{ 22. Bölüm }

2K 143 51
                                    

İyi okumalaaaarr satır arası yorumlarınızı unutmayiiinn 💖💖

Bölümleri yazdıktan sonra iki üç kere kontrol ederek atıyorum ama eğer yazım yanlışım varsa şimdiden kusura bakmayın 💗💗

Artık dünyaya dönmüştüm, çünkü yaklaşık bir haftadır Tylor'ın yanındaydım ve sıkıldığımı söylediğimde Tylor itiraz etsede Dünyaya geri getirmişti.

Bir hafta boyunca hiçbir negatif olay yaşamamıştım.

"Kumsal! Hadi kalk denize gidiyoruz!" Açelya odaya girdiğinde telefondaki bakışlarımı ona çevirdim "Herkes aşağıda seni bekliyor çabuk ol,"

"Ne?!"

Yalnızca "Çabuk ol," diyerek odadan çıktığında kaşlarımı çatarak ayağı kalktım ve hızlıca mayomu giyerek altıma siyah bir şortla üstümede boğazlı bir badi giydim. İzimi gizliyordum.

Küçük sırt çantama ihtiyacım olan bir kaç şey koyarak hızlıca aşağı indim.

Terliklerimi ayağıma geçirirken herkes Melek teyzemin arabasının önünde beni bekliyordu.

"Anne neden denize gidiyoruz," dedim annemin yanında durarak "Hava çok sıcak bizde denize girelim bir rahatlayalım dedik, kötü mü yapmışız kızım?"

"Ha yok, merak ettim sadece,"

"Hadi herkes arabaya binsin," dedi Melek teyzem sürücü koltuğuna geçerken, herkes arabaya bindiğinde ben ayakta kalmıştım "Kumsal gel kucağıma otur," itiraz etmeden annemin kucağına oturdum.

Yarım saatlik bir yolculuğun sonunda denize varmıştık.

Arabayı toprak yolun kenarına park ettikten sonra abim güneş ve deniz tişörtlerini bir çırpıda çıkartarak yalnızca kapriyle kalmışlardı.

Abimler plaja doğru koşarken biz kızlara annemlerin getirdikleri yiyecekleri arabadan indirmelerine yardım ediyorduk.

"Kumsal kuzum tut bakayım şu karpuzu," Kübra teyzem elime abartısız üç kiloluk bir karpuz tutuşturduğunda "Berna yardım et!" diye bağırdım, karpuz tam kollarımın arasından düşecekken Berna ve Açelya karpuzu elimden alarak güldüler.

Bernayla Açelya birlikte karpuzu taşırken bende annemin elindeki piknik sepetini alarak peşlerinden ilerledim, dikkatli bir şekilde toprak yokuştan inmeye başladığımda annem düşmemem için badimden tutuyordu.

"Sen bu sıcakta neden boğazlı badi giyiyorsun?" diye sordu annem, plaja yaklaşırken, "Sence anne?"

Annem sessizleşti, "Anne gelin buraya oturun!" sesin geldiği yöne baktım, Deniz gölgelik bir yer bulmuş oraya oturmamız için eliyle bizi çağırıyordu.

Deniz'in olduğu yere giderek kumların üstüne büyük örtümüzü serip, şemsiyeyi yerleştirerek oturduk.

Deniz bizim yanımızda otururken "Deniz, hadi denize gir lan," dedi abim gülerek, iğrenç bir espriydi. Hepimiz birbirimize bakarak abimin yaptığı espiriye burun kıvırdık.

Deniz kalkarak bize baktı "Hadi oturmaya mı geldiniz?" kızlar ayağı kalktıklarında ben olumsuz anlamda başımı salladım "Ben girmeyeceğim siz girin,"

"Hadi Kumsal!" Açelya dudaklarını büzerek bana baktığında yine olumsuz anlamda başımı salladım "Gerçekten girmek istemiyorum siz girin," daha fazla itiraz etmeden denize doğru ilerlediler.

"Kumsal kızım bari burada çıkar şu üstündekini, çok az kişi var etrafta, ben sıcakladım senin yerine," bakışlarımı yanımda karpuz kesen anneme çevirdim ardından etrafa göz gezdirdim, söylediği gibi çok fazla insan yoktu.

HASELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin