Gözyaşları içinde kapıyı kapatıp çıktım. Veda etmiştim ona bu sefer geride bırakacak kişi ben oluyordum. Beni asla bulamayacağı bir yere gidiyordum. Bizim hikayemiz de burada bitiyordu. Bitik bir halde yukarıya çıktım. Aysun valizlerimi hazırlamıştı. Salih, Dilara ve Samet hüzünlü gözlerle bakıyordu bana. Gitme der gibi. Başka çarem yoktu.
"Eveett. Öncelikte aşağıdakini bir gün daha misafir edin. Müştemilatta da sevgilisi var giderken onu da verin. Biraz Senem hasar vermiş olabilir kusura bakma dersiniz. Gelelim size işler size emanet. Ha sanmayın ki oradan bize karışamaz elim hep üzerinizde olacak. Ayrıca şöyle bakmayı da kesin. Sanki ölüyorum. Hep gelir gidersiniz. Ama ne olur gelirken dikkat çekmeyin. Aşağıdaki şahsiyet burada bırakmaz çünkü. Gelin bakalım şimdi. "
Diyerek açtım kollarımı. Sarıldım hepsine. Dilara ağlıyordu. Diğerleri de ağlıyordu ama belli etmemek için ellerinden ne geliyorsa yapıyorlardı. Ben ağlamıyordum çünkü kendime söz verdim bundan sonra ağlamak yok diye. Yeni bir sayfa açıyordum kendime.
Hüzün yoktu, ağlamak yoktu sadece mutlu olmak vardı. Ben arkadaşlarım hariç herşeyi geride bırakıp unutup gidiyordum. Mutlu hissediyorum bilmiyorum neden ama mutluydum. O gittiğindeki hissizliğim yoktu aksine gülebiliyordum.
"Sen şimdi gidersen ben seni çok özledim. " Dedi Dilara ağlayarak.
"Üff ne uzattım diloşum ya gelirsin hep. Bak uçağı da sana bırakıyorum rahat gidip gel diye. "
"Evet ya ağlayıp sızlamayın sanki nereye gidiyor. " Dedi Salih. Sesi titremişti.
"Evet bence de yeter. Ben kaçar artık. " Dedim Dilara on yanağından makas alarak.
Hiç arkama bakmadan arabaya doğru yöneldim. Bakarsam arkama dönerdim çünkü. Yavaşça yürüyüp arabaya bindim. Sinan sürmeye başladı arabayı. İstanbul'a ilk geldiğim günü hatırlıyorum da...
Kafamı cama yaslayıp bir daha dönmemeye kararlı olduğum İstanbulu izledim. Havalimanının önüne geldiğimizde yavaşça doğruldum. Gözlerimi silip indim arabadan. Sinan valizleri indirip havalimanına girdi. Sahte kimlikle çıkış yapıyordum yoksa eline koymuş gibi bulurdu beni.
Havalimanına girip geçtikten sonra benim için ayrılan uçağın kalkacağı yere doğru yöneldim. Korumalar valizlerle ilgilenirken ben de uçaktaki yerimi aldım.
Bitti işte bu sefer kalan değil giden ben oluyordum. Beni sevmediğini ilk kez kabul ettim. Bunun benim için ne kadar acı verici olduğunu biliyor musun. Yıllarca bekledim... Her ne kadar dönmesini istemiyor gibi görünsem de her gece yalvarıyordum geri dönmen için. Seni affetmek için bahaneler arıyordum. Ama bu... Bu çok fazla.
Kaptandan duyduğum ses ile kemerimi takıp gözlerimi yumdum. Çok yorgun hissediyordum. Çok geçmeden kendimi uykunun güvenli kollarına bıraktım.
Sesler geliyordu. Gözlerimi hafifçe açtığımda yeni iniş yapmıştık. Gelen ses korumaların sesiydi. Yavaşça doğrulup ayaklandım. Uçaktan indiğimde çok güzel bir gökyüzü karşıladı beni. Güneş delici ışıklarını seriyordu gözler önüne.
