7. вöℓüм

688 266 1
                                    

Medya: Azat

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Medya: Azat

⫷ 𝕐𝔼ℝ𝔸𝕃𝕋𝕀  𝕊𝔼𝕍𝔻𝔸𝕃𝕀𝕃𝔸ℝ𝕀

Sabah olunca Şahin binaya gelip bahçedeki yanmış cesedi gördüğünde yüzünü buruşturup içeriden büyük bir çuval getirdi. Ağzından küfürler savrulurken çuvalı üzerine geçirerek öylece götürüp nehre bıraktı.

İki Yunan da henüz yakalanmamışlardı. Öğleden sonra polis ekipleri dağılmıştı. Alpan, Ateş'le birlikte tekrar onları aramak için dağa çıktı. Dağda saklanılabilecek yerler belliydi. Yerlerini bildikleri bazı mağaralar vardı. Bir tanesinin önünden geçerken "Bu çok küçük," dedi Ateş. "İnsan zor sığar."

"Onu geç," dedi Alpan. "Şu ileridekine bakalım."

Koyu renk asker postallarının dağdaki çıtırtısı onu askerlik günlerine götürüyordu. O; çok daha büyük, heybetli ve hırçın dağlarda bir kurttu eskiden.

Alpan'ın dediği mağaranın önüne geldiler. Bu mağara büyüktü. Yaklaşık iki metre genişliğinde ve üç metre yüksekliğindeydi. Alpan'ın geceden beri aklında burası vardı.

Adımlarını yavaşlattılar. Mağaranın girişine yaklaştılar. Duvarda Kürtçe yazılar vardı. Bu yazıları daha önce görmemişlerdi. Yeni yazılmış olmalıydı.

Mağaranın içinde debisi kuvvetli olması nedeniyle küçücük bir şelaleyi anımsatan, tek bir gözden akan suyun sesi geliyordu.

Suyun buz gibi olması nedeniyle mağaranın içi soğuktu. Ellerine silahlarını alarak girmek için hamle yaptıklarında karanlığın içinden onlara doğru gelen iri yarı bir insan silüeti gördüler. Silahları üzerine doğrulttuklarında "Şşş, sakin beyler," dedi tanıdık bir adam sesi.

Adam ellerini havaya kaldırıp mağaradan çıktığında "Azat," dedi Alpan şaşkınca. "Yine mi sen lan! Ne işin var senin burada?"

Azat çatık kaşlarının altından bir çift siyah göz ile delici bir şekilde bakıyordu. "Lanet akrepler sarmış burayı da," dedi ellerini indirirken. "Burada da rahat yok?"

"Ulan göt lalesi! Her delikten çıkmak zorunda mısın?"

"Şşş, düzgün konuş. Yengeniz var içeride."

"Ne," dedi Ateş hayretle. "Kız mı attın lan içeri?"

"Hı hı."

"Gördün mü Ateş? Adamlar artık mağaralara kız atıyor. Sen daha aşık olmayı bekle."

"O kızlar, bizim kızlar olmasın başkan?" dedi Ateş.

"Sizin kızlar kim? Kızlar değil ulan, grup yapmıyoruz. Tek bir kız var içeride."

"İki kaçağımız var da," dedi Alpan. "Onları arıyoruz. İçeriye bakmamız gerek."

Azat kenara çekildi. "Çıplak kadın görmek istiyorsanız, buyurun bakın." Girmeyeceklerine emindi bunu söylerken.

Alpan ve Ateş birbirlerine baktılar.

"Bir ses versin," dedi Ateş.

Azat içeriye doğru seslendi. "Hayatım, Alpan ve Ateş Bey için," dedi özellikle isimlerine vurgu yaparak. "Ses verebilirsin?"

İnce bir kadın sesi geldi içeriden. "Burası çok soğuk. Gel artık Azat. Üşüdüm." Sanki özellikle inceltilmiş gibi ama bariz kadın sesiydi.

"Duydunuz?"

"Duyduk."

"O zaman yüksek müsaadenizle ben artık gidip ısıtayım kadınımı."

Alpan yavaşça kafasını salladı.

Azat dönüp içeriye girecekken durdu. "Kim bu sizin kaçaklar? PKK'lı?"

"Yunan," dedi Alpan.

"Yunan? Bu dağda? Kaçak iki Yunan?"

Alpan kafasını salladı.

"İlginçmiş," dedi Azat tek kaşını kaldırarak. "Suçları nedir?"

"Evet. Bayağı ilginç. Ormanı yaktılar gece yarısı."

"Demek ormanı yaktılar. Hiç haberim olmadı."

"Çabuk söndürüldü sayemizde. Belli ki Yunanistan da PKK ile işbirliği içinde."

"Öyle zaten. Neyse, artık eğlenceme devam etmek istiyorum."

"Ne yazıyor bu duvarlarda?" diye sordu Alpan, Azat içeriye girmeden. "Sen mi yazdın bunları?"

"Ben yazdım. Çok merak ettiysen, git Kürtçe öğren de gel. Anlarsın neler yazdığımı."

Alpan sinirle telefonunu çıkarıp yazıların fotoğrafını çekerken Azat sıkıntılı bir nefes verdi.
"Eğlenceme dönebilirim artık?"

"Demek eğlenmek istiyorsun. Eğlenceyi bu gece ayaklarına serebilirim istersen sorgu odasında. Kaşınma bence," dedi Alpan uyarırca.

"Off," dedi Azat gözlerini kapatıp. Tişörtünü üzerinden sıyırıp mağaranın içine doğru sertçe fırlattı. "Bu çok iyiydi be. Şu an acayip yükseldim sana. Geceyi beklemeyelim bence." 

Azat, Alpan'ın üzerine yürürken "Siktir lan," dedi Alpan bir adım geri çekilerek. "Mafyalıktan ibneliğe mi döndün amına koyayım." Sonra pis pis sırıttı ve "Bana olan hayranlığın gözlerini kararttı değil mi," dedi onun oyununa aynı şekilde karşılık vererek.

Fakat Azat gözlerine yerleştirdiği arzulu bir bakışla Alpan'ın üzerine yürümeye devam ederken, Alpan dönüp Ateş'e seslendi. "Yürü lan Ateş, harbi niyeti bozdu bu koduğumun ibnesi."

Onlar hızlı adımlarla oradan uzaklaşırken Azat arkalarından sırıtıyordu.

"Azat! Neredesin ya, dondum burada!"

"Geldim Peteğim!"

YERALTI SEVDALILARI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin