Sürekli hallederim diyorum halledemiyorum. Bir şeyler hep eksik, hep yarım yetişemiyorum. Nasıl olacağını bilmiyorum ama umarım hallederim...
"Senem kalksana ya. "
Duyduğum ses beni uykunun kollarından çekip alırken birazcık sinirlenmiş olabilirim.
"Dilara! Defol git başımdan. Sana kaç kere söylemem gerek benim odama girme diye! "
"Ne bağırıyorsun be. Kalk hadi sürprizim var. "
"Sürprizleri sevmem. "
"Seversin seversin. " Dedi kolumdan tutup beni çekiştirirken.
"Ya kalk hadi. Kırma beni. Zaten haftaya defilem var stres atalım biraz. "
"Ben stres falan atmak istemiyorum Dilara!"
"İtiraz kabul etmediğimi biliyorsun Senemciğim." Dedi yanağıma bir öpücük kondurarak.
"Kalk bir güzel hazırlan. Kendimize izin verdim bir hafta. Tatile gidiyoruz. "
"Üff saçmalama ya işleri öylece bırakamayız. "
"Bırakırız canım bırakırız. "
"Hadi ya kalk artık. Hazırlan bekliyoruz aşağıda. Valizlerini hazırlattım ben giyin ve in."
Gerçekten tam bir baş belasıydı. Sanırım bu hayatta beni eğlendiren beni ben olduğum için seven insanlar da vardı. Beni tamamen olduğum gibi tanıyan arkadaşlarım vardı.
Mehmetin bana o sözleri söylemesinin üzerinden tam 1 ay geçti. O gecenin sabahında Mehmet işe gelmemişti. Bıraktı diye düşünmüştüm ama ertesi gün geldi ve bana yakın davranmaya çalıştı. Pişman olmuştu. Kırıp döktükten sonra ne önemi vardı pişman olmanın ki. Anlayamadığım bir şekilde yumuşak yaklaşıyordu bana. Ama ben yapamazdım. Bana farklı gözle bakmışken ona eskisi gibi olamazdım. Ben her şeye rağmen onu affetmeye razıyken bana kullandığı sözler kalbimi paramparça etmişti. Bitti dedim ya. Bitirecektim onu zihnimde. Kabimde ne kadar denesem de bitmiyordu. Ama zihnimde biterdi öyle değil mi.
Yatağımdan kalkıp kısa bir duşa girdim. Ardından giyinme odasına geçip ne giyineceğime bakınmaya başladım. Mavi bir kot alıp hemen üzerine cüretkar bir hırka aldım. Hırkayı altına hiçbir şey giymeden geçirdim üzerime. İncecik düğmesini de takıp giyindim. Çok fazla göğüs dekoltesi vardı ama kimin umurundaydı ki. Ardından kahverengi deri bir çizme alıp ayaklarıma geçirdim. Saçlarımı at kuyruğu yapıp kahverengi çantamı alıp çıktım.
Aşağıya indiğimde iki adet güler yüz bir adet de zorla duran Salih duruyordu. Anlaşılan Samet ve Dilaranın başının altından çıkmıştı bunlar. Her yıl tatil diye tuttururlardı. Küçük çocuk gibi. Semiha hanım valizleri korumalara veriyordu dikkatlice.
"Artık nereye gittiğimizi söyleyecek misiniz?" Dedi Salih
"Sürpriz olsun dedik ama söylemezsek bizi öldüreceğinizden korkmaya başladık." Dedi Dilara.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEDEL (+18)
Romance"Güven bana" "Kimseye güvenmediği kadar güveniyorum sana" İlk defa teslim olmuştum ona karşı. Onun olmak istiyorum. Her dokunuşuyla kendimden geçmek istiyorum. Öyle de oluyordum....