Gelmiştim her şeyi bırakmıştım geride....
Mehmet'in Anlatımı
Gitti...
Hayatımı adadığım kadın. Hayatta her şeyden herkesten çok sevdiğim kadın. Yapamazdım ben onsuzlukla çok zor başedebilmiştim. Şimdi onsuz yapamam. Yalvardım. Gitme dedim. Beni her şeyle cezalandır ama sensizlikle cezalandırma dedim... Gitti... Bakmadı arkasına...
Bu sefer gördüm gözlerinde. Kararlıydı. Bakmıyordu bana eskisi gibi. Bana verilebilecek en acı cezayı vermişti.
Nereye gitti.... Ne yapıyor şimdi... İyi mi...
Beni şu odada gebertse sesimi dâhi çıkarmazdım. Ama onsuzluk...
***
Ne kadar kaldım bu lânet yerde bilmiyorum. Zaman kavramım yok gibi. Kapının açılma sesiyle hemen kalktım oturduğum yerden. Gelmiş miydi.
Kapıya doğru baktığımda tekrardan düştü omuzlarım. Gelen Dilaraydı. O gelmemişti.
Dilara tebessüm ederek " Oda her kapı çaldığında sen geldin umuduyla koşuyordu kapıya. Ama sen hiç gelmedin Mehmet 5 yıl boyunca ne kadar bize belli etmese de hep seni bekledi içten içe. Son güne kadar hep umutluydu senden. Sen geldikten sonra gördüm o mutluluğu benim arkadaşımın 5 yıl sonra ilk defa gözlerinin içi gülüyordu... Ona bu kötülüğü neden yaptın Mehmet, onun mutluluğunu neden aldın elinden. "
"Ya bak yemin ediyorum ben onu köpek gibi seviyorum. Sana nasıl anlatırım bilmiyorum ama yemin ederim çok seviyorum. "dedim.
"Seven insan böyle mi yapar Mehmet."
"Dilara ben ne anlatırsam anlatayım inanmazsınız bana. Sizin inanmanız umurumda bile değil. Senem nerede lütfen söyle. "
"Yapamam Mehmet olmaz. Bu sefer gerçekten gitti senden. " Dedi.
Gidemezdi ... Olmaz...
***
Senemin Anlatımı
Buraya geleli bir hafta oldu. Şu an hastaneye gidiyordum. Her zaman yaptığım rutin kontrollerimi yapmam gerekiyordu. Buraya gelirken biraz üşüttüm sanırım onun için de gidiyordum aslında.
Hastanenin önüne arabamı park edip indim. Doktorum beni bekliyordu selamlaşıp içeriye girdik. Birkaç tahlil yapıp kahve içmeyi teklif etti. Kabul edip kahve içtik.
Tahlil sonuçları çıkınca doktor bilgisayar başına geçip sonuçlara bakmaya başladı. Göz gezdirirken gözleri bir noktada kitlendi. Şaşırmıştı.
" Problem ne" diye sordum İngilizce konuşarak.
"Yok. Yok bir problem yok. Ama"
"Ama?"
"Bebeğiniz var. "
Ne demişti o bebeğiniz mi var demişti. Benim mi bebeğimdi. Benim bebeğim mi olacaktı. Kahkaha atmaya başladım. Benim karnımda bebek mi vardı. Hem de benim.
Bebeğim olacaktı....
Senemin hamile olması hakkında ne düşünüyorsunuz?
Tekrar döner Senem Türkiye'ye "
Bölüm nasıldı sizce?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEDEL (+18)
Romance"Güven bana" "Kimseye güvenmediği kadar güveniyorum sana" İlk defa teslim olmuştum ona karşı. Onun olmak istiyorum. Her dokunuşuyla kendimden geçmek istiyorum. Öyle de oluyordum....