>13<

7.1K 459 69
                                    


Ekin bir ısırık daha alıp sera poşetini yarısı hala duran sandvicin etrafına dikkatlice sardı. "Yemedin..." İştahı yoktu. Kucağında duran parçalanmış kitabın bu konuda büyük katkısı vardı. "Doydum."

Ekin elindeki sandvice bir süre bakıp arada kaldı. Ardından sandvici karasızca Karan'a uzattı.

"Ha?" Karan şaşkınlıkla çatılmış kaşlarıyla ele baktı. Ekin'in aklından geçeni algılamasıyla zar zor gülümsemesini bastırdı. "Kalanını geri isteyecek değilim." Yerinden doğruldu. "Hepsini ye." Elini kalkmasına yardım etmek için Ekin'e uzattı. Oğlan bir şey demeden eli tutup yardımıyla ayağa kalktı. Bir köşeye atılmış ağzı açılmış çantasını alıp kitabı özenle içine yerleştirdi. Sandvici de ön göze koyup çantayı sırtına astı.

Karan'ın önünden geçerken teşekkür etmesi gerekip gerekmediğini kafasında kısaca tartıp etmeme kararı aldı. Yaptığını neden yaptığını bilmiyordu ama onun da Kaan'dan pek bir farkı olduğuna inanmakta zorlanıyordu. Şu anlık iyi tarafına denk gelmişti ama yarın ne olacağı belli olmazdı.

Yutkundu. Bir kere umutlanıp enayilik yapmıştı bundan sonra durumu tekrarlamayı hedeflemiyordu.

Arkasını dönüp ilerledi. Kolunda Karan'ın elini hissetmesiyle durup ne yapacağını bekledi. Fikrini mi değiştirdi yine?

"Bir şey yaparlarsa bana söyle."

"İzlemeye mi geleceksin?"

Karan'ın kaşları çatıldı. Elindeki kolu bırakıp Ekin'in önüne geçti. Kendini açıklamaya çalışacakken gördüğü sinirli gözlerle vücudu bütün işlevlerini durdurmuş gibi hissetti. Karşısındaki oğlanın siyah gözlerinde bir kez daha yaş birikmiş ama gözleri bu kez boş ya da üzgün bakmak yerine kızgınlıkla bakıyordu. Ağlamaktan gözleri kızarmış kirpikleri ıslanmıştı.Boğazı düğümlendi.

Karan öylece donup kalırken kafasının içi karmakarışıktı. Özür dilemek istiyor ama boğazı her ağzını açtığına kasılıyordu. "Ben..." Ağzından zar zor bir kelime çıkardı ama devamı gelmeden Ekin geriledi. "Pardon." Gözleri hala sinirli baksa da onları kaçırıp Karan'ın gözlerinden çekti. "Senden çıkardım... Teşekkür ederim." Eliyle giydiği yeleğin kollarını sıkıca tutup başını eğdi ve ortamdan uzaklaştı.

Karan öylece arkasından bakakaldı. Teşekkürü haketmiyordu. Özür dilemesi gereken de kendiydi. Olduğu yere çöküp sinirle yüzünü sıvazladı. "Öyle mal gibi kaldım orada." Kendi içine doğru daha da çöktü. Malım ben.

Ben tıkanabilirim biraz fikriniz varsa şu olabilir diye söyleyip bana yardımcı olabilirsiniz hehe.

Sümsük /bxb/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin