O gece çok eğlendik. Film izledik, istediğimiz her şeyi hazırlayıp yedik, dertleştik, ağladık, güldük. Akla gelebilecek her şeyi yaptık. Bir tek Eymen'i değil. Deren'in on iki flörtünü de konuştuk. Ama bir tanesi farklıymış. Ona daha farklı duygular hissediyormuş. Ama unutamadığı eski sevgilisinin adını ağzına aldığı anda ağzına yapıştırdım. Neyse öyleli böyleli sabaha kadar oturduk. Kitabın yazımına devam ettik. Bana arada fikir verdi. Yarın okula gitmek istemiyordum. Gerçi prova da vardı ama istemiyordum işte. Gitmemeye karar verdim. Sabah Deren'in işe gitmesi gerekiyordu ama buna rağmen uyumuyordu. İşe gitmesine iki buçuk saat vardı. Kaç kere git uyu dememe rağmen uyumadı. Ben dayanamayıp uyumaya karar verdim. Öğleden sonra uyandım. Deren bugün de aynı saatinde çıkacaktı. Ama ben çok üşendim. O yüzden hiç gitmekle uğraşmadım. Kahvaltı hazırlamak için mutfağa gittim.
Deren Karay :
Dün gece Aleyna bana mesaj attı. Ada'nın doğum gününü erken kutlayacaklardı. Beni de çağırdı. Muhtemelen Ada hala hayvan gibi uyuyordu ya da yeni kalkmıştı. Ayrıca üşenip yurda gitmeyeceğinden de emindim. Eymen'i de görmüştüm. Hala bir muhabbet etmemiştik ama iyi bir çocuğa benziyordu. Yani Ada'nın anlattığı kadar vardı. Üstelik uzaktan bile. Sahil kenarında bir kafedeydik. Bütün organizasyonu Aleyna tek başına yapacağını söyledi. Biz de arada yardım gerektiği zaman yardım ediyorduk. Tabii Kerem ve Gündüz otelden buraya gelme zahmetinde bile bulunmamıştı. Ateş ve Akay yaklaşık bir saat sonra Ada'yı benim evimden alacaktı. Ben Ada'ya aynı saatimde çıkacağımı söyledim ama yalan söyledim. Bugün izin aldım. Süsleri yapmaya çalışan Aleyna'ya yardım ettim. Üç kişi olduğumuz için hızlı bitmişti. Arada boyu yetişmeyen Peri'ye de yardım eden Aleyna oldu. Ayrıca Ada Hanım'ın yapılan pastasına baktık. Mükemmeldi. Spiderman'lı pastasını görünce eşek sıpasının kuduracağını tabii ki anladım. O anı hayal edince gülümsedim. Her şey hızlıca bitti. Tek eksiğimiz bizim sıpaydı. Aleyna Ateş'e haber verdi.
Ada Parlar :
Koltukta yayılmış film izlerken Ateş beni aradı. "Efendim balım?" Hızlıca lafa girdi. "Alo! Balım hazırlan hemen." Of ya ne güzel yayılmıştım. "Sebep? dedim sorgulayıcı sesimi belli ederek. "Kanka gezmeye gideceğiz işte. Ama eşofman tişört giyme he. Güzel bir şeyler giy." Of. "Ay Ateş ay. Sırf zararsın he." Ateş güldü. "Tabii Ada'm bak ismim bile Ateş ne bekliyorsun benden." Kahkaha attım. "Doğru. Tamam ben şimdi arkadaşımdayım. Yurda gideyim. Hazırlanayım haber veririm." Ateş birden bağırdı. "Dur! Biz arkadaşının evine geliyoruz Akay ile. Sen dur bak. Biz yurda götürürüz." Birkaç saniye sustum. "Tamam kanka bağırma. Sakin. Bekliyorum." Cümlem biter bitmez yine konuştu. "Tamam hadi az kaldı bay." deyip yüzüme kapattı. Şaşırdık mı? Hayır. Söz konusu Ateş'ti çünkü. Bavulumu ve etrafı toparladım. Ardından pijamalarımı çıkartıp gündelik şeyler giydim. Onlarda zaten bu arada geldi. Arabada çokta bir şey konuşmadık. Hoş geldin beş gittin. ruh halin nasıl? Falan filan yurda geldik.
Arabadan benimle birlikte Ateş ve Akay da indi. Odama çıktık. Ateş direk dolabımı açtı. Her ucuna baktı. "E, burada hiç şık kıyafet yok." Ateş'i omzuna dokunarak dürttüm. "Kanka zaten benim en şık kıyafetim crop pantolon." Suratı asıldı. "Of ya. Dur o zaman. Mecbur olarak şu siyah crobu al. En şık olanı bu malum. Bir de şu pantolonu al. Siyah bari asil göstersin." Dediğini yaptım. "E, saçını da şey yap. Şu dağınık topuzunu da boz. Hakikaten dağınık olmuş iyice. Sal böyle. Heh. Makyaj olarak da dur." Yine sakince omzunu dürttüm. "Kanka benim sadece makyaj malzemesi olarak gloss ve rimel var." Ateş güldü. "Bunun olacağını tahmin ettim." Derken sırt çantasından makyaj çantasını çıkardı. Onun da çok malzemesi yoktu ama benimkinden fazlaydı. "Sana siyah bir makyaj yapacağız." Ben siyah makyajı çok severdim. Ama annem pek sevmediği için bu zamana kadar hiç yapmadım. Ateş bana bunu deyince gülümsedim. Ateş aşırı hızlı bir şekilde makyajımı bitirdi. Üstümü giyeceğim için Akay'ı kendi elleriyle dışarı çıkardı. Üstümü giyindiğimde Ateş'e benzediğimi fark ettim. Ateş'in tarzını beğendiğim için bu halim hoşuma gitti. Arabaya bindik. Yol boyu nereye gideceğimizi söylemediler. Onlar da bilmiyormuş. Öylesine geziyormuşuz. Ulan bu kılıkla öylesine gezilir mi? Gerçi Ateş gece yatarken bile simsiyah giyiniyordu onun için normaldi. "Ulan Ateş kızı iyice kendine benzettin." Ateş kaşını kaldırarak Akay'ı süzdü. "Sen ne anlarsın be tarzdan. Sen buna bakma Ada'm ikimizde çok güzeliz." Akay da aynı bakışı Ateş'e attı. İkisinin atışması beni güldürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KELEBEK HİSSİ
Dla nastolatkówÜniversiteye yeni geçen bir genç kız, lisedeki arkadaşlarıyla buluşacağı gün onu buluyor. Ama o sadece bir arkadaş değil. Hayatının aşkı. Birbirlerine kelebek hissi yaşatan iki aşık. Onlar bir olmayı seçti. Onlar sadık olmayı seçti. Onlar birbirini...