Hepimiz gecenin bir yarısında yurdun bir sokak altında olan parkta oturuyorduk. Ben hala olayı çözememiştim. Sadece Akay'ın Açelya'nın abisi olduğunu anladım. Ama sonrakileri asla anlamadım. Eymen bana, ben Ateş'e, Ateş Akay ile muhabbet eden Duman'a bakıyordu. Birinin şu konu hakkında bir açıklama yapmasını bekliyordum. "Ateş gelsene benle." Tabii ki ilkin de tepki göstermedi. "Ateş sana diyorum." "Hı." "Gel benimle." İki yanımızdaki banka oturduk. "Çabuk bana burada neler olduğunu anlatıyorsun." O hala Duman'a bakıyordu. Eymen ise bize. "Lan çek şu gözlerini. Neler oluyor sen Açelya'yla tanışıyor muydun?" Dedikten sonra bana baktı. "Aslında söyleyecektim. Ama durumu biliyorsun. O karmaşanın içinde sana Açelya'nın kuzenim olduğunu söyleyemezdim." Buna sinirlendim onu söylemesi nasıl bir saçmalık olabilirdi ki. "Ne alaka?" Biraz düşündü. İç çekti. "Açelya benim kuzenim. Kendisini hiç sevmem şahsen o da beni aynı şekilde. Akay onun abisi ama Açelya'dan daha çok sevdiğim kesin. Neyse sen anlattığında bilmiyordum bende kim olduğunu. Aklımın ucundan bile geçmezdi. Açelya'nın konuştuğu kişiye bakınca anladım zaten anlattığın kişinin abim olduğunu." Abin mi? Bunu öğrendikten sonra aklıma Ateş'e ballandıra ballandıra anlattığım şeyler geldi. Düşündükçe utançtan yerin dibine girdim. Hatta yanaklarımın kızardığını hissediyordum. Göz ucuyla tekrar Eymen'e bakacakken hala bana baktığı için tekrar gözlerimiz buluştu. Yine utandım ve gözlerimi kaçırdım. Ateş sakin aynı zamanda gülümseyerek lafa girdi. "Tamam balım utanma." Elini yanaklarıma doğru uzatırken bir kez daha lafa girdi. "Kıpkırmızı oldun lan sakin ol. Tamam anladık seviyorsun." Ona dik dik baktım. "Yok öyle bir şey Ateş. Emin değilim dedim." Bu sefer çok dikkat çekmeden kahkaha attı. "İnandım balım inandım." Gözlerimi kısarak baktım bu defa.
Bu bakışımı kaçıran şeyin iki sebebi vardı. Birincisi o hafiften gelen mükemmel koku. İkincisi de narin sakin bir ses. "Abicim seninle sonra anladın sen şimdi kalk Akay sana bir şey diyecekmiş." Akay'ın hiç öyle bir niyeti olduğunu sanmıyordum. Gayet de şuan Duman'la çok hararetli yoğun bir muhabbetin içindeydi. "Yo. Aslında gayet meşgul kendileri." Kesinlikle bunu da soracağından emindim. "Abi siz Duman'ımı.." Eymen'in ona bakmasıyla duraksadı. Buna sessizce gülmüştüm. "Yani Duman Beyi nerden tanıyorsunuz?" Eymen birkaç saniye daha Ateş'e dik dik baktıktan sonra sesini bastırarak lafa girdi. "Arkadaşım da neden sordun abicim." derken Ateş'e yaklaştı biraz. Ateş az önce herkesin elinde silah varken korkmamıştı ama şimdi tırsmıştı. "Öylesine. Neyse ben gideyim Akay diyordun sen." Ateş tam arkasına dönüp gidecekken Eymen onu omzundan tuttu. "Ateş." Korkuyla dönen Ateş adeta bir kedi miyavlaması gibi "Efendim." dedi. "Abicim az önce ne dediğini duydum. Güzelim unutmam bunu ben konuşacağımız konu uzadı. Haberin olsun. Anlamadım sanma yani. Hadi şimdi devam et." Gitmemesi için Ateş'e kaşlarımı kaldırdım ama pek de işe yaradığı söylenemezdi.
"Şimdi sana gelelim Adacım. Küs müyüz. Öğleden sonra atılan mesajlara aramalara cevap verilmemiş geldiğimden beri de yüzüme bakmıyorsun?" Mesaj ve aramalardan haberim yoktu telefonuma daha bakamamıştım. Hatta yanımda bile değildi. "Telefonuma eve geldiğimden beri bakamadım. Ayrıca yüzüne bakmıyor falan da değilim. Ha bir de bulunduğumuz yere bir baksana. Sence bu ortamda benimde bilmem gereken bir şeylerin olması lazım değil mi?" Kaşlarını çattı. Ama sinirlendiği için değildi, olayı anlamak içindi. "Anlamadım." Gözlerimi etrafta gezdirdikten sonra tekrar anlattım. "Dün bana kardeşin olduğunu söyledin ve geçiştirdin. Bugün arkadaşımın abisi oda arkadaşımın kuzeni çıktın. Ateş ve Açelya da bana bir şey söylemedi. Şuan kendimi bir bulmaca da gibi hissediyorum. Ayrıca Açelya'nın telefonunda kalpler içinde Eymen Yıldıray yazdığını görünce sanmıştım ki.." Saçmaladığımı fark edince cümlemi yarıda kestim ve gözlerimi kaçırdım. Ama hala Eymen'in yukardan gülümsediğini fark edebiliyordum. "Ne sandın?" Tek cümleyle. "Hiç bir şey." deyip yanından uzaklaşmak için bir adım attım. Ama Eymen önümü kesti. "Ada. Dur. Tamam sormadım. Sen ne zaman istersen o zaman cevaplarsın zaten." Ne alaka şimdi ya. Neden sonra açıklayayım ki. "Tamam." deyip geçiştirdim bu sefer. Şimdi de salak gibi ayakta kalmıştık. Konuşacak konu da kalmamıştı. Pijamalarla çıktığım için biraz üşümüştüm tabi. İkimiz de hafiften diğerlerinin yanına doğru gitmeye başlayacakken kollarımda bir çift sıcaklık hissettim. Bu Eymen'in alev gibi yanan elleriydi. O kadar nazik kavrıyordu ki ellerini tutup sıkmasını sağlayasım geliyordu. Yani bunu yapmadım tabii.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KELEBEK HİSSİ
Novela JuvenilÜniversiteye yeni geçen bir genç kız, lisedeki arkadaşlarıyla buluşacağı gün onu buluyor. Ama o sadece bir arkadaş değil. Hayatının aşkı. Birbirlerine kelebek hissi yaşatan iki aşık. Onlar bir olmayı seçti. Onlar sadık olmayı seçti. Onlar birbirini...