>29<

2.6K 156 92
                                    

Sexual tension falan filan 🤭

Afiyet olsun!

Kaan&Cenk

Kaan rahatsızlıkla olduğu yerde kıpırdandı. Öylece otursa da kalbi maratondaymış gibi gümbür gümbür atıyor kulaklarını çınlatıyordu. Ela gözlerini inatla önündeki ayrana dikmiş onu izleyen gözlere döndürmüyordu. Bu işten yararlı çıkmayacağı kesindi. Yarardan ziyade büyük bir zarardı onun için. Bir kez daha Cenk'le görünüp ikinci kez bu yüzden dayak yemek planları arasında değildi. Kalbi küt küt atsa da, kafası onun düşünceleriyle dolup taşsa da bir daha yüzüne bakmayacaktı. Bu hisler kabul edilemezdi. Kendi etse de babası etmezdi.

Kararlılıkla kaşlarını çattı. Ekin de böyle mi hissediyordu? Çaresiz, eli kolu bağlı... Oysa bunun atlatılabilir bir sapkınlık olması gerekiyordu. Kendi de mi sapıtmıştı? Bir erkeğin kalbini çarpıtması başka nasıl açıklanabilirdi ki?

"Sınıfa gidelim mi? Burası çok havasız. Tost kokusundan midem kalktı." Atlas'ın söylediğiyle silkelenip hızla kafasını salladı. Uzaklaşması gerekiyordu. Malum çapraz masasındaki ayı gözünü kırpmadan ona bakarken onu düşünmeme planlarını gerçekleştirmek zor oluyordu.

Sınıfa ilerlerken duraksadı. "Ben bir yüzümü yıkayayım." Onunla gitmeye hamle yapan gruba eliyle engel oldu. "Geliyorum ben, siz gidin." Hızlı adımlarla tuvalete yöneldi. Biraz insanlardan uzak nefes alıp kendine gelmesi gerekiyordu. Yüzünün kızarmaya başladığından emindi.

Yüzüne arka arkaya şu çarpıyor soğuk suyla zihnini rahatlatmaya çalışıyordu. Arkasında bir hareketlilik hissetti. İlk umursamasa da bu hareketlilik kendisinden uzaklaşmamış gibiydi. Süratle doğrulup karşısındaki aynaya baktı. Baktığı gibi de yerinde korkuyla sekip ani bir şekilde arkasını döndü.

Cenk bu haline gülmekle yetinmişti. Gözleri esmer oğlanın gülüşünde takılı kaldı. Yutkunup bakışlarını karşıdaki oğlandan kaçırdı. "Sapık mısın biraz?" Cenk buna karşı gülümseyip oğlana yanaştı. "Ayıp oluyor." Sesi oldukça neşeli çıkıyordu. "Neye bakıyorsun bön bön sapık dayılar gibi o zaman?" Oğlanın gülüşü tuvalette yankılanırken Kaan'ın kalbi daha da hızlandı.

"Sapık dayı biraz ayıp oldu gerçekten. Güzelliğine bakıyordum." Cenk kumral oğlanı sinir edeceğini bilerek keyifle sırıtıyordu.  Oğlanın yine yüzü kızarmaya başlarken yutkunma sırası ona geçmişti. Ağzı kurur gibi oldu. 'Uğraşmak için yapıyorum.' diye geçirdi içinden. Asla oğlanın onu kaç gündür  görmezden gelmesinden rahatsız olması ya da aldığı tepkilerden hoşlanmasıyla alakası yoktu.

Göz bebekleri titrerken devam etti. Ne neden devam ettiğini ne de ağzından ne çıktığını biliyordu. "Saçların dağınık olunca bir tatlı olmuşsun civciv." Kaan fark etmeden elini saçlarına atıp geri çekti. Cenk'in sesi öncekinden daha kalın çıkmış bu da Kaan'ın içini bir hoş etmişti. İnatla oğlana bakmamaya devam etti. Gözünün içine bakarsa sanki her şeyi okuyacaktı oğlan. Sonrasında da alay ederdi herhalde. 'Ben şakalaşırken sen nasıl ciddiye aldın?' diye. Kaan'ın bu düşünceyle kaşları daha da çatıldı.

"Uzak dur benden." Soğuk sesiyle oğlandan uzaklaşmak için yana doğru bir adım attı ancak önü hızlıca kesilmişti. "Kızdın mı civciv?" Cenk'in sesinde bir endişe kırıntısı sezer gibi olsa da önemsemeyip bir kez daha uzaklaşmaya kalkıştı. Tabii bir kez daha yolu kesilmişti.

"Noldu?" Tuvalete yaklaşan bir grup erkeğin sesi koridorda yankılanırken Kaan'ın kolundan tutup kabine girdi. Kaan durumun garipliğiyle kalakalmıştı. "Napıyorsun!?" Cenk eliyle oğlanın ağzını kapattı. "Bilmiyorum ani gelişti. Ama konuşmadan çıkmıyoruz bu kabinden. Girdik bir kere." Kaan sinirle oğlanın omzuna vurdu. "Senin deli raporuna ihtiyacın var!" Fısılıtıyla konuşmuş odaya giren oğlanların sesini duymasını engellemişti. "Öyle derler." deyip sırıtmıştı Cenk ise.

Sümsük /bxb/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin