O an hissizleşmiştim sanki bana bunu nasıl yapabilirdi. Resmen kullandı beni iki yıl sırf bunun için mi yanımda duruyordu. Kalbimde öyle bir ağrı hissediyordum ki. Boğazımı yandığını hissediyordum.
Ne kadar öyle kaldım bilmiyorum ama zaman çok geçmişti. Biraz kendime geliyordum. Kendime geldiğimde hissiz bir şekilde aynaya bakıp kendimden nefret ediyordum. Ellerime gitti gözlerim öyle sımıştım ki etlerim tırnaklarımın arasındaydı ve kanıyordu ama hiçbir acı hissetmiyordum.
Yavaş yavaş ayağa kalktım hissiz bir ifadeyle sanki bedenimi ve hislerimi alıp götürmüştü sanki bu ben değildim. Direkt banyoya yöneldim ve sıcak suyu açıp altına girdim. Su kaynıyordu ama ben yanmıyordum. Kendimi kullanılıp atılmış bir çöp gibi hissediyordum. Öyle nefret ediyordum ki kendimden. Bir süre duşun altında kaldıktan sonra birden kapı açıldı. Ama o tarafa bakmadım bile. Dilaranın çığlıkları yankılandı banyoda. " Ne yaptın sen!" dedi.
Suyu kapattı ve bir havlu ile sardı bedenimi. Banyodan çıktık beni yatağa oturttu o kadar çok şey söyledi ki ağlayarak. Duymamıştım bile.
Dilara en yakın arkadaşlarımdan birisiydi. Bu hayatta onlara bir de ona güveniyordum. Ama arkadaşlarım beni hiçbir zaman yanlız bırakmadı. Oda bırakmadı gerçi bu sabaha kadar. Daha anlamıyordum nasıl bırakıyordu beni. Sevdiğine gerçekten inanmıştım. Kendimi o kadar kötü hissediyordum ki. Bu tarif edilemeyecek kadar kötü.
Kafamı kaldırıp aynada kendimi görünce yanmış bedenime hissizce baktım. Her zerremden nefret ediyordum çünkü her zerremde o vardı. Onun olduğu hiçbir şey istemiyordum.
Dilara hemen yanık kremi getirmişti. Ve hemen diğer yakın arkadaşlarımız olan Samet ve Salihi aramıştı. Onlar da çok geçmeden gelmişlerdi. Dilara beni giydirdi ve salona geçtik.
Artık arkadaşlarımı görmek bile iyi gelmiyordu. Ben odaya girdiğimde Samet ve Salih şok içerisinde bana bakıyorlardı. "Ne oldu sana böyle!" diye söze girdi Salih. Önce biraz kalbimin ağrısını bastırmaya çalıştım ama olmuyordu. Yapamıyorum. Nasıl baş edicektim yokluğuyla nasıl alışacaktım.
Sonra sesim çok az çıktı "Kullandı ve bırakıp gitti beni" dedim. Gözümden yaş akıyordu ama yüzümde hiç mimik oynamıyordu.
"Ne demek kullandı lan seni" dedi Samet.
"Senem ne olur ciddi olmadığını söyle" dedi Dilara dolan gözlerle.
"Kesin lan!" Dedi Salih birden"Neyi anlamıyorsunuz lan bırakıp gitmiş işte kızı şerefsiz" dedi
Salih çok sinirlenmişti. Hepimiz aynı yaştaydık ama Salihi hep bir abi olarak görüyordum. Lise son sınıfı bitirmiştik ve sınava girmeye hazırlanıyorduk. Çocukluktan beri tanıyordum birbirimizi Samet ben okumam diyordu hep benim ise tek hayalim okuyup psikolog olup Mehmet ile evlenmekti. Sahi ne oldu hayallerime onlar da gitti onunla.
Biraz daha sakinleşmem için kahve yapmıştı Dilara. Nasıl içecektim boğazım yanıyordu kalbim ağrıyordu. Bunu bana neden yapmıştı ki. Hayatımdan sessiz sakin çıkp gitmek varken neden kulllanmıştı beni. Nasıl yapabildi bunu.
O gün bizde kaldılar Dilara ile ben bizim odada uyuyacaktık ama ben o yatakta uyumak istemedim çünkü orada o vardı orada kullandı beni orada bırakıp gitti beni...
Sabah oldu ve biraz daha sakinleşmiştim yada kabullenmiştim bilmiyorum. Samet bir haber almaya çalışıyordu ama yoktu hiçbir iz yoktu ona dair. Ne hissediyordu acaba. Ne düşünerek yaptı bunları.
***
Sanırım artık gidişini kabullenmiştim ama hâlâ yaralıydım. İyileşemiyordum olmuyordu. Nasıl toparlayacaktım bir ay geçti ve onu özlüyordum. Onu özlemek çok acı veriyordu kendimi öldürmek istiyordum onu özlediğim için. Sanki kendime ihanet ediyormuşum gibi.
O gün Samet bizimle çok önemli bir şey konuşacağını söyledi. Bende bize gelmelerini söyledim. Dilara bizde kalıyordu zaten korkuyordu kendime birşey yapacağımdan ama bir ben yoktum ortada ben ölmüştüm çünkü o sabah o yatakta ölmüştüm.
Çok zaman geçmeden bize geldi Samet ve Salih. Ne olduğunu merak etmiyordum açıkçası Sametin her zamanki saçmalıkları diye düşündüm. Samet direkt konuya girdi.
"Size bir teklifim var daha doğrusu Vesel Korkmaz'ın teklifi var" dedi hafif sırıtarak.
"Veysel Korkmaz mıı?" Dedi Dilara
Salih ve bwn hiçbir şey anlamadan onları dinliyorduk.
"Veysel Korkmaz kim?" Dedi Salih
"Türkiye'nin en büyük mafya lideri ve en zengin iş adamı"
"Ne saçmalıyorsunuz ya mafyamız eksikti bir" dedi Salih
"Bak knk çok güzel olacak önce Rusya'ya gidip eğitim alıcaz. Sonra Türkiye'ye dönüp Veysel beyin yanında çalışacağız. Dünyanın parası var ve Rusya'daki bütün masrafları onlar karşılıyor. Siz ister gelin ister gelmeyin ben gidiyorum ama yanımda gelmenizi daha çok istiyorum" dedi Samet.
Söyledikleri aklımda dolanmaya başlamıştı.
"Bende geliyorum" dedi heyecanla Dilara. Salih hiç ister gözüyle bakmıyordu. Ama ben gidersem giderdi. Gitsem daha iyi olmaz mıydı. Buradan anılardan herşeyden uzaklaşmak. Yeni hayata başlamak güzel olmaz mıydı?
"Bende geliyorum" dedim.
Salih şaşırarak sende mi diye bakıyordu sanki. Tebessüm ederek başımı onaylar şekilde salladım Salihe.
"Tamam" dedi oda.
Gidiyorduk buradaki tüm o kötü anılardan kurtuluyorduk. Kurtuluyor muyduk yoksa kaçıyor muyduk
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEDEL (+18)
Romance"Güven bana" "Kimseye güvenmediği kadar güveniyorum sana" İlk defa teslim olmuştum ona karşı. Onun olmak istiyorum. Her dokunuşuyla kendimden geçmek istiyorum. Öyle de oluyordum....