17. вöℓüм

493 143 5
                                    

Medya: Petek

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Medya: Petek

⫷𝕐𝔼ℝ𝔸𝕃𝕋𝕀 𝕊𝔼𝕍𝔻𝔸𝕃𝕀𝕃𝔸ℝ𝕀

Petek, dün sabaha karşı mekan kapandığı gibi odasına çekilip yatağına girmiş lakin kaçma mevzusu onu bir türlü uyutmamıştı. Akrep ile yelkovan çoktan uyku zamanının girdiğini bildirse de güneş tepeye varana dek düşünüp durmuştu. Ateş'e güveniyordu. Denemeye değerdi. Uyumak için bol vakit bulacaktı gideceği yerde.

Azat pavyona bir geceliğine ara vermişti. Petek'in her gece Azat'ı arayan gözleri de, artık onu görmek istemiyordu zaten. Gelmese daha iyiydi. Gözlerinin önünde başka bir kadınla yiyişmesine artık dayanamıyordu. Bu acıyı çekmektense hasret çekmeyi tercih ederdi.

Ömründen tekdüze akıp giden günler işkenceden farksızdı onun için. Ve bu tekdüzelikten kurtulmanın, bir farklılık yaratmanın yegane yolu buydu.

Gidecekti.

Bulundukları pis ortamda peydah olan yarım yamalak ilişkilerinin müspet bir gelecekle taçlanmasını hayal dahi edemezdi zaten. Olacağı buydu!

Geçmişin tozlu perdelerini kapamak, geleceğe pembe kepenkler açmak için gidecekti.

Gidecekti ama aydınlığa çıkan merdivenlerin basamaklarından o karanlık adamın inmekte olduğunu görüyordu hep. Geçit vermiyordu ki adam, izin de vermiyordu mutlu olmasına. Bu nasıl bir çelişkiydi!

Anlamıyordu. Her geldiğinde kendisiyle oturup sohbet ederken, hatta genç kız ilk defa onunla birlikte olmuşken ne olmuştu da birden kendisine düşman kesilmişti bu Azat?

Azat her anlamda ilkiydi Petek'in.
Pavyondan dışarıya kadın çıkartma olayı vardı. Ama Petek, pavyondan dışarı kimseyle çıkmazdı. Zaten Aysel de bu konuda diğer kızlara karışmazdı ama Petek'e asla izin vermezdi. İlk defa Azat'ın Aysel'den aldığı izinle çıkmıştı ve o sabah onun olmuştu. Ve ilk kez bir erkekten hoşlanıyordu Petek. Hatta aşık olmuştu. Azat ilk aşkıydı ve ilk aşk acısını çekiyordu şimdi.

Bu gece Ateş de yoktu. İçini bir sıkıntı kaplarken garsonlardan biri yaklaşıp Aysel'in kendisini çağırdığını bildirdi.

Anlaşılan o ki, Aysel'in yola çıkma saati gelmişti. Kimbilir neler tembihleyecekti gider ayak. Koridor boyunca yürüyüp sondaki kapıyı tıklayarak içeri girdi Petek.

"Aysel abla, gidiyor musun?"

"Gidiyorum Petek. Ve buraları herkesten önce sana emanet ediyorum. Kızlara iyi bak. Gözün üstlerinde olsun. Beni hayal kırıklığına uğratacak bir şey yapmazsın diye düşünüyorum. Biliyorsun, adamlarım anında haber uçurur. Ben gelene kadar da dışarıya çıkmayacaksın."

"Merak etme abla, çıkmam. Gözün arkada kalmasın."

Bu sırada Serhat, az ilerisinde bir karaltı görüp adımlarını durdurmuştu. Hemen arkasında bulunan Ateş'e dönüp o köşeyi işaret etti. Ateş, Serhat'ı kenara çekip Şahin'i başına dikerek kendisi karaltıya doğru ilerledi. Biraz daha yaklaştığında birisinin köşeye kıvrılıp uyuduğunu fark etti. Sessiz ve küçük adımlarla daha da yaklaşınca, onun bir kız olduğunu anladı. Dikkatlice baktığında ise kızın üzerinde terörist kıyafetleri olduğunu gördü.

Silahın ucuyla hafifçe dürterek onu uyandırdı. Genç kız gözlerini açtığında ufak bir çığlık attı ve hemen doğrularak oturdu.

"Şşş, sakin ol," dedi Ateş sessizce. "Sana zarar vermeyeceğiz ama şimdi bizimle geleceksin. Beni anlıyor musun? Türkçe biliyor musun?"

Kız kafasını salladı.

"Güzel," dedi Ateş. "Hadi kalk, gidiyoruz."

Kızı oradan alıp sorgu odasına götürdüler. Ateş, bilgi vermek için  Alpan'ı aradığında saat gece yarısı olmak üzereydi.

Alpan çalan telefonunu "Ne oldu Ateş?" diyerek yanıtladı. "Mirza'yı bulamadınız değil mi?"

"Hayır, bulamadık."

"Merak etmeyin, ben şimdi Azat'tan öğreneceğim yerini," dedi Alpan, Azat'ın gözlerine bakarak.

"Bulamadık ama," dedi Ateş. "Bir genç kız bulup getirdik."

"Genç bir kız mı? Gece yarısı, mağarada, tek başına genç bir kız?"

"Evet, yani bir militan."

"İyi, konuşturun bakalım. Biliyorsun, ben kadınlara işkence yapamıyorum."

Azat alay edercesine gülerek başını iki yana salladı.

"Biliyorum," dedi Ateş. "Sadece haber vermek için aradım. Ben hallediyorum." Ateş, kadın erkek ayırmazdı. Ama bu kız çok masum ve ürkek bakıyordu. O kıyafetlerin içine hiç yakışmıyordu. Ateş ne yapacağını bilemedi. Genç kızın ürkek mavi gözlerine bakarak konuştu. "Bak, senin canını yakmak istemiyorum. Ama lütfen sana soracağım sorulara doğru cevaplar ver ve sakın susma, tamam mı?"

Azat, ikinci çayını yudumlarken "Gerilla?" diye sordu.

"Terörist," dedi Alpan. "PKK'lı bir kadın terörist. Bizde göte göt derler."

Azat yine güldü. "Peki, öyle olsun. Örgütte çok fazla kadın var ama bu bölgede olmasına şaşırdım doğrusu. Yolunu şaşırmış bu ceylan."

Azat tekrar çayını yudumlayıp "Neyse," dedi. "Mirza'yı soracaksın bana?"

"Ona nasıl ulaşabilirim?"

"Zor. O kuş misali, oradan oraya uçup durur. Kimbilir şimdi nerededir."

"Nasıl tanıştınız onunla?"

"Cezaevinde olduğum sene kesişti yolumuz. Vaktin varsa detaylı anlatayım, yoksa kısa keseceğim."

"Anlat. Vaktim çok."

YERALTI SEVDALILARI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin