>25<

3.6K 243 189
                                    

Heyyyooooo. Yorum yaparsınız mı? 🤭

Siz okumadan bir not: Kaan'ı iyi gösterme niyetim yok. Ama kimse ne tamamen beyaz ne tamamen siyahtır. Olay bu sadece yoksa 'aslında iyi çocuk' tarzı bir şey yapma hedefinde asla değilim.

Kişisel gelişimini yazmayı planlıyorum ama fikrinizi göre çok yer vermeyebilirim de görmek istemiyorsanız.

Karan sınıfın önündeki duvara yaslanmış Ekin'i bekliyordu. Yüzündeki gülümseme görenleri biraz tedirgin ediyordu. Onu böyle görmeye alışmamışlardı. Kaan yanında Emir ile sınıfa doğru ilerlerken göz göze geldiler. Kaan anlamaz şekilde bir süre yüzüne bakıp sıkıntı çıkmaması için gözlerini kaçırdı.

Karan'ın ona vurması aklına geldikçe tüyleri diken diken oluyordu. Gerginlikle elini karnına yerleştirip orayı yokladı düşünmeden. Vücudu hassas olduğu için acı toleransı epey düşüktü ve Karan'a karşı yapı olarak hiç şansı yoktu. Bu yüzden o günden sonra Karan'a ters davranmaya cesaret edememişti.

Karan karşıdan onun gibi sırıtarak hafif hafif çok belli olmasa da seke seke yürüyen Ekin'i görmesiyle dikeldi. Ekin ilk defa bu kadar erken gelmişti. Şaşırtıcı şekilde Karan da ondan önce gelmişti.

Yüzünün hafif hafif ısındığını hissetse de kendini zorlayıp oğlanın yanına gitti. "Günaydın." Nefessiz bir şekilde söylediği şeye gülerek cevap verdi Karan.

"Erken geldin..." Ekin kafasını salladı. Ders ziline daha yirmi dakika vardı. "Asıl sen erken geldin. Melike hocanın ilk defa sana kızmak için bahanesi olmayacak." Karan buna gülüp oğlana iyice yaklaştı.

"Bahçeye gidelim daha vakit var." Ekin onu onaylayıp önden bahçeye ilerlemeye başladı. Karan'ın sırtından çantasını almasıyla durakladı. Oğlan bir şey demeden ağır çantayı kendi omzuna attı ve diğer kolunu Ekin'in omzuna yerleştirdi.

Ekin Karan'ı bu kadar mutlu görmeyi beklemiyordu. İçi kıpır kıpır oldu. Karan'ın yeşil gözleri gülümsemesi yüzünden kısılmış güzel dişleri sırıtışıyla ortaya çıkmıştı.

"Haftasonu bir şey yapmayı düşünüyor musun?" Karan keyifle Ekin'e doğru uzandı. En ücra köşedeki bankta oturdukları için rahat davranıyordu. "Sen bana randevuya çıkmayı mı teklif edeceksin?" Ekin yutkunup gözlerini kaçırdı. "Etmeyeyim mi?"

Karan ses tonundan okunan bir mutlulukla cevapladı. "Bilmem sevgilin kızmasın..." Ekin'in kaşları çatıldı. Anlamaz şekilde diğer oğlanın gülen gözlerine baktı. "Sevgilim...?" Bir an duraksayıp kızgınlıkla oğlana baktı. "Sevgilin mi dedin sevgilim mi? Sevgilin yok değil mi?!" Skandala uğramış görünüyordu.

Karan kendini tutamayıp güldü. "Bilmem ben de emin değilim. Dur bir sorayım." Yüzlerini iyice yaklaştırdı. "Sevgilim olur musun Ekin?" Oğlan donakalınca devam etti. "Yoksa kenar köşede öpüşmek için mi kullanacaksın beni?" Ekin sertçe diğer oğlanın omzuna vurdu. "Edepsiz."

Karan'ın gülen yüzünü dikkatle inceledi. Onu böyle gülerken görmek çok farklı gelmişti. Kalbi gümbür gümbür atıyordu o güldükçe. Etrafı kolaçan ettikten sonra yaklaşıp yanağına küçük bir öpücük kondurdu. "Sevgilin olayım bari." Karan oğlanı belinden tutup sıkıca kolları arasına sardı. "Ol." Sıkıca saçlarına uzun bir öpücük bıraktı. Kendini tutamayıp yanağına da, sonra alnına da  ve en son yüzünün her yerine hızlı hızlı öpücükler kondurdu. İki elinin içine alıp öpücük manyağı yaptığı yüze uzun uzun baktı. "Çok güzelsin."

Eli tekrar beline giderken elini orada biraz gezdirdi. Oğlanın kaburgalarını az çok üstündeki ince okul formasından hissedebiliyordu. Aklına ilk oğlanın kemikli bileğini hissettiği gün geldi. Zorlukla yutkunup canını acıtmamaya dikkat ederek sıkılaştırdı kollarını. Gerekirse kuş gibi besleyecekti Ekin'i sağlıklı bir kiloya gelene kadar.

Sümsük /bxb/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin