Medya: Alpan
⫷ 𝕐𝔼ℝ𝔸𝕃𝕋𝕀 𝕊𝔼𝕍𝔻𝔸𝕃𝕀𝕃𝔸ℝ𝕀 ⫸
Ülkede ufaktan başlayan ekonomik sıkıntılar katlanarak artarken bazı küçük iş yerleri kapanmaya başlamış, esnaf sağa sola borçlanır olmuştu.Sevda'nın babası da zor duruma düşenlerdendi. O da birkaç yere borçlanmış ve bir türlü ödeyemiyordu. Sevda, üniversite hayallerine şimdilik veda etmek zorunda kalırken o sabah Alpan'ın kız kardeşi Ayizi, kendisiyle aynı şehirdeki başka bir üniversiteyi kazanan dostu Aslı ile birlikte yolcu edildi. Sevda ise AVM'de seçkin bir mağazada tezgahtar olarak işe başladı.
Alpan, kardeşini yolcu ettikten sonra rahat bir nefes alıp arabasına bindi ve kışlaya doğru hareket etti. Kaç gündür ısrarla sessizliklerini koruyan PKK'lı kardeşleri artık konuşturma zamanı gelmişti. Müdür sürekli soruyor, haber bekliyordu.
Alpan binaya girip kendilerinin kullandığı odaya geçti. Ateş ile Şahin odada çay içiyor, Alpan'ı bekliyordu. Alpan oturup bir sigara yaktı. "İçerideki itler hâlâ keçi gibi," dedi öfkeyle. "Müdür kaç gündür haber bekliyor. Konuşturamadık. Kardeşimin mezuniyeti, yangınlar, Azat derken doğru düzgün ilgilenemedim. Siz de beceremediniz. Ama izleyin, ben şimdi bu ibneleri nasıl öttürüyorum."
Öfkeyle kalkıp sigarasını söndürdü ve odadan çıkarken "Gelin," dedi arkadaşlarına. "Bana yardım edin."
Alpan kafasında az sonra yapacaklarını düşünerek kardeşlerin hücresine doğru yürürken "Şahin!" diye seslendi. "Şunların telefonlarına uygun bir şarj cihazı bulamadınız mı daha?"
"Bulduk başkan. Doldurduk bile."
"Git hemen getir. Ateş, sen benimle kal."
Alpan hücrenin kapısını sertçe açıp içeri girer girmez "Bana bakın," dedi dişlerini sıkarak. İşaret parmağını onlara doğru sallarken konuşmaya devam etti. "Size şu ana kadar yaptıklarım işkence falan değildi ha, bilin diye söylüyorum. Biraz eğlendik sadece. Ama eğer susmaya devam ederseniz, benim meşhur işkencelerim birazdan başlayacak."
Bakışları ve ses tonu, yapacaklarının teminatı gibiydi. Ağır adımlarını onlara doğru atarken "Bugünümü tamamen size ayırdım," dedi. "Duydunuz mu beni? İşte o zaman da ötmek için ayaklarıma kapanırsınız. Bence hiç o seviyelere gelmeyelim. Güzel güzel konuşursanız, buradan paşa paşa çıkar evinize gidersiniz."
Sessizce dinlediler. Alpan, Serhat'ın gözlerine korkunun yerleştiğini fark etti ama abisi hâlâ korkusuz gözlerle bakmaya devam ediyordu.
O sırada Şahin telefonları getirdi. Alpan iki telefonu da açıp masanın üzerine bıraktı ve sandalyeye oturdu. Ellerini ensesindeki saçlarında gezdirirken "Demek konuşmayacaksınız," dedi. Birkaç saniye daha bekledikten sonra yerinden ağır ağır kalkarken "Ateş! Şahin! Bana yardım edin," dedi. "Filistin askısına alacağız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YERALTI SEVDALILARI
General FictionYarı sarhoş yarı aşık evine döndüğünde öylece yatağa serdi yorgun bedenini. Odası karanlığa gömüldüğü an gözleri gönül tapınağının duvarlarına genç kızın güzel silüetini çizmeye başlamıştı bile. Kapısında tıpkı bir koruyucu gibi durarak içeriye kims...