>30<

2.4K 160 156
                                    

Gecikme için üzgünüm çok önemli sınavlarım vardı. Bugün bitti ve anında yazmaya geldim. Gitme'ye bölüm atabilmememin sebebi birikmiş bölümler olmasıydı. Bu yüzden bu kitaba bölüm atamadım üzgünüm.

31. Bölüme özel smut yazarmışım BWJXVEHBDKDVD Keşke denk getirebilseydim ama uymadı. Bu ikisini de birleştirmem gerek önce...

Upuzun ve aksiyonlu bir bölüm oldu. Umarım fazla hızlı olmamıştır ve bekletmemi telafi edebilmişimdir!

İyi okumalar!

Kaan&Cenk

Cenk:
Civciv toka yakışmış

Kaan Cengiz'in saçlarını tutması için taktığı kırmızı tokayı hızlıca saçından çıkardı. Saçları uzadıkça gözünün önüne gelmeye başlıyordu. Cengiz de cebinde kalmış küçük kardeşinin tokasıyla oğlanın saçını tutturmuş Cenk'in cıvıması için ortam yaratmıştı.

Cenk:
Niye çıkardın

Utandın mı kız

Kaan:
Alay etmeye devam edersen

Cenk:
Hm?

Kaan yalnızca sinirle Cenk'e dikti gözlerini. Söyleyecek bir şey bulamaması utancını daha da arttırmıştı. Cenk, Kaan'ın uyarısına rağmen hızını kesmemiş sulanarak oğlanı sinir etmeye devam ediyordu. Kaan bunu yalnızca bir uğraşma olarak düşünmeye çalışsa da kalbinin hoplamalarını kontrol edemiyordu. Cenk'in bu kadar zalim olmasını beklemiyordu. Bile bile onu heyecanlandırıyor ve bunu yalnızca bir şaka olarak görüyordu Kaan'ın gözünde.

Cenk de anında elalara kilitledi gözlerini. Oğlanın çatılan kaşlarına, düzleştirdiği dudaklarıyla bir çocuğu anımsatan yüzüne gülümseyerek baktı.

Cenk:
Alay etmiyorum tatlı olmuştun

Şimdi sinirlenince ayrı bir tatlı oldun

Karşısında kızaran yüzle keyfi iyice yerine geldi. Hızlanan kalbini ne düşünmek ne de açıklamak istiyordu. Aralarındaki çekimi yalnızca bir şakalaşma olarak görmeye çalışsa da bu oğlan her kızardığında, utandığında kalbinin hızlanmasıyla, içinin erimesiyle ve aklını fikrini kaybetmesiyle örtüşmüyordu.

Kaan hep yaptığı gibi utanmanın verdiği kızgınlıkla tavırlı bir şekilde yüzünü diğer tarafa çevirdi. Cenk'in tuzaklarına düşmekten ne kadar kaçsa oğlan o kadar üstüne geliyordu sanki. Cenk bu hallerine otuz iki diş sırıttı. Bu küsmeleri, sinirlenmeleri içini hoş ediyordu. Oğlanın bu hallerini tatlı bulduğu yalan değildi her ne kadar kendini aksine inandırmaya çalışsa da.

"Şimdi sinirlenince ayrı bir tatlı oldun..." Arkasından gelen sesle yerinden sıçradı. Kalbi maraton koşmuş gibi atıyordu. Hızlıca telefonu kapatıp masaya bıraktı. Suçlu olduğu her halinden belli bir gülümseme sundu Ekin'e. "Kaan'la mesajlaşıyorsun..." Cenk zorlukla yutkundu. Gözlerini oğlanınkilere çıkaramıyordu.

Kolundan tutan elle gerildi. Karan kalkaması için başıyla işaret edip Ekin'in de sırtına koyduğu eliyle önden ilerledi. Cenk arkadan sürüklenirken kalbi ağzında atıyordu. Tuvalete girince gözünün önüne iki hafta önceki durum geldi. Kucağındaki Kaan, üstüne sinen kokusu, o kesik nefesleri, buğulanmış gözleri,... Bu durum daha da utanmasına sebep oldu. Kendini kontrol edemiyor, Kaan'a hissettiği çekimden kurtulamıyordu.

Ekin'in kaşları çatılmış Karan ise sorgular bir şekilde Cenk'i inceliyordu. "Sınıfta konuşmayın dedim. Dürüstçe anlat artık." Karan'ın söze girmesiyle Cenk'in iyice dili tutuldu. "Ben..." Gözlerini kaçırıyor inatla gözlerine bakan Ekin'e bakmaya cesaret edemiyordu.

Sümsük /bxb/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin