Aslında tam olarak düzgün ara yapacaktım uzun süreli ama hala bölüm bekleyenler var. Bilemedim. Bu yüzden okul yılı içinde olduğu kadar nadiren bölüm atma kararı aldım.
Bilmeyenler için son yılım aşırı yoğunum bundan bölüm gelmiyor ama kitap kesin bitecek. Bırakmadım yani. İsteyen yavaş yavaş okuyup isteyen bitmesini bekleyebilir.
Yazarınız baya baya inek maalesef. O yüzden vakit yok dediğimde bana inanın lütfen. Delirme eşiğindeyim zaten.
"Kumaş pantolon giymek çok mu resmi olur?" Askının bir çengelinde sallanan siyah kumaş pantolonu kendinden uzaklaştırıp bir kez daha inceledi. Onu da yatağının üstünde dağ gibi yükselmiş seçilmeyen kıyafet yığınının üstüne attı. Hiçbir şey doğru gözükmüyordu. Filmin saati akşama doğruydu. Önünde hala üç saat olmasına karşın bir an önce hazırlanıp oraya gitme niyetindeydi.
Stresle üçe vurulmuş saçlarında elini hızlı hızlı gezdirdi. Eğer çok ciddi giyinir ve Ekin rahat giyinerek gelirse çok kasıntı görünecek, kendi çok rahat Ekin daha resmi gelirse önemsemiyor gibi görünecekti. Kafasında bu iki ihtimali tartıya koydu. Kasıntı kalmak daha iyi görünüyordu.
Az önce attığı kumaş pantolonu geri alıp son bir bakış attıktan sonra hızlıca giydi. Sonrasında oluşturduğu kıyafet dağının içine dalıp derin bir arama sonucu siyah balıkçı yaka dar kazağını buldu. Onu da üstüne geçirip aynada kendine uzun uzun baktı. Yine de içinde bir gerginlik kalmıştı.
Kazağı yapılı gögüs ve kollarını belli ediyordu. Pantolonu da üstünde ne çok bol ne de çok dar duruyordu. Uzun uzun kendini aynada inceledikten sonra yeterince iyi göründüğüne karar verdi. İki kişilik yatağının yanındaki komodinin alt çekemcesini açıp içini iyice karıştırdı. Ekin nasıl parfümlerden hoşlanırdı? Gereğinden uzun süre orada durup düşündükten sonra normalde kullandığından farklı bir parfüm seçip doğruldu. Normalde kullandığı parfümden biraz daha hafif bir kokuya sahipti. Ekin'in hafif kokulardan daha çok hoşlanacağı fikri mantıklı gelmişti.
Nefesini sesli bir şekilde verip son kez aynaya baktı. Cüzdanını da alıp taksi çağırmak için evden çıktı. Yol boyunca kalbi kulaklarında atıyor eli sürekli bir mesaj var mı diye telefona gidiyordu. Daha önce bu kadar heyecanlandığını hatırlamıyordu.
Ekin'in de ondan farkı olduğu söylenemezdi. Heyecanının sebebini uzun zaman sonra bir arkadaşıyla bir yere gidecek olmasına bağlasa da içten içe durumun farklı olduğunu hissedebiliyordu. Elini kahve saçlarına atıp yüzünden geriye çekti. Kemerli burnu bu şekilde daha belli olunca yutkunup alnını tekrar saçıyla kapattı. Yüzü, yanakları yeme alışkanlıklarından dolayı iyice içine çökmüş sivri hatlarını daha da belli etmişti. Sıkıntıyla yanaklarını şişirdi. Karan'a oranla güzellik algısına uymadığı aşikardı.
Yanaklarına hafifçe bir kaç kez vurdu. Bunun ne önemi vardı? Bu bir randevu değildi. Aklına oğlanın sözleri geldi. "Ben... sadece seninle olmak istiyorum." Yüzü alev aldı. Terleyen avuçlarını kumaş bej pantolonuna sürdü. 'Aklına böyle şeyler getirme!' Sakinleşmek için kendine biraz zaman verip bez çantasını koluna astı. Bugünün nasıl geçeceğini hiç kestiremiyordu.
...
Filme bir buçuk saat varken Karan sinemaya gelip biletleri almış bekleme alanında tek başına oturuyordu.
Saatini kontrol etti. "40 dakika var..." sıkıntıyla kendini koltuğa iyice yasladı. Gözleri yine sinemanın girişinde turladı. El ele tutuşan bir çift, yaşlı bir teyze, Ekin... Ekin! Hızla yerinden kalkmasıyla bir an gözünün kenarları karardı. Heyecanı biraz abartmıştı belli ki. Boğazını temizleyip oğlanın olduğu yöne ilerledi. Yüzündeki aptal sırıtmayı zorla bastırdı. Yine de ufak bir gülümseme dudaklarında kalmıştı.
"Geldin..." Sesinin heyecanını yansıtmasıyla utansa da belli etmemeyi başardı. "Geldim." Ekin şimdiden paniklemeye başlamıştı. Karan'ın gözüne bile bakamıyordu. Karan oğlanın sırtına elini yerleştirip oturduğu yere yönlendirdi. Sırtındaki el Ekin'in kasılmasına sebep oldu. Dahası Karan'ın vücudu normalden çok daha yakındı kendi vücuduna.
Burnuna dolan kokuyla kaşları havalandı. "Yasemin...?" Karan mırıldanmasını duyup duraksadı.
Ekin oğlanı koklayan bir sapık gibi görünmek istemedi. "Kokusunu severim..." Karan tepki vermeden öylece bakınca sesi iyice içine kaçtı. "Y-yani parfümün güzelmiş." Karan bu kez yutkunup gözünü kaçırdı. Ekin de utançla koltuklara doğru ilerlemeye devam etti. Karan yüzünün hafif de olsa kızardığını fark edip sıkkınlıkla balıkçı yakayı çekip kendine nefes verecek alan yarattı. Çok vakit kaybetmeden de diğer oğlanın peşine takıldı. Yüzünde kocaman bir gülümseme peydah olmuştu. 'Fark etti...'
Oğlanı oturttuktan sonra kendisi de karşısına geçti. Sonra geri panikle ayağa kalktı. "Bir şeyler alayım ben. Var mı istediğin bir şey?" Ekin başını olumsuz anlamda salladı. Giden oğlanla tuttuğu nefesini verdi. Ne oluyordu bugün kalbine?
...
İki oğlan da sessizliğe gömülmüş gerginlikle gözlerini henüz filmin yansıtılımadığı ekrana dikmişti. Film dram olduğu için Ekin ağlayacağından emindi. Karan'ın da ağlayacağına inanarak kendini avutmaya çalışsa da utanç verici gözükmekten açıkça korkuyordu. Filmin yorumlarında bile insanlar peçetenizi alıp gidin yazdıysa Ekin'in dayanma şansı sıfırdı.
Film başlayınca ortam biraz yumuşamış bile olsa ortalarına doğru Ekin gidici olduğunu anlamıştı. Çocuklu filmler kalbine çok dokunuyordu.
"Anne! Anne!"
Çocuğun avaz avaz bağırması tam da istenen etkiyi Ekin'in üstünde yaratmış muslukları şakır şakır akmaya başlamıştı bile.
Karan yutkunup çaktırmadan hafif dolmuş gözlerini kırpıştırıp yanında burnunu çeke çeke ağlayan oğlana döndürdü yüzünü. Kendine bakan gözleri fark etmesiyle sertçe yüzünü sildi diğer oğlan. Yüzü bu hareketiyle tahriş olup iyice kızarmıştı.
Karan kendini tutamadı. "Şşş..." Oğlanın yüzünü silmek için tekrar kaldırdığı kolu nazikçe tutup aşağıya indirdi. "Ağla rahat rahat." Yumuşak dokunuşlarla yanaklarındaki ıslaklıkları sildi.
Ekin'in gözleri fal taşı gibi açıldı. Yüzü yine alev alev yanmaya başladı. Karan'ın yanaklarını okşayan parmakları derisini yakıyordu adeta. Kalbindeki his hoşuna gitmemişti. Hızla ve korkuyla kendini geri çekti.
Karan yutkunup yavaşça ellerini geri çekti. "Özür dilerim." Karnına bir ağırlık oturmuştu. Ekin o anki paniğiyle Karan'ın durumunu fark edemedi. Yalnızca kafasını eğip nefesini düzenlemeye odaklandı.
Karan süründürmece 🤭
Fikir ve öneri alabilirim hatta mutlu olurum. (Yb hızı demeyin ağlarım.) Kitapta olmasını istediğiniz olaylar da olur. Şöyle bir sahne olsa falan diye. Özelden de yazabilirsiniz. Öptüm <33
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sümsük /bxb/
RomanceKaran: Şşt bi bak Sümsük: Buyrun Karan: Ha şöyle Bana matematik ödevini atsana Sümsük: Tamam *3 fotoğraf gönderildi* Karan: Eyvallah Sümsük yazıyor... Sümsük çevrimiçi Sümsük: Artık başıma bela olacak bir kişi daha mı var // Sorun değil. Biraz zorba...