Eyooooo.Adım sesleri uzaklaşırken kesikçe nefes aldı. Karnı, sırtı, kol ve bacaklarında günlerce morluk kalacağı belliydi. Bir süre daha olduğu yerde kaldı. Kendinde ayağa kalkacak gücü bulamamıştı. Zar zor tuttuğu göz yaşları yüzünden yere damlarken titreyen eliyle özensizce sildi onları. Zil çalmış herkes sınıflara gitmeye başlamıştı.
Sol kolunun üstünde zorlukla dikelip kendini arkasındaki duvara yasladı. Gözlerinden yaşlar aksa da kendini tam olarak ağlamaya inatla bırakmamıştı. Gözleri kolundaki kızarıklıklara gitti. Kafasını çevirip gözlerini oradan ayırdı. Eğer görürse ağlayacağını hissediyordu. Ders başlamadan sınıfa gitse iyi olurdu. Bütün ders boyunca burada ya da başka bir yerde olmak istemiyordu. Sadece sırasına sinip orada okul bitene kadar beklemek istiyordu.
Karnı ve sırtındaki acıyı görmezden gelerek titrek bacaklarla ayağa kalktı. Karşısındaki aynaya baktı. Yüzü ifadesiz ama üzgün gözüküyordu. Donuk bakışlarına rağmen yaşların yüzünde bıraktığı izlerden dolayıydı bu. Sakinliğini koruyarak yüzünü sağa sola doğru çevirdi. Yüzünde bir iz görünmüyordu. En azından kendini koruyabildiği için içi rahatlarken güçsüz kalmış parmaklarıyla yüzünü elinden geldiği bir hızla yıkayıp kollarını elleriyle olabildiğince saklamaya çalışarak tuvaletten çıktı.
Öğretmen hemen onun önünden sınıfa girerken bir şey dememesini umarak arkasından sınıfa girip yerine oturdu. Neyse ki istediği gibi olmuş zaten çok da bu konulara takılmayan matematik öğretmeni bir şey söylemeden kendi masasına ilerlemişti. Kendini olabildiğince duvara doğru yasladı.
Gözleri tekrar dıştaki boş sandalyesine giderken oranın boş olduğunu gördü. Kimse ona bir şey bırakmamıştı. Hedefi açgözlü davranmak değildi ama kendine engel olamayıp umutlanmıştı. Gözleri tekrar dolarken kendine gelip yere bıraktığı çantasını geri olması gereken yere koydu. İçinden okul hırkasını çıkarıp yavaşça giydi. Daha fazla gereksiz ilgi toplayası yoktu. Yüzünü masada kolları arasına gömüp zorlukla açık tuttuğu gözlerini kapanmaları için serbest bıraktı.
Sırası önündeki kişi yüzünden üstüne doğru gelince yorgunlukla gözlerini açıp doğruldu. Okul bitmişti. Uyanınca vücudundaki acı geri hissedilir olurken yüzü buruştu. Herkes az çok çıkınca yerinden kalkıp çantasını sırtladı. Fazla bir devamsızlık hakkı kalmadığından yalnızca 2-3 günlüğüne okula gelmemeyi planlıyordu. Hırkasının kollarını sıkıp olabildiğince hızlandırdığı adımlarıyla otobüs durağına doğru ilerledi. Yürüyecek gücü kendinde zor bulmuştu.
Karnına gelen darbelerden olacak ki eve gelince sağlam bir kusma seansı geçirmişti. Annesinin evde olmamasına şükredip mutfaktan bir elma aldı ve odasına kapandı. Aldığı elmayı komodine bırakıp yorganın altına girip kendini mümkün olduğunca yatağına doğru bastırdı. Vücudu rahatça ağlamasıyla rahatlarken göz kapakları bir kez daha kapandı.
Mutlu sonlu angst bir yaşam biçimidir. Beni yargılamayın lütfen. Çok soft mutlu bölümlerimiz de gelecek mutlu sonumuza ulaşınca.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sümsük /bxb/
RomanceKaran: Şşt bi bak Sümsük: Buyrun Karan: Ha şöyle Bana matematik ödevini atsana Sümsük: Tamam *3 fotoğraf gönderildi* Karan: Eyvallah Sümsük yazıyor... Sümsük çevrimiçi Sümsük: Artık başıma bela olacak bir kişi daha mı var // Sorun değil. Biraz zorba...