13. Bölüm *Gitme. Olmaz mı Sirius adamım?*

144 92 0
                                    

Yine bakışmaya başladık. Saymadım ama  bir dakikayı geçtiğini düşünüyorum. Bu bakışmaya duvardaki çizimlerini sorarak sonlandırmaya karar verdim. "Sen mi çizdin? Sen yaptıysan çok güzel olmuş bu arada. Bana da bir tane çizer misin? Söz odamın en dikkat çeken yerine  asacağım ve altında ismin yazacak." Bu sefer beni dinlememişti. Sadece gözlerimin içine gülümseyerek bakıyordu. "Ada." "Hı." demiştim. Sadece bunu diyebilmiştim. Yüzüme doğru eğildi.  "Çok güzelsin." Asıl bunu duyunca bir sessizlik oldu. "Sadece bunu söyleyeceğim. Ada, çok güzelsin." Hala gözlerimin içine bakıyordu. "Seni bunun için tuttum." Kapıyı açtı ve içeri geçmem için kenara çekildi. Olanları anlamıyordum. Sadece şunu söyleyebilirim. Kelebek hissi ve ben çok iyi anlaşamıyoruz herhalde.  Kalbime bir ok saplantı. Evet Eros'un oku. Kapıdan çıkmak için yavaşça bir adım attım. O an daha önce bu cümleyi bana kimsenin kurmadığını fark ettim. Bu arkamı dönüp ona bakmamı sağladı. Hala hiç bozmadığı o şirin suratıyla bana bakıyordu. Şaşkınlığım geçmemişti. Ama yine de salona doğru yavaşça ilerledim. Bu arada parfümü çantama koymayı ihmal etmedim.

Herkes sofraya oturmuştu. Önden ben arkamdan da Eymen gelmişti. Bizi görünce Ateş ve Açelya gülümseyerek bize baktı. İlk defa ortak bir şey düşünüyorlardı. A, hayır. Bir tek onlar değil Akay'da bize bakıyordu. Hiç bir şey olmamış gibi yerlerimize geçtik. Eymen benim karşımda oturuyordu. Arada masaya koyduğu kolunun üstüne başını yaslayıp bana bakıyordu. Yanında olan Duman da Ateş'e. Ulan ne oluyor? Elden gidiyoruz Ateş bir şey yap. Oho Ateş burada mı ki? Can'ın tatlı konuşması, Akay ve Açelya'nın derin muhabbeti, Ateş'in arada Akay'ın muhabbetine katılması. Bütün  bunların içinde onun bakışı bütün sesleri kafamda susturuyordu. 

Biz Eymen'le sofrayı toplarken, Açelya telefonuyla ilgileniyordu, Ateş minderlere oturmuş Can'la muhabbet ediyordu, Duman ve Akay'da haberlere bakıp siyaset konuşuyorlardı. Sofrayı toplarken hiç bir şey konuşmamıştık. Arada kaçamak bakışmalar dışında bir şey olmamıştı. Masayı toplama işlemleri sona erdikten yaklaşık on dakika sonra Beyler ayaklandı. "Nereye böyle özgür afgan ordusu gibi?" Diyen Açelya olmuştu. "Aşağı abicim basket maçı yapacağız." Bu soruyu yanıtlayan ise Akay oldu. Bunu duyan Ateş durur mu yapıştırdı cevabı "Bizi çağırmak yok mu?" Eymen bunu duyunca bir kez daha baktı. "Gelmek ister misiniz Ada?" Ah bu çocuk her geçen dakika kalbimi fethediyor. "Olur." dememle Eymen elimi tutup nazikçe çekiştirdi beni. "O zaman bu tarafa doğru gideceğiz." Herkesin arkamızdan bize baktığını hissedebiliyordum. Önden yine asansöre biz bindik. Asansöre Ateş tam binecekken Eymen ona bir el sallayıp tuşa bastı. Aynadan birbirimize kaçamak bakışlar atıyorduk.  Ama yine bir şey konuşmamıştık.

Beyler maç yaparken ben çimenlerde Can'ın yanında oturuyordum. Açelya da yanımızdaki bankta arkadaşlarıyla konuşuyordu. Ateş ise diğer potada kendi kendine maç yapıyordu. Can elindeki arabayla oynarken bende biraz sosyal medyada dolaşmak için telefonumu elime aldım. Gelen birkaç mesajı yanıtladım. Duru yarın beni kahvaltıya çağırıyordu. Yarın sadece prova vardı. O da öğleden sonra olduğu için kabul ettim. İnstagram'a girdim. Mesaj kutumda iki bildirim vardı. Biri Eymen'den, diğeri de Aleyna'dan en az on beş tane atılan reels videolarıydı. Hepsinin altında kahkaha atabileceğim şeyler yazmıştı. İlk önce on beş videoya da yanıt verdim. Geneli randomdu zaten. Sonra Eymen'in mesajına baktım. ' EYMENYILDIRAY_ BİR HİKAYEDE SENDEN BAHSETTİ' Bu yazıyla karşılaşınca aşırı şaşırdım ama bir o kadar da mutlu oldum. Dönüp maç yapan Eymen'e baktım. Hala çok yakışıklıydı. Sonra attığı hikayeye baktım. Arkada çalan şarkı beni adeta mest etti. Lana Del Rey- Yes To Heaven... Yan taraftaki aynanın boşlukta kalan yerinde de minik beyaz bir kalp vardı. Hikayesini beğendim. Bende bunu hikayemde paylaştım.

 Ateş koşarak yanıma geldi. "Of Ada ya çok sıkıldım. Hadi sende gel." Olmaz Can yalnız kalır. "Ben bakarım siz gidin." "Heh bak Açelya yanında kalk." Bu sefer kalktım. "Abi biz de oynayacağız ." Hepsi durdu. "Tamam o zaman Ateş güzel oynuyor o bizim takımda olsun. Sizde üçünüz oynayın." Eymen bunu duyunca yine sinirlenmeye başladı. Ateş hala Duman'a bakışıyordu. Yine araya girmek zorunda olduğumu fark ettim. "Yok bence kızlar ve erkekler olarak ikiye ayrılalım. Biz iki kişi olsak da olur. Dimi Ateş." dememle Ateş'i dürtmem bir oldu. "He. Olur." Bunu demesi Eymen'i biraz olsun rahatlattı. İkiye ayrılıp maça başladık. Sanki Eymen bana topu bilerek veriyordu. Ama ben yine de atamıyordum. Neden olduğu barizdi. Ateş bile benden on santimden daha fazla uzundu. Arada Eymen bana bu konu yüzünden gülümsüyordu. Ama her şeye rağmen Ateş sayesinde maçı biz aldık.

KELEBEK HİSSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin