Ekin içerideki sandalyesine geçerken bugün de sandalyenin üstünde süt olduğunu gördü. Bu defaki çikolatalıydı. Kaşları şüpheyle çatıldı. Etrafına bakmış ama Karan tam zamanında kafasını çevirdiği için ona bakan birini görememişti. Geçen defa yaptığı gibi sütü dıştaki sandalyeye bırakıp çantasını yanına koymak yerine yere koydu. Unutan kişi bulsun diye. Karan olayın tekrarlandığını görmesiyle homurdanıp eliyle yüzünü sıvazladı. Sıradaki meyve suyuydu.Kendi kendini çocuğun bıraktığı içeceklerden hoşlanmadığından dolayı onları almadığına inandırtmıştı. Kasılan çenesini rahatlatmaya çalıştı. Çilekli süt orada gün sonuna kadar kalınca herkes çıktıktan sonra dayanamayıp yanında götürmüştü. Çöpe atılmasını istememesi bir sebepken kabul etmese de canının çekmesi ana sebepti.
Diğer gün geldiğinde kendi kendini zorlayıp durmuş ama oturduğu yerde sabit duramayıp bu kez çikolatalı süt almaya karar vermişti. Hedefi değişmişti. Bir kez içeceği kabul edecek ve konu kapanacak. Bu kadar. İçinden tüm gün kendine küfürler etse de ancak bu şekilde rahat edebileceğini anlamıştı.
Ekin sessizce nefesini verdi. Biri onunla alay ediyor gibi görünmüyordu. Bu kadar alay edildikten sonra bu konudaki sezgilerinin oldukça geliştiği söylenebilirdi. Etrafta ne gizlice gülen ne de onun hakkında konuşan birini hissetmişti. Çok üzerinde düşünmemeye çalıştı. Sonuçta yarın geldiğinde aynı şey yaşanmayacaktı.
Karan günün sonunda öylece sandalyede duran çikolatalı süte baktı. Geniş ellerini masaya dayayıp bir süre arada kaldıktan sonra hızlıca kartonu alıp sol omzuna astığı çantasına attı. Boğazını temizleyip etrafı kolaçan etti. Sınıfta kimse yoktu.
Sınıftan çıkıp park alanına indi ve onu bekleyen babasının arabasına bindi. Ne kendisi ne de babası birbirine bir şey demişti. Aralarının iyi olduğu söylenemezdi. Daha doğrusu aralarında bir bağ olduğu söylenemezdi. Babası sessiz soğuk ve sıkıcı bir adamdı. Onu okuldan almak huyu değildi ama bugün cenazeye gidileceği için onu almaya gelmişti.
Aile bağları pek güçlü olmadığından cenazesine katılacağı teyzesini son zamanlarda ne çok görmüş ne de çok sevmişti. Onlara karşı bir sevgiden ziyade bir öfke vardı içinde. Çocukken bir gıdım sevgi almak için elinden geleni yaparken onu görmezden gelen insanlardı bu yüzden onlara sempatik yaklaşması zordu. Artık bu durumu çok önemsediği söylenemese de onlara karşı bir şey de hissetmiyordu.
Sessizlik uzadıkça aklı hoşlanmadığı şeylere gidiyordu. Durumdan kurtulmak için çantasına uzanıp ön gözünden kulaklığını çıkardı. Kulaklığı telefona bağlamasına kalmadan yanından bir homurdanma geldi. Hareketlerini duraklatmazken durum adamın canını sıkmıştı. "Onu geri yerine koy." Karan sinirlerinin gerildiğini hissederken kısa bir süreliğine gözlerini kapatıp sakinleşmeye çalıştı.
Sert bakışlarını cevap bekler şekilde babasına çevirdiğinde bir karşılık almamıştı. Geri yapacağına devam etmeye döndüğünde adam tekrar konuştu. Sesi sinirli ve katıydı. "Ne dediysem onu yap." Karan Derin bir nefes alıp yumruk olmuş elini rahatlatmaya çalıştı. Sert hareketlerle kulaklıklarını geri yerleştirip arkasına yaslandı.
Adamın en büyük sıkıntısı da buydu. Hayatı kontrolünde gibi hissetmeyince Karan'ı kontrol ederek kendini stabil hissetmeye alışmıştı. Karan buna alışsa da durum daha az sinir bozucu olmuyordu.
Sessiz araba yolculuğu süresince öylece put gibi oturdu. Bu konuda artık usta olmuş gibiydi. Ne abartılı hisleri ne de tepkileri vardı. Tabii sinirlenmeleri es geçilirse. Arkadaş ortamında da yalnızca sessizce oturup konuşulanları dinleyen ne şakalaşan ne de gülen bir insandı. Bu huylarının babasına benzemesine sebebiyet verdiğine inanıp kendini değiştirmeye çalışmış ama başaramamıştı. Etrafında onu mutlu hissettiren biri yoktu ve varmış gibi davranmak sinir bozucu geliyordu.
Cenazeye geldiğinde annesini soran akrabalara yurt dışına iş gezisine gittiğini söyleyip yanına gelip konuşmasınlar diye arka taraflara doğru çok görülmeyeceği bir yere geçti.
"Benim iyi kalpli kardeşim..." yanından ağlayarak geçen en büyük teyzesine baktı. İyi kalpli... İçini gülme isteği kaplarken kendine engel oldu.
Durduğu yerden kadının resmine baktı. Bu teyzesine kaç kez elleriyle kartlar hazırladığını hatırlayamıyordu bile. Hatırladığı bir şey varsa o da onların teyzesi tarafından yüzüne bile bakılmadan alınıp bir masa üstüne özensizce konuluşuydu. İçini kötü bir his kaplarken bakışlarını oradan ayırdı. Gereksiz duygusallığa lüzum yoktu. Bu aralar zaten mantığı dışında davranmaya başlamıştı ve bunu durdurması gerekiyordu.
Ayyy aklımda çok iyi fikir vaaaaaar
![](https://img.wattpad.com/cover/334030160-288-k93587.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sümsük /bxb/
RomanceKaran: Şşt bi bak Sümsük: Buyrun Karan: Ha şöyle Bana matematik ödevini atsana Sümsük: Tamam *3 fotoğraf gönderildi* Karan: Eyvallah Sümsük yazıyor... Sümsük çevrimiçi Sümsük: Artık başıma bela olacak bir kişi daha mı var // Sorun değil. Biraz zorba...