Sabah kendimi yatakta buldum. Eymen de aşağıdaki minderlerde uyumuştu. Aşağı inip üstünü örttüm. Sonra aşırı sessiz bir şekilde kahvaltı hazırladım. Kavurmalı yumurta yaptım. Kahvaltılıkları çıkardım. Kendime bu sırada kahve yapıp içtim. Ama sofraya çay koymayı da ihmal etmedim. Her şey yarım saat içinde hazırdı. Ama paşam hala uyanmadı. Bende azıcık kapının önüne çıktım. Evin etrafında gezinirken Miro da benimle geldi. Çok uzağa gitmedik. İlerde bir tane daha ev vardı. Çok evin o taraflara girmek istemedim. Arkamı döndüm. Sonra arkadan bir ses geldi. "Ada takibe de mi başladık bakayım?" Tekrar arkamı dönüp baktığımda amip olduğunu fark ettim. Ulan bu çocuğun ismi neydi ya? "Tabii aşkım işim gücüm yok ormanlara seni takip etmeye geldim. Allah'ım ya Rabbim ya." Amip güldü. Yanıma doğru ilerlemeye başladı. Miro deli gibi havlıyordu. "Aşkım ha? Sevdim bunu. E, yerimi de buldun. Söyle o zaman ne yapmak istiyorsun?" Ofladım. Sonra Miro'yu kucağıma alıp tam gidecekken. Kolumdan tutup bana yaklaşmaya başladı. Miro bu ana izin vermedi. Bacağını ısırmaya başladı. Bırakınca bacağı kanıyordu. Sonra güldüm. Miro'yu alıp oradan uzaklaştım. Çok şükür uzun sürmedi. Sadece yol boyu bunu söylüyordum.
Eve gittiğimde hala gülesim geliyordu. Miro ellerimi yalıyordu. Ama ben kapının önüne ulaştığımızda gülmeyi biraz abartıp kahkaha attım. Kapıyı açıp koşarak yanıma gelen Eymen bana sımsıkı sarıldı. "Oh. Çok korktum. Bir şey oldu zannettim sana. Seni yukarıda göremeyince ödüm koptu Ada. Zaten telefonumun da şarjı bitmiş." Gerçekten korkmuştu. Kalbi aşırı hızlı atıyordu. Muhtemelen yeni uyanmıştı. Hem sesi daha dolu geliyordu. Hem de şebek suratı her şeyi anlatıyordu. "Korkma balım. Senin uyanmanı beklerken Miro'yla yürüyüş yaptık." Yüzümü avcumun içe alıp korkak gözleriyle gözlerime baktı. Ardından alnımı öptü. Ona gereksiz şahıstan bahsetmedim. Çünkü gerek yoktu. Keyfimizin kaçmasını istemedim. Sonra elinden tutup yemek masasına doğru çekiştirdim. "Bak bakayım beğenecek misin?" Eymen tabii ki yine gülümsedi. Gözlerini gözlerime odakladı. Çikolatalı süt misali gözlerinde resmen boğuluyordum anasını satayım. Bunlar neden bu kadar güzel? "Sen yaptın sonuçta tabii ki güzel olacak sevgilim." Bende gülümsedim. "Çok açım hadi." Tam oturacaktım ki yine centilmenlik yapıp sandalyemi çekti. Sonra oturduk. Her yediği şeyi gerçekten beğendiğini yüz hatlarından anlayabiliyordum.
Yemek bittikten sonra beni gidip koltuğa oturtturdu. 'Toplamayı da bir zahmet ben yapayım. Otur sende.' dediği için bende koltuğa oturup biraz telefonumla ilgilenmeye başladım. Deren çocuğun fotoğrafını gizlice çekip bana atmış gece. Çocuk hafif yakışıklıydı. Yani tabii kimse benim Eymen'im kadar yakışıklı olamazdı. Kısaca fikrimi belirttim. Bu sefer televizyondan Bugs Bunny açtım. Eymen yine tek gözüyle izlemeye çalışıyordu. İşi bitince yanıma geldi. Bir iki bölüm izledikten sonra yine sohbet etmeye başladık. Yaklaşık bir saat daha kaldık. Sonra toparlanıp çıktık. Sabah gidecek olması beni üzüyordu. Ama bir yandan da sevgilim olduğu için istediğim zaman arayabilirdim. Bunun mutluluğu vardı içimde. Ayrıca sınavlardan sonraki tatilde yani iki üç hafta sonra bir haftalık tatile geleceği için mutluydum.
Aleyna beni gezmeye çağırdı. Onunla kahve içmeye çıkacaktım. Bu yüzden Eymen'le beraber otele gittim. Deren bir iki saat sonra eve geçecekti. Bu yüzden Aleyna'yla beraber vapurla karşıya geçip hem kahve içip hem gezecektik. Eymen beni bırakmak istemiyordu. Tabii ben de onu. Arabadan indikten sonra birbirimize sıkıca sarıldık. Adeta bütün vücut sıcaklığı kanıma işledi. Sonra tekrar alnıma bir öpücük bıraktı. 'Seni seviyorum.' demeyi ben gidene kadar sürdürdü. Tam giderken tekrar seslendi. "Ada. Dur!" Yine sarıldı. Bu sefer ben ellerini tutup yanağından öptüm. "Bu sefer gidiyorum sevgilim. Yoksa Aleyna kızacak." Dedim tuttuğum ellerini bırakırken. Ben içeri girene kadar yine arkamdan baktı. Yine gözüm arkada kaldı benimde. İçeri girmeden son bir bakış attım. Sonra hızlıca yukarı çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KELEBEK HİSSİ
JugendliteraturÜniversiteye yeni geçen bir genç kız, lisedeki arkadaşlarıyla buluşacağı gün onu buluyor. Ama o sadece bir arkadaş değil. Hayatının aşkı. Birbirlerine kelebek hissi yaşatan iki aşık. Onlar bir olmayı seçti. Onlar sadık olmayı seçti. Onlar birbirini...