29. Bölüm *Hayallerimi yaşıyorum. Bir evim. Bir işim. Bir tanecik sevgilim. 🖤*

50 12 0
                                    

3 AY SONRA :

Çok çabuk geçti. Sanki daha üç hafta bile olmamıştı. Ama aslında okulların kapanmasına  iki haftadan az bir süre kalmıştı. Eymen'in dersleri neredeyse bittiği için İstanbul'a dönmüştü. Deren işi bırakıp tekrar sınavına hazırlanmaya başladı. Çoktan kitabım basılmıştı. Yarın öğlen ilk imza günümdü. Hatta oynadığımız dizi de yarın akşam dijitalde ilk bölümü gösterilecekti. Bu süreçte tabii başka şeylerde oldu. Mesela Ateş iki tane daha belaya bulaştı kıçı rahat durmadı yine. Eymen yine onu bir tanesinde karakoldan topladı. Açelya da son oynadığı oyunda bir anda patladı. Şuan ajans arıyor ve muhtemelen de aynı ajansta olacağız. Batu ve benim takipçim bir milyona doğru koşuyor. Eymen ve beni çift sayfaları paylaşmaya devam ediyor. Aslında dizi için Batu ve benim fan sayfalarımın daha çok olması gerekse de şuna yüzlerce Eymen ve benim için fan sayfaları vardı. Eymen'e çok ünlü bir Beşiktaş'ın basketbol takımında geçen gün teklif geldi. Ayrıca Aslı Eymen'in manken olması konusunda dirense de Eymen hayallerinden vazgeçmek istemiyordu. Bunu daha önce söyledim mi bilmiyorum ama Eymen psikoloji okuyor. Ayrıca 'Kalbin Zihni' adlı kitabının yazım aşamasını sürdürüyor. 

Bu gece uyumam anlaşılan çok zor olacaktı. Bu arada yeni kurgumun on beşinci bölümünü yazmayı az önce bitirdim. Sabah erken kalkıp hazırlanmam gerekiyordu. Ama bir sorun vardı. Ben uyuyamıyordum. Salonda oturan Deren'i yanıma çağırdım. Onun dizine yatıp uyumaya çalıştım. Başardık galiba çünkü alarmla birlikte gözümü açtım. Yanımda Deren yoktu. Hemen duş alıp dün akşamdan hazırladığım kıyafetlerimi giyindim. Spor bir kombin yapmayı çok istesem de hiçbir arkadaşım bunu kabul etmedi. Şık bir beyaz crop altıma da siyah bir etek. Rahat olmayacaktım ama şık olmalıydım. Sonuçta ilk imza yani. 

Odadan çıktım. Deren muhtemelen uyuyordur diye düşünüm. Saçım ve makyajımı yapacaktı sözde. Odasına gidip onu uyandırmak istedim ama odada değildi ve yatağı topluydu. Kapısını kapatıp odasından çıktım. Sonra aşağıdan sesler geldiğini fark ettim. Aşağı indim. Salonda kimse olmadığı için adımlarımı mutfağa doğru attım. Deren kocaman bir sofra hazırlamıştı. Arkasını döndüğünde beni gördü. "Ada'm uyandın mı balım. Günaydın. Hadi geç masaya. Karnını doyurmadan hiç bir yere gidemezsin. Bu arada az önce seni uyuyorsun sanıp kafana damacana boşaltıyordum Allah'tan uyanmışsın." Hala sofraya bakıyordum. Cevap bile vermeden masaya oturdum. Ama Deren beyaz bir şey giydiğimde ne hale soktuğumu adı gibi bildiği için boynuma sofra bezi bağladı. Şuan çok komik göründüğümün farkındaydım. Ama itiraz edersem başıma gelecekleri bildiğim için hiçbir şey diyemedim. Yemeğimi yine çok yemedim. Aşırı şişkinlik artı heyecan eşittir kusma demekti benim için. Deren bunu bildiği için hiç itiraz etmedi. Sofrayı hemen ikimiz beraber topladık. 

Sonra Deren bana saç makyaj yaptı. Makyaj yapmayı hiç sevmiyordum. En fazla rimel ve lip glos. Ama Deren bana tam anlamıyla makyaj yaptı. Aynadan baktığımda sadece kendimi güzel hissettim. Çok iyi değildim ama kötü de değildim. Kendimi makyajlı sevmiyordum ama Deren bayılmıştı. "Lan sen makyaj yapmayarak kötülük yapıyorsun kendine. Şu güzelliğine baksana. Yerim ya. Ay kimin arkadaşı." Ona sadece küçük bir tebessüm ettim. Deren'de hızlıca hazırlandı. İlk defa. Motorumla gitmek isterdim ama bu kıyafetle hiç bir yere gidemezdim. Akay'lar bizi sitenin önünden aldı. Deren yine her zamanki gibi önde oturan Eymen'i bakışlarıyla arkaya gönderdi. Ben heyecandan ölecektim. Eymen elimi tutup beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Ama bu daha çok beni heyecanlandırıyordu. Akşam özel bir mekana gidip dizinin ilk bölümünü izleyecektik. Bu da heyecanıma heyecan katıyordu.

İmza büyük bir kütüphanede olacaktı. Gittiğimizde bizim arka kapıdan girmemizi istediler çünkü masamın önünde koskoca bir kuyruk olmuştu. Arkada kendimi rahatlattım Eymen gitmeden önce elimi öpüp sakin olmam gerektiğini söylüyordu. Beş dakika sonra tam vaktinde masama doğru gittim. Herkes beni görünce birden çığlık atmaya başladı. Masama oturdum. Yavaş yavaş imzalara başladım. Bütün kuyrukla aynı zamanda fotoğraf çekildim. Kuyruğun bitmesi en az dört beş saatimi aldı. Yine geçirdiğim en güzel günlerden biriydi benim için.

KELEBEK HİSSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin