Yarı sarhoş yarı aşık evine döndüğünde öylece yatağa serdi yorgun bedenini. Odası karanlığa gömüldüğü an gözleri gönül tapınağının duvarlarına genç kızın güzel silüetini çizmeye başlamıştı bile.
Kapısında tıpkı bir koruyucu gibi durarak içeriye kims...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Medya: Alpan
⫷ 𝕐𝔼ℝ𝔸𝕃𝕋𝕀 𝕊𝔼𝕍𝔻𝔸𝕃𝕀𝕃𝔸ℝ𝕀⫸
Sorgu ve işkence için kullandıkları yer, uzak bir arazi üzerinde yükselen eski bir askeri kışlaydı. Neredeyse yıkılmaya yüz tutmuş bu harap bina, bu amaçla kullanmak için en uygun yerdi.
Alpan, arabasını binanın önüne park edip içeriye girdiğinde alt katta bulunan sorgu odasına doğru sert adımlarla yürüdü ve tüm duygularını kapının ardında bırakarak odadan içeriye girdi. Çünkü o odada duygusallığa yer yoktu. Alpan düşmanına asla acımazdı. Sert, güçlü, cesur ve zeki olduğu için bu teşkilata seçilmişti.
Ayrıca o, askerliğini de komando olarak yapmıştı. Dağ komando eğitimi almıştı. Pusu atma, pusudan çıkma, mevzilenme, arama tarama gibi birçok eğitimden geçmişti. Niyeti bir kahraman olmak değildi. Oralara gidip, dağları yıkmak değildi. Tek derdi bir an önce gidip gelerek sevdiği kıza kavuşmaktı.
Ne var ki kavuşmak şöyle dursun, daha askerliğini bitiremeden ayrılmak zorunda kalmıştı. Birliğine teslim olduktan bir süre sonra sevdiği kız onun en yakın arkadaşına teslim olmuştu. Alpan sarp dağlarda vatani görevini yerine getirirken ihanete uğramış, üstelik de bunu baş düşmanı Azat Ağrılı'dan öğrenmişti!
Konusu açılmışken, biraz anlatayım size uzatmadan.
Acemiliğini dağ komandosu olarak bitiren Alpan, ustalığında da takım komutanı eğitimi alıyordu. Henüz sevdiği kızın kendisine olan ihanetinden bihaberdi. G3, Bixi, roketatar, el bombaları, muhabere gibi nefes aldırmayan eğitim sonraları sevgilisini arıyor; genç kız bazen açıyor bazen açmıyordu.
Alpan bir gün bir mektup aldı. Üzerinde Azat yazıyordu. Alpan şaşırdı. Azılı düşmanı Azat ona bir fotoğraf yollamıştı. Uzaktan çekilmiş olan bu fotoğrafta Alpan'ın sevgilisi, en yakın arkadaşıyla sarmaş dolaştı. Fotoğrafın arkasında ise şu yazı vardı: Bilemezsin kim dost, kim düşman. Bazen tuttuğun eldir seni arkandan vuran.
Alpan bir daha hiç aramadı. Kanayan kalbini kapattı ve kendini tamamen eğitimlere verdi. Bu olay, onun askerden döndükten sonra kendisine gelen teşkilata katılma teklifini kabul etmesindeki tek sebepti. Artık onu bağlayan bir şey yoktu çünkü.
Alpan biriken tüm enerjisini, stresini eğitimlerde atmaya çalıştı. Sabah 04:30'da kalkamam, bu uyku düzenine alışamam, dedi, alıştı.
Helikopterlerle dağlara bırakıldılar. Çeşitli noktalara koyulan işaretler arasında, birinden diğerine gidip geldiler. Düz yolda yürümedikleri için 15 km. yakın yürüyüş, on saat sürüyordu. Mümkün değil, yürüyemem, dedi, yürüdü.
