>8<

7.9K 486 213
                                    


Oğlan okuldan çıkmış eve doğru ilerliyordu. Gözleri güneş sayesinde siyahtan ziyade koyu kahverengi gözüküyordu. Yüzünde silemediği ufak bir gülümseme duruyor ve fark etmese de yürüyüşü daha canlı bir tempoyla ilerliyordu. Keyfi yerindeydi.

Odasına girer girmez çantasını çalışma masasının yanına bırakıp içinden meyve suyu kutusunu çıkardı. Eli bir kez daha üstünde nazikçe gezinirken gülümsemesi genişledi. Belki biri onunla arkadaş olmak istiyordu. Eğer gizli olarak bunu yapmak istiyorsa buna da razıydı. Kendisiyle görünmek istememesi normal ve anlaşılırdı. Yanında biri olması ona yeterdi.

Kendini yatağına doğru bıraktı.'Acaba yarın da bana bir şey bırakır mı?' İçi kıpırdanırken yatağında sola doğru dönüp yüzünü yastığına bastırdı. Okula gitmek ilk defa cazip görünmüştü gözüne.

...

Karan kendini zapt edip olduğu yerde sabit bir şekilde oturmayı başarmıştı. 'Bir daha özel muamele yok. Özellikle de bunu hak etmeyen birine.' Hisleri yanıltıcıydı ve onları dinlemeyi bırakması gerekiyordu.

Oğlanın yeni bir içecek görmeyince düşen yüzünü görmezden geldi. Karnındaki karıncalanmayı görmezden geldi. Zaten en başından ona bakması yanlıştı.

Rahat duramıyor dikkatini dağıtmak için elindeki kalemi çevirip duruyordu. Dersler akıp giderken odağını bir türlü toplayamamıştı. Kaan eğilip kulağına bir şey söylemesiyle bakışlarını ona çevirdi. "Baksana bizim sümsük bir yere gidiyor." Nefesi tenini rahatsız ederken Kaan'ı omzundan iterek uzaklaştırdı. Kaan bunu sorun etmeyip uzaklaşmış ama konuşmaya devam etmişti. "Zaten bugün sinirlerim bozuk. Bari bir işe yarasın." Karnında hissettiği kasılmayı görmezden geldi. Kaan kalkınca o da ona eşlik etti. Grubun kalanı da peşlerinden geliyordu.

Ekin ilerilerilerinde tuvalete doğru gidiyordu. Adımları sakindi. Arkasından onu takip eden grubu fark etmemişti. Normalde kolay kolay okul tuvaletine gitmezdi ama sabahtan beri başında bir sızı hissediyordu. İlk period boyunca görmezden gelmeyi denemiş ama ağrı yalnızca güçlenmişti. Yüzüne biraz soğuk su çarpmanın iyi olacağını umuyordu.

Şakaklarında hissettiği acıyla kısa bir süre duraklayıp sıkıca gözlerini kapadı. Adımlarını hızladırdı. Yemeği arttırmış olmasına rağmen hâlâ yeterli yemek yemiyordu. Annesinin bıraktığı atıştırmalıklara ilk kıyamasa da yememiş olduğunu görüp annesinin yanlış anlamasını istemediğinden içinden birkaç tane yemişti. Ama hala iştahı yerinde değildi. Yemek düzeni de yoktu.

Yüzünü yıkadıktan sonra kantinden ayran almayı planladı. Eğer Kaan ve çetesi orada değilse bir sıkıntı yaşamadan oradan uzaklaşabilirdi.

Karan takip ettikleri çocukta bir gariplik hissediyordu. Normalde ona bakan gözleri anında hissedip o tarafa bakan çocuk dümdüz yoluna devam ediyordu. Bunu öğrenmiş olmasını tecrübelerine borçluydu. Tabii bu ağzından kerpetenle bile alınamazdı. Göğsünde yükselen hissi dindirmeye çalıştı. Onu ilgilendiren bir konu değildi. Onu ilgilendiren bir kişi değildi. Eğer... eğer öyleyse sonucuna katlanmalıydı.

Ekin tuvalete ulaşıp içeri girdiğinde grup henüz içeriye girmemişti. Oğlan kollarıyla kendini lavabonun üstünde dengeledi. Derin bir nefes alıp musluğu çevirdi. Eline temas eden soğuk su içini ferahlatmıştı. Elini bir süre rahatlatıcı suda tuttuktan sonra yavaşça yüzünü lavaboya yaklaştırıp ıslattığı soğumuş elini yüzüne sakince sürdü. Arkasından kapının açıldığını duymuş ama gözleri kapalı ve odağı başka yerdeyken buna önem vermemişti. Sonuçta bu sıralar Kaan'ın gözüne batmamıştı. Onu burada sıkıştıracak halleri yoktu.

Sırtına sertçe konulan elle irkildi. Kapalı gözleri hızla açılırken yüzündeki eli yerinden ayrıldı. Kalbi hızlanırken korkuyla kafasını kaldırıp aynaya baktı. Kaan arkasında durmuş yüzünde sinirli bir gülümseme vardı. Kafasında fikirler tur atıp dursa da duruma bir açıklık getiremiyordu. Ne yaptım? Ne yaptım? Hatırlamıyorum...

TW: Bundan sonra şiddet içeren sahne var. Rahatsız olacaksanız lütfen okumayın!

Kontrolünü korumaya çalışarak gözlerini aynadan indirdi ve musluğu titrek eliyle çevirdi. Yutkunup karşı taraftan bir hamle bekledi. Kısa bir sessizlik ardından cesaretini toplamaya çalışıp yavaşça arkasını döndü. "Niye hâlâ buradasın ki?" Yere doğru fırlatılırken bunu beklemediği için kendini koruyamayacak bir şekilde sırtüstü yere düşmüş kafasını yere vurmasıyla gözleri bir anlık kararmıştı.

Okulda şiddet görmediğini söylemek yalan olurdu. Koridorda yürürken hiç tanımadığı, yüzünü bile görmediği insanlar tarafından bir çok kez yeri boylamıştı. Ortaokul çocukları gibi çelme takmaları ilk başta komiğine gitse de dizilerindeki morlukların hissiyatı olayın komikliğini gün geçtikçe azaltmıştı. İlk eşcinsel olduğu ögrenildiğinde de okul çıkışında aynen bu şekilde sıkıştırmıştı. Bir süre korkudan okula gidememiş annesi halini görmesin diye odasına saklanmıştı. Bir haftanın sonunda devamsızlık sıkıntısı çekmemek için okula gitmek zorunda kalmıştı. Yine de o günden sonra ensesini ya da omzunu gerektiğinden oldukça fazla sıkan eller ve takılan çelmeler dışında ağır bir şiddete uğramamıştı. Bundandı ki bu durumu beklemiyordu.

Nefesi hızlanmış göz bebekleri titriyordu. Kendini ciddi bir şey olmayacağına inandırmak için ne kadar çırpınsa da Kaan'ın bakışlarından dayak yiyeceği okunuyordu. Durumun onun yaptığı bir şey olduğunu düşünmüyordu. Aklına yapmış olabileceği tek bir şey gelmiyordu. Sorgular gözlerle karşısında dikilen oğlana baktı. Tuvalette olmasından dolayı mı neden burada olduğunu sormuştu? Ne yaptığını sormak için ağzını aralamış ama konuşacak sesi bulamamıştı.

Buna karşılık Kaan ona doğru eğildi. Panikle ellerini kullanarak yerde gerilemeye çalışsa da Kaan buna sadece gülüp sertçe çenesini tutmuştu. Umarım yüzüme vurmaz. Vücudunu saklamayı başarsa da yüzünü saklamak zor olurdu. Çenesinde hissettiği acıyla ağzından bir inilti çıktı. Buna karşı çenesindeki baskı artınca yerdeki ellerini yumruk yaptı. Ses çıkarma. Gözleri buğulu görmeye başlarken sonunda sorusunun cevabını aldı. "Burada istenmediğini anlayamayacak kadar kıt mısın?"

Sözler aklında tekrarlanıp dururken boğazında ağır bir kuruluk hissetti. Gözleri iyice dolsa da kendini bir şekilde zapt edip ağlamamayı başarmıştı. Kaan sertçe yüzünü bırakıp geri ayağa kalktı. İçi tekrar korkuyla dolup taşarken artık nefesi kesik kesik ve hızlı çıkıyordu. Kapıdan çıkan Karan gözüne takılırken karnında hissettiği tekmeyle nefesi kesildi. Elinden geldiğince kendini küçültüp titrek kollarıyla yüzünü korumaya aldı. Dişlerini koluna geçirip sesini çıkaramamaya çalıştı. Birkaç dakikaya durumun biteceğini düşünerek katlanmaya çalıştı.

Bunu yazmam lazımdı üzgünüm 😭 Hafif tutmak için uğraşırken dan diye düşürmüş oldum ama başka şiddet sahnesi yazmayı planlamıyorum. Tekrardan özür dilerim.

Sümsük /bxb/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin