>23<

3.7K 306 145
                                    

Geçen bölüm hiç yorum gelmedi neredeyse çok kötüydü. Bu bölümü bakın hem erken hem uzun hem de dramlı yazdım. Yorum istiyorum lütfen yoksa atarım kendimi damdan 😭😭😭

"Ekin? Ekin? Ekin!" Ekin Cenk'in sesini sonunda işitip gözlerini kırpıştırdı. Kafası dünden beri iyice gitmişti. Sağ eli istemsizce yanağına uzandı. Yüzü tekrar yanarken elleri arasına saklandı.

"Ne bu haller? Aşık mısın yoksa?" Cenk keyifle sırıtarak Ekin'e yaklaştı. Ekin duyduğu şeyle telaşla oğlandan uzaklaştı. "Yok öyle bir şey!" Kaşları çatılmış hemen defansa geçmişti.

Cenk gülüp geriledi. Bu anlaması için yeterli olmuştu. Çocuğu şimdi sıkıştırmaya gerek yoktu. Zaten patlayacakmış gibi görünüyordu.

Kapıdan girer girmez Karan'ın gözleri Ekin'in sırasına gitti. Oğlan kızarmış, yanındaki andaval ise keyifle sırıtıyordu. Çenesi kasıldı. Ne yapmıştı da Ekin kızarmıştı? Hızlıca çantasından Ekin'in günlük sandvicini alıp çantayı sırasına doğru savurdu ve oğlanın yanına gitti.

Ekin geldiğini fark ettiği gibi iyice kontrolünü kaybetti. Kalbi hızlandı, göz bebekleri titrer gibi oldu. Gerginlikle elini pantolonuna sildi. Gözlerini diğer oğlana değdirmek bile imkansız geliyordu. Sanki bakarsa kalbi göğsünden çıkacaktı.

Önüne uzatılan sandvici görmesiyle yutkundu. Elini sabit tutmaya çalışarak elini diğer oğlanınkine degdirmemek için büyük bir uğraşla sandivici kenarından tuttu.

Karan bir süre sandvici bırakmadı. Uzun işaret parmağını yerinden kaldırıp hafifçe Ekin'in parmağına değdirdi ve bir şey olmamış gibi bıraktı. Bu temasla bile içi bir kötü olmuştu. Boğazını temizleyip onları gülümseyerek izleyen Cenk'e döndürdü bakışlarını. Cenk de tam gözünün içine baktı. "Ne gülüyorsun oğlum?" Cenk kaş göz yapsa da Karan bir şey anlamayıp sinirleniyordu.

Cenk kalkıp Karan'a yaklaştı. "Geç sen otur bugün yanına ben giderim senin yerine." Dirseğiyle oğlanı dürtükleyip bilmiş bilmiş güldü. Çantasını sıradan alırken de "Ne iyi adamım ya..." diye övünmeyi es geçmemişti. Karan'ın yerine gururla oturdu. "Zeki adamım vesselam."

Karan ilk defa Cenk'e karşı bu kadar sıcak hissetti. Oğlan sinir bozucuydu, çok ve boş konuşuyordu ve biraz yavşaktı ama iyi çocuktu. Savrulmuş çantasını pişkince sırıtarak ona uzatan Cenk'in elinden alıp yeni sırasına koydu.

Rahatlamaya çalışıp heyecanla oğlanın yanına oturdu. Ekin biraz daha uğraşsa duvarla bir olacaktı. Oğlanın gerildiğini dişlediği dudakları ele veriyordu. Tabii duvara yapışması da. Karan artık az çok oğlanın vücut dilini okumayı öğrenmişti. Gözleri bir süre o dudaklarda takılı kaldı.

"Sevdin mi filmi?" Ekin o gün film çıkışında apar topar kaçmıştı. Konuşmaya fırsatları olmamıştı bile.

Oğlan bu soruya ne diyeceğini bilemedi. O yaşanan yakınlaşmadan sonra aklını toparlayamamıştı. Kulakları kan basıncıdan çınlıyor, yanından aldığı yasemin kokusu sakinleşmesini çok başarılı bir biçimde engelliyordu.

O an fark etti. Karan bugün de o parfümü sıkmıştı. Kalbi tekledi. 'Sen beğendin diye sıkmadı ya...'

"Evet güzeldi." Kısaca cevapladı onu. Uzatırsa ağzından ne çıkacağını film hakkında ne söyleyebileceğini kestiremiyordu. Karan aldığı kısa cevapla gerildi. Dün yaptığı şey oğlanı bu kadar rahatsız etmiş olamazdı, değil mi? Yutkunup tekrar şansını denedi.

"Sonunu böyle beklememiştim ama..." Karşı taraftan ses gelmeyince yerinde kımıldandı. Konuşma işini beceremiyordu, haliyle oğlanı konuşturacak bir şey bulmak onun için ayrıca zordu. "Sen şaşırmadın mı?"

Sümsük /bxb/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin