemeyiz.

Gözümden bir damla gözyaşı firar ettiğinde saçlarımla yüzümü gizledim ışık kapalıydı ve televizyonun ışığı benim yüzüme vuruyordu. Gözlerimi kapattım ve bir süre öyle kaldım.

Gözlerimi açarak abimin yanından kalktığımda abimim "Nereye?" diyen sesini duydum ona bakmadan odanın kapısını açtım ve "Susadım mutfağa gidiyorum," diyerek cevap bile vermesini beklemeden odadan çıktım.

Odadan çıktığım anda gözyaşlarımı serbest bıraktım ve bardaktan boşalırcasına yanaklarımdan süzülmelerine izin verdim. Annemler çoktan uyumuşlardı ve diğerleride odadaydı artık gizlemem gereken göz yaşlarım yoktu.

Dudaklarımın arasından bir hıçkırık çıktığında elimle ağzımı kapatarak hıçkırıklarımı durdurmaya çalıştım.

Hıçkırıklarım kesilmek bilmediğinde su almak için mutfağa doğru ilerledim. Gözlerimdeki yaşlar ardı ardına yanaklarımdan süzülürken ve boğazımda bir yumru oluşmuşken bu halime lanetler yağdırdım, bana bunları yapan biri için ağlamamalıydım.

Onun yüzünden uykusuz kaldığım ve ağlamaktan gözlerimin kan topladığı günlerden sonra onu affetmemi bekliyordu, hayat neşemi elimden almıştı, insanları güldüren ve çoğu zaman küçük bir kız çocuğu gibi davranan bir kızdan duygusuz bir kıza dönüştürmüştü beni.

Yaşadığımız en güzel anılarımızı bir kabusa çevirmişti. Yaşadığım o berbat günlerden sonra onu nasıl affedebilirdim?

Mutfağa girecekken birinin sol bileğini tutup küçük odaya çekmesiyle affalladım. Bileğim acıdığından dolayı dudaklarımdan bir çığlık firar edeceği sırada büyük eller dudaklarımın üstüne kapandı.

Gözlerim şaşkınlıkla açıldı ama oda karanlık olduğundan dolayı hiç bir şey göremiyordum.

Odanın ışığı açıldığında bir çift buz mavisi gözle karşılaşmayı beklemiyordum. Şaşkınlıkla açılan gözlerim mümkünmüş gibi biraz daha açıldığında o'da çatık kaşlarla bana bakıyordu.

Korkuyla bileğimi ondan kurtarmak istediğimde bileğimi daha fazla sıkarak ondan kurtulmama izi vermedi. Bileğimi sıktığından dolayı bileğim sızladığında acıyla yüzümü buruşturdum ve akmayı bırakan göz yaşlarım tekrardan akmaya başladı.

Göz yaşlarım bu sefer ruhsal bir acıdan dolayı değil fiziksel bir acıdan dolayı süzülüyorlardı yanaklarımdan.

Canımın acıdığını anladığında bileğimdeki elini gevşetti ama bırakmadı dudaklarımdaki elinide uzaklaştırdığında baş parmağını dudaklarına götürerek susmam gerektiğini işaret etti.

HASELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin