16. вöℓüм

490 151 3
                                    

Medya: Alpan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Medya: Alpan

⫷ 𝕐𝔼ℝ𝔸𝕃𝕋𝕀 𝕊𝔼𝕍𝔻𝔸𝕃𝕀𝕃𝔸ℝ𝕀

Hava kararmaya başladığında Ateş'le birlikte Serhat'ın bahsettiği mağaraya gitmek için hazırlanıyordu Alpan. Evden çıkıp Ateş'le buluştukları sırada Azat'tan gelen mesaj, onu şoka uğrattı.

Azat: Petek'e benim terörist olduğumu falan söyleme. Neyi öğrenmek istiyorsan anlatacağım.

"Oha!" dedi Alpan gülerek. "Yok artık!"

"Ne oldu?" diye sordu Ateş merakla.

"Oğlum, Ateş sandığımızdan fazla sarmış bacayı."

"O ne demek?"

"Azat, Petek'e benimle ilgili bir şey söylemeyin diyor. Ne istersek anlatacakmış."

"Vay amına koyayım. İşkencenin konuşturamayacağı adamı Petek mi konuşturacak şimdi?"

"Aynen. Bunlar ne yaşıyor lan? Sen hep pavyondasın oğlum, hiç mi fark etmedin bir şeyler?"

"Ettim. Var bir şeyler. Ama hiç umurumda değil. Çünkü Omay artık gitmek istiyor. Onu kaçıracağım. Onu o pis mekandan da o pislik heriften de kurtaracağım."

"Ciddi misin? Kararını değiştirdi mi?"

"Aynen."

"Neden?"

"Bilmiyorum. Asla gitmek istemediğini söylüyordu. Neden vazgeçti bilmiyorum. Ama önemi yok. Tekrar karar değiştirmeden onu kurtarmalıyım."

"Plan yaptın mı peki? Ne zaman kaçıracaksın?"

"Hayır, çok detaylı konuşamadık daha. Aysel bu gece Urfa'ya gidiyormuş. Birkaç gün buralarda olmayacak. Yani elimi çabuk tutmam lazım."

"O yoksa bile adamları var."

"Yemişim adamlarını. Ben hallederim."

"Yardımcı olabileceğimi söylemiştim, biliyorsun değil mi?"

"Biliyorum, teşekkür ederim. Hadi, önce şu Azat'la görüşelim. Sonra da mağaraya gideriz. Belli ki Mirza'nın yerini Azat'tan öğreneceğiz."

"Sen gelme. Ben tek gideceğim."

"Emin misin?"

"Evet, tek gideceğim. Seni kışlaya bırakayım."

"O zaman ben de Şahin'le Serhatı alıp mağaraya bakayım. Serhat mağaranın yerini tarif eder, kolay buluruz."

"Aman elinizden kaçırmayın!"

"Serhat'ı mı? Yok artık! Şahini de alacağım ya, merak etme."

Alpan, Azat'a mesaj atarak onu sahilde bir kafeye çağırdı. Arabanın yönünü de kışlaya çevirdi.

"Alpan?"

"Efendim?"

"Omay Kürtlerden nefret ediyor olabilir mi?"

"O nereden çıktı?"

"Acaba ondan da mı intikam alacak bu Azat piçi? Kıza bu yüzden mi yanaşıyor?"

"Yok be oğlum, saçmalama."

"Belki planları bozulmasın diye ona bir şey söylememizi istemiyor. Biz de sanıyoruz ki ateş bacayı sardı falan. Yani Azat'ta pek aşık olacak tip de yok. Aşk adamı değil o."

"Yuh Ateş! O kadar da değil. O da insan ya hani. Aşk da insanlar için sonuçta. Yani herkes aşık olabilir. Bir senden emin değilim."

"Benimle dalga geçiyorsun da kendi haline hiç bakmıyorsun," dedi Ateş göz devirerek. "Sevda defteri açılmadan kapandı mı?"

"Birkaç gündür hiç görmüyorum. Çalışıyor işte."

Sevda işine devam ediyordu ancak evdeki işler pek iyi gitmiyordu. Babası sıkıntıdaydı. Sevda, babasının tefecilerden para aldığını öğrenmişti. Hatta eve gelen tehdit telefonlarını da.

"Şaka yapıyorum ulan. Takılıyorum sana. Hem için rahat etsin, Petek Azat'ın Kürt olduğunu biliyordur. Kürtleri sevmese neden onu arasın? Bak, sen de bir şeyler var diyorsun."

"Kesin biliyordur değil mi Kürt olduğunu?"

"Herhalde lan, manyak mısın? Azat yüz metre öteden bile 'Ben Kürdüm' diye bağırıyor."

Ateş kahkaha attı. "Sen de bir ara Sevda'yı ara da, hangi gün izinliyse görüşün artık," dedi.

"Numarası yok ki."

"Ciddi misin lan? Kızın numarasını almadın mı gerçekten?"

"Ben kendi numaramı verdim. Ondan almadım."

"Onun aramasını mı bekleyeceksin?"

"Zaten görüşmek istemiyorum ki."

"Bal gibi de istiyorsun. Rahat ol biraz. Korkma. İş yerine git, konuş bence. Bekleme. Bak kız elden gidecek, pişman olacaksın."

Alpan sessizce kışlanın önüne yanaştı. "Bak, yine söylüyorum, gece gece dikkatli olun," dedi o konu hakkında yorumsuz kalarak.

Ateş araçtan inerken merak etme dedi. Sen Azat'a odaklan.

Alpan hızla sahile doğru sürerken Ateş de Şahin'le Serhat'ı yanına alıp kışladan ayrıldı. Serhat'ın tarif ettiği yere doğru gittiler. Serhat mağarayı buldu. Bu mağara, Azat'ı gördükleri mağara değildi. Ellerine silahlarını alıp Serhat'ı önden sokarak içeriye girdiler.

İçerisi karanlık ve sessizdi. Dikkatlice ilerlediler.

Alpan ise Azat'la buluşacağı kafeye gelmiş hatta Azat'ı kendisini beklerken bulmuştu.

"Ne ara geldin lan?" dedi Alpan.

"Yakınlardaydım zaten."

Önce içecek bir şeyler söylediler. Gece uzundu. Çok soru vardı sorulacak ve anlatılacak çok fazla şey...

YERALTI SEVDALILARI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